Yılbaşı yaklaşırken sahte alkol uyarısı! ‘Bandrol varsa güvendeyim’ yetmiyor






Yılbaşı Öncesi Kritik Uyarı: Sahte Alkol Tehdidi ve Görünmeyen Organize Şebekeler

Yılbaşı Öncesi Kritik Uyarı: Sahte Alkol Tehdidi ve Görünmeyen Organize Şebekeler

Yılbaşı kutlamalarının yaklaştığı şu günlerde, Türkiye’nin pek çok bölgesinde yeniden alevlenen sahte alkol vakaları, sıradan bir kaçakçılık sorununun çok ötesinde, organize ve sofistike bir halk sağlığı krizine işaret ediyor. Son dönemdeki yoğun operasyonlar, buzdağının görünen kısmını ortaya koyarken, uzmanlar tüketicileri, güvenli olduğunu düşündükleri alışkanlıklarını yeniden gözden geçirmeye çağırıyor.

Kasım ayı içerisinde yapılan operasyonların boyutları, sorunun vahametini anlamak adına çarpıcı veriler sunuyor. Yetkililer, ülke genelinde 150 binden fazla şişe sahte veya kaçak içki, 90 bin litreyi aşkın saf etil alkol ve on binlerce litre kaçak alkollü ürün ele geçirdi. Bu rakamlar, yalnızca bir aylık süreçteki faaliyetin hacmini göstererek, arka planda işleyen büyük ölçekli bir endüstrinin varlığını gözler önüne seriyor.

“Bandrol Güvencesi Her Zaman Yeterli Değil”

Cumhuriyet gazetesine konuşan Gıda Güvenliği Uzmanı Nurten Sırma, konunun sadece “merdiven altı” diye tabir edilen küçük çaplı üretimle sınırlı olmadığının altını çiziyor. Sırma, sahte alkol üretim ve dağıtımının artık yüksek derecede organize şebekeler tarafından yürütüldüğüne dikkat çekiyor.

“Sağlık kuruluşlarına başvuran bazı vakalarda, kişilerin bandrollü ve piyasada yaygın olarak satılan ürünleri tükettiklerini ifade etmeleri oldukça düşündürücü” diyen Sırma, operasyonlarda kayıt dışı depolarda ele geçirilen sahte bandrollerin ve tanınmış markaların birebir taklidi şişelerin bu endişeyi doğruladığını belirtiyor. Bu durum, tüketiciler arasında yaygın olan ‘Bandrol varsa güvendeyim’ algısının büyük bir yanılgıya dönüşebileceğini ortaya koyuyor. Sırma, sahteciliğin artık basit bir taklitten öte, lojistiği, paketlemesi ve dağıtım ağıyla planlı bir suç örgütlenmesi boyutuna ulaştığını vurguluyor.

Ölümcül Tuzak: Belirtiler Sarhoşluğa Benziyor

Sahte alkolün, içeriğindeki yüksek orandaki metil alkol (metanol) nedeniyle son derece ölümcül olduğunu hatırlatan Nurten Sırma, zehirlenme belirtilerinin sinsice ilerlediğine dikkat çekiyor. Tüketimi takip eden 12-24 saat içinde baş dönmesi, şiddetli mide bulantısı, kusma, karın ve baş ağrısı gibi semptomlar görülebiliyor. Daha ileri aşamalarda ise bulanık veya çift görme, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı ve nöbetler ortaya çıkıyor.

Sırma’nın altını çizdiği en kritik nokta ise şu: “En tehlikeli nokta, bu belirtilerin başlangıçta normal alkol sarhoşluğuna benzemesi ve hastaların ‘Alkolden olmuştur’ diyerek sağlık kuruluşuna geç başvurması. Geç başvurular ölüm riskini belirgin biçimde artırıyor.” Metil alkol zehirlenmesinde, erken müdahale ve panzehir (etil alkol veya fomepizol) uygulaması hayat kurtarıcı olabiliyor. Bu nedenle, alkol tüketimi sonrası olağandışı ve şiddetli belirtiler hissedilmesi durumunda zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurmak büyük önem taşıyor.

“Keskin Kokuyor” Algısı Büyük Bir Yanılgı

Tüketicilerin sahte içkiyi görünüş, koku veya tadından anlayabileceğine dair yaygın inanış, uzmanlara göre tamamen yanlış ve tehlikeli bir kanı. Nurten Sırma bu konuda net bir uyarıda bulunuyor: “Metil alkol renksiz, kokusuz ve tatsızdır, etil alkolle karıştırıldığında duyusal olarak fark yaratmaz. Bu nedenle ‘Acı tadı var’ veya ‘Keskin kokuyor’ gibi söylemler bilimsel olarak geçerli değil.”

Bu açıklama, tüketicilerin duyularına güvenerek yaptığı herhangi bir kontrolün işe yaramayacağını, aksine güven hissi yaratarak riske atılabileceğini gösteriyor. Sahte ürünler, orijinal ambalaj ve etiketlemelerle o kadar iyi taklit edilebiliyor ki, ancak laboratuvar ortamında yapılacak kimyasal analizlerle gerçekleri ayırt etmek mümkün olabiliyor.

Peki Tüketici Ne Yapmalı?

Bu karmaşık ve organize tehdit karşısında, bireysel tüketicilere düşen sorumluluklar da netleşiyor. Uzmanların önerileri şu şekilde özetlenebilir:

  • Güvenilir Satış Noktaları: Alışveriş yapılan yerin ruhsatlı ve bilindik, güvenilir bir işletme olmasına özen gösterilmeli. Şüphe uyandıran, fiyatı piyasanın oldukça altında olan ürünlerden ve bilinmeyen satıcılardan kesinlikle uzak durulmalı.
  • Ambalaj Kontolü: Şişe kapağının güvenlik bandının sağlam ve bozulmamış olması, etiketlerin düzgün ve kaliteli basılmış olması gibi detaylara dikkat edilmeli. Ancak bu, tek başına yeterli bir garanti değil.
  • Şüpheyi Ciddiye Almak: Tüketim sonrası hissedilen en ufak bir olağandışı belirti (özellikle görme bozuklukları ve şiddetli karın ağrısı) asla hafife alınmamalı ve derhal 112 Acil veya bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
  • Toplumsal Farkındalık: Bu konuda kamuoyunda farkındalığın artırılması ve yetkililere şüpheli durumların bildirilmesi, şebekelerin deşifre edilmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Sonuç olarak, yılbaşı gibi toplu kutlamaların yapıldığı dönemler, sahte alkol piyasasının da hareketlendiği zamanlar. Nurten Sırma’nın da işaret ettiği gibi, sorun bireysel tedbirlere rağmen ancak kolluk kuvvetlerinin sürekli ve etkin operasyonları, vergi denetimlerinin sıkılaştırılması ve organize suç örgütlerine yönelik caydırıcı cezaların uygulanmasıyla kökten çözülebilecek bir boyutta. Tüketici ise, kutlamaların tadını çıkarırken, güvenliğini her şeyin önünde tutmak zorunda.


İlgili Haberler

Doktorlardan kadınlara uyarı üstüne uyarı: Bu alışkanlık meme kanseri riskini artırıyor

haberci

Beynimiz 32’ye kadar yetişkin sayılmıyor: İşte beş ana evre

haberci

Ayranın içerisine bir kaşık ekleyin tüm kış dinç gezin

haberci
Yükleniyor....

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası