Gündem

Türklere çantanızda mutlaka tuz ve streç film bulundurun çağrısı





Japon Uzman Moriwaki’den Türkiye’ye Çarpıcı Deprem Uyarıları: “Altı Levhanın Arasındasınız”

Japon Uzman Moriwaki’den Türkiye’ye Çarpıcı Deprem Uyarıları: “Altı Levhanın Arasındasınız”

Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 7. Kitap Fuarı, bu yıl yalnızca edebi bir buluşma değil, aynı zamanda hayati bir farkındalık platformu oldu. Dünyaca ünlü Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, fuar kapsamında Erzurumlularla buluşarak Türkiye’nin deprem gerçeğini tüm yalınlığı ve ciddiyetiyle gözler önüne serdi. Programa, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Hüseyin Koçan ve Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Okuyucu da katılarak, konunun yerel dinamiklerini ve akademik perspektiflerini zenginleştiren değerli katkılar sundu.

“Dünyada Bu Denli Karmaşık Bir Yapıya Sahip Başka Ülke Bulunmuyor”

Moriwaki, konuşmasına Japonya ve Türkiye’nin tektonik yapılarındaki farklılıkları karşılaştırarak başladı. Japonya’nın dört büyük deprem levhasının etkisi altında olduğunu anımsatan uzman, Türkiye’nin coğrafi konumunun çok daha karmaşık ve tehlikeli bir tablo sunduğunu vurguladı. “Türkiye, tam altı farklı levhanın kesişim noktasında yer alıyor” diyen Moriwaki, bu levhaları şu şekilde sıraladı: Anadolu levhası çevresinde şekillenen Afrika, Arap, Ege, Karadeniz ve devasa Avrasya levhaları.

Bu jeolojik gerçeğin ağırlığını daha net ortaya koymak için şu çarpıcı sözleri ekledi: “Japonya dört levhayla mücadele ederken, Türkiye altı levhanın tam ortasında. Dünya üzerinde bu denli karmaşık ve yoğun bir deprem yapısına sahip başka bir ülke yok. Bu, yadsınamaz bir gerçek. Dolayısıyla, öncelikle ‘deprem ülkesi’ olduğumuzu içselleştirmeli, yaşam biçimimizi, şehir planlamamızı ve yapı stokumuzu bu acı gerçeğe göre yeniden şekillendirmeliyiz. Kabul etmek, hazırlığın ilk ve en kritik adımıdır.”

Merdivenler: Sessiz Tehlike

Moriwaki, deprem anında yapılan en ölümcül hatalardan birine işaret etti: merdiven kullanımı. Birçok insanın panik içinde binayı terk etmek için merdivenlere yöneldiğini, ancak bunun sıklıkla trajik sonuçlar doğurduğunu belirtti. “Bazı depremlerde, binanın ana taşıyıcı sisteminden bağımsız olarak yalnızca merdivenlerin çöktüğüne tanık oluyoruz” diyen Moriwaki, Türkiye’deki yakın geçmişteki büyük depremlerden çarpıcı örnekler sundu.

“2020 İzmir depreminde, yıkılan bir binada çökmenin merdivenlerden başladığı saptandı. 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde ise özellikle Hatay’da, yıkılan yapıların en kritik can kayıplarına yol açan noktalarından biri yine merdiven boşlukları oldu” ifadelerini kullanan Moriwaki, bu yapısal unsurların farklı rijitlikleri ve ana yapıdan ayrılma eğilimleri nedeniyle ciddi risk taşıdığını vurguladı. Panik anında asansör kadar merdiven kullanımının da kesinlikle kaçınılması gerektiğini hatırlatarak, “İlk sarsıntı anında en güvenli davranış, merdivenlere koşmak yerine sağlam bir masa, yatak veya koltuk yanında ‘yaşam üçgeni’ pozisyonunu alarak sarsıntının geçmesini beklemektir” önerisinde bulundu.

Deprem Çantasına Mutlaka Eklenmesi Gereken İki Kritik Malzeme: Tuz ve Streç Film

Toplumda giderek yaygınlaşan deprem çantası hazırlama bilincini övgüyle karşılayan Moriwaki, ancak çoğu zaman göz ardı edilen iki hayati malzemeye dikkat çekti: Tuz ve streç film.

