ABD Perakende Sektöründe Tarihi Daralma: 77 Yıllık Dev Kapandı, 120 Milyon Metrekare Boş Kaldı
ABD perakende sektörü, 2023 yılını adeta bir deprem bölgesi gibi geçiriyor. Artan maliyetler, enflasyon baskısı ve tüketici harcamalarındaki temkinli davranışlar, köklü markaları bile ayakta tutamıyor. Sektör, son yılların en sert ve en yaygın daralmasını yaşarken, iflas ve kepenk indirme haberleri peş peşe geliyor. Bu kasırganın ortasında, 77 yıllık bir efsane olan American Signature Inc. (ASI) de iflas koruması için başvuruda bulunarak, sektördeki krizin boyutlarını gözler önüne serdi.
Coresight Research’in çarpıcı verileri, durumun vahametini rakamlarla ortaya koyuyor. Yalnızca bu yıl içinde, iflaslar ve kalıcı kapanmalar nedeniyle toplam 120 milyon metrekarelik perakende satış alanı boşaldı. Bu devasa alan, yüzlerce alışveriş merkezini, outleti ve cadde mağazasını temsil ediyor. Uzmanlar, bu daralmayı ABD perakende tarihinin en derin çöküşlerinden biri olarak nitelendiriyor.
Bir Dönemin Sembolü: American Signature Inc.’in Çöküşü
1946 yılında kurulan ve nesiller boyu Amerikalı ailelerin evlerini döşemesine aracılık eden American Signature Inc., faaliyet gösterdiği 17 eyaletteki bir dizi mağazasını kapatma kararı aldı. Şirket, American Signature Furniture ve Value City Furniture markalarının ana şirketi konumunda ve ülke genelinde toplam 120 mağazayı işletiyordu. Sektör devleri La-Z-Boy (2.571 mağaza) ve Mattress Firm (2.373 mağaza) ile kıyaslandığında mağaza sayısı daha az olsa da, ASI geniş müşteri tabanı, erişilebilir fiyat stratejisi ve güçlü marka bilinirliği ile sektörde önemli bir yer tutuyordu.
Özellikle Value City Furniture markası, kendi bünyesinde 1.300’ün üzerinde çalışanı istihdam eden ve RocketReach verilerine göre yılda 2 milyondan fazla web sitesi ziyareti alan büyük bir operasyondu. Bu nedenle şirketin iflas başvurusu, yalnızca finansal çevrelerde değil, milyonlarca sıradan tüketici nezdinde de büyük bir şok etkisi yarattı ve sektörün geleceğine dair endişeleri daha da derinleştirdi.
İflas mı, Yoksa Stratejik Yeniden Doğuş mu?
Ancak mahkeme dosyalarına yansıyan detaylar, ASI’nin hikayesinin henüz tamamen sona ermediğini gösteriyor. Şirketin amacı, operasyonlarını tamamen durdurmak değil. Aksine, iflas koruması (Chapter 11) başvurusunu, stratejik bir yeniden yapılanma fırsatı olarak değerlendirdiği anlaşılıyor. Plan, varlıklarını gizli teklif veren ASI Purchaser LLC‘ye devrederek borç yükünü hafifletmek ve operasyonları daha verimli, daha küçük ölçekli ve dolayısıyla daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak.
Bu hamle, günümüz zorlu perakende ikliminde birçok şirketin başvurduğu “küçülerek ayakta kalma” stratejisinin tipik bir örneği. Şirket, seçili mağazaları kapatıp, lojistik ve idari maliyetleri radikal bir şekilde azaltarak, karlılığı yeniden tesis etmeyi umuyor. Sürecin sonunda markaların hayatta kalıp kalmayacağı ise bu yeniden yapılanmanın başarısına bağlı olacak.
Küresel Bir Dalga: Türkiye Perakendesinde de Benzer Fırtına Esiyor
Atlantik’in ötesinde yaşanan bu çalkantı, Türkiye’deki perakende ve özellikle mobilya sektörü paydaşlarına fazlasıyla tanıdık geliyor. Türkiye’de de son yıllarda, artan ham madde, enerji ve finansman maliyetleri, yüksek kira giderleri, döviz kurundaki oynaklıklar ve tüketici talebindeki belirsizlikler, birçok köklü markayı derinden sarstı. Bir dönemin gözde zincirleri, benzer şekilde mağaza sayılarını azaltarak küçülmeye gitmek zorunda kalırken, bazıları ise tamamen kepenk indirdi.
American Signature Inc.’in hikayesi, perakende sektörünün küresel ölçekte ne kadar kırılgan bir yapıya büründüğünün çarpıcı bir kanıtı. Pandemi sonrası değişen tüketim alışkanlıkları, online alışverişin yükselişi ve artan ekonomik belirsizlikler, fiziksel mağazacılığın iş modelini temelden sorgulatıyor. Türkiye’deki aktörler için bu durum, benzer risklerin devam ettiğinin ve çeviklik, dijital dönüşüm ve mali disiplinin hayati önem taşıdığının bir kez daha altını çiziyor.
Sonuç olarak, 120 milyon metrekarelik boş alan ve American Signature gibi bir efsanenin düşüşü, yalnızca bir sektörel krizin değil, aynı zamanda tüm dünyada ekonomik dengelerin nasıl değiştiğinin de bir göstergesi. Perakendenin geleceği, bu fırtınayı atlatabilen, dijitalle ve yeni tüketici davranışlarıyla uyum sağlayabilenler tarafından şekillendirilecek.