“Su, yaşam için vazgeçilmezdir. Suyunuz varsa bir aya kadar hayatta kalabilirsiniz. Ancak tuz eksikliği durumunda, vücut iki hafta içinde ciddi bir elektrolit dengesizliği yaşar, zayıflar ve temel işlevlerini yitirmeye başlar” diyen Moriwaki, küçük bir tuz paketinin hayat kurtarıcı olabileceğini şu sözlerle açıkladı: “Enkaz altında ya da zorlu koşullarda mahsur kaldığınızda, birkaç günde bir dilinize bir tutam tuz koymak, vücudunuzdaki sodyum dengesini korumak ve enerjinizi sürdürmek için kritik bir öneme sahip olabilir. Bu, basit ama son derece etkili bir hayatta kalma yöntemidir.”

Streç filmin ise özellikle Türkiye’de depremlerin genellikle soğuk kış aylarında meydana gelmesi nedeniyle büyük bir önem taşıdığını belirtti. “Streç film, soğuk havalarda vücut ısısını korumada en etkili ve taşınabilir malzemelerden biridir” diyen Moriwaki, 6 Şubat depremindeki acı deneyimlere işaret etti: “İnsanlar gece yarısı depremle uyanıp pijamalarıyla veya ince kıyafetleriyle sıfırın altındaki soğukta dışarı çıkmak zorunda kaldı. Pek çok kişi hipotermi riskiyle karşılaştı. Eğer deprem çantalarında bir rulo streç film olsaydı, bunu kıyafetlerinin üzerine sararak vücut ısısını hapseden, adeta geçici bir ‘mont’ görevi gören ve neme karşı da koruyan bir katman oluşturabilirlerdi. Bu, özellikle çocuklar ve yaşlılar için hayati bir koruma sağlar.”

“Tatbikatlar Yılda Bir-İki Kezle Sınırlı Kalmamalı”

Moriwaki, konuşmasının son bölümünde Türkiye’deki deprem hazırlık kültürüne yönelik önemli bir eleştiri yöneltti. Yılda yalnızca bir ya da iki kez yapılan genel tatbikatların asla yeterli olmadığını, bu bilincin bir “refleks” haline dönüşmesi gerektiğini savundu. Japonya’daki sistemi örnek göstererek, “Japonya’da okullarda her ay düzenli olarak deprem ve tahliye tatbikatları yapılır. Hatta mahalle düzeyinde bile bu tatbikatlar aylık olarak yinelenir. Hedefimiz, deprem sireni veya düdük çaldığında düşünmeye gerek kalmadan, bedenin ve zihnin otomatik olarak doğru tepkiyi vermesini sağlamaktır. Bu, ancak sık tekrarlarla mümkün olabilir” dedi.

Deprem eğitiminin ne kadar erken başlaması gerektiğine de değinen Moriwaki, “Japonya’da deprem eğitimi anaokulundan itibaren çocukların anlayabileceği şekilde, oyunlar ve şarkılar eşliğinde verilir. ‘Deprem oldu, başını koru’ gibi basit ama etkili sloganlar ve hareketler, küçük yaşlardan itibaren zihinlere kazınır. Depremle yaşamayı öğrenmek, tek bir neslin görevi değil, her yeni nesille yeniden inşa edilen bir kültür ve eğitim sürecidir” diyerek sözlerini noktaladı.

Japon uzman Yoshinori Moriwaki’nin Erzurum’daki bu etkileyici konuşması, Türkiye’nin deprem gerçeğini yalnızca jeolojik bir olgu olarak değil, bireysel hazırlık, toplumsal bilinç ve pratik hayatta kalma stratejileri açısından da değerlendirmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Uyarıları, deprem riskinin yönetilebilir olduğunu, ancak bunun için sürekli, disiplinli ve titiz bir hazırlık sürecinin elzem olduğunu güçlü bir şekilde hatırlattı.


İlgili Haberler

Antalya Kepez’de Portakal Yüzünden Çıkan Tartışma Kanlı Bitti: Bir Kişi Yaralandı

haberci

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Netanyahu’ya Kudüs mesajı: ‘Kuyruk acısı hiç geçmeyecek’

haberci

Ehliyetsiz sürücü polis aracına çarptı

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası