ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth İstifa Baskısı Altında: Signal Skandalı ve Ölümcül Saldırılar Derinleşen Bir Krizin Anatomisi
Washington’da siyasi ve askeri çevreleri sarsan gelişmeler, Savunma Bakanı Pete Hegseth’i görevinin en zorlu dönemine sokmuş durumda. Hassas askeri operasyon bilgilerini güvenli olmayan bir mesajlaşma uygulaması üzerinden paylaşması ve Pasifik’te uyuşturucu kaçakçılığı iddialı bir tekneye düzenlenen ve hayatta kalanların da öldürüldüğü tartışmalı saldırılar, Hegseth’in koltuğunu sallıyor. İstifa çağrıları giderek yükselirken, bakanın geleceği Başkan Donald Trump’ın desteğine ve yeni skandalların ortaya çıkıp çıkmayacağına bağlı görünüyor.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde kıdemli danışman olan emekli Deniz Piyadesi Albayı Mark Cancian, durumu net bir şekilde özetliyor: “Yine zor bir durumda. Aslında iki büyük sorunu artık birleşti.” Cancian’a göre Hegseth bazı Cumhuriyetçi destekçilerini kaybetmiş olsa da, Başkan Trump’ın güvenini koruyor ve bu nedenle şimdilik görevi sürdürüyor.
Onay Sürecinden Skandallara: Hegseth’in Sıkıntılı Yolculuğu
Fox News sunuculuğundan Pentagon’un başına gelen ve eski bir Ulusal Muhafız binbaşısı olan 44 yaşındaki Pete Hegseth, göreve geliş sürecinden itibaren tartışmalarla anıldı. Senato’dan kıl payı onay alabilen Hegseth’in geçmişinde, çalıştığı gazilere yönelik kuruluşlardaki mali usulsüzlük iddiaları, aşırı alkol tüketimi haberleri ve cinsel saldırı suçlamaları yer aldı. Irak ve Afganistan’da görev yapmış, iki kez Bronz Yıldız Madalyası kazanmış bir isim olan Hegseth, Fox News’teki yıllarında Başkan Trump ile yakın bir dostluk kurdu ve muhafazakar çevrelerde tanınan bir figür haline geldi.
Signal Skandalı: “Gizli” Bilgiler Sızdı, Pilotlar Riske Atıldı
Hegseth’in en ağır darbe aldığı konu, Mart ayında Yemen’e düzenlenen hava saldırıları öncesinde yaşandı. The Atlantic dergisinin ortaya çıkardığına göre, Hegseth’in de aralarında bulunduğu yetkililer, yaklaşan operasyonu ticari bir mesajlaşma uygulaması olan Signal’deki bir sohbet grubunda tartıştı. Derginin genel yayın yönetmeni yanlışlıkla bu gruba eklenerek konuşmalara tanık oldu.
Bu olay üzerine Pentagon’un bağımsız genel müfettişlik ofisi bir soruşturma başlattı. Perşembe günü yayımlanan çarpıcı raporda, Hegseth’in saldırılardan saatler önce gönderdiği mesajlarda, operasyonun zamanlaması, kullanılacak uçak tipleri ve füzeler hakkında detaylı bilgiler paylaştığı tespit edildi. Raporda, bu bilgilerin ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) komutanı tarafından 15 saat önce gönderilen ve üzerinde “GİZLİ” ibaresi bulunan, yabancı ülkelere verilmesi yasak bir e-postadaki bilgilerle birebir örtüştüğü vurgulandı.
Genel Müfettişlik Raporu’nun sonuç kısmı endişe verici: “Bakanın eylemleri, ABD’li pilotlara muhtemel zarar ile sonuçlanabilecek, hem görevi hem de Amerikan askerlerini tehlikeye atan kural ihlalleridir.” Hegseth ise raporun kendisini “akladığını” iddia etse de, rapordaki somut bulgular bu iddiayı tamamen geçersiz kılıyor.
Pasifik’teki Ölümcül Saldırılar ve “Gemi Kazası Geçirmiş Denizciler” Tartışması
Hegseth’i sarsan diğer kriz, 2 Eylül’de Pasifik’te yaşandı. Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen bir tekneye düzenlenen ilk saldırıdan iki kişi hayatta kalmayı başardı. Ancak ikinci bir saldırı ile bu iki kişi de öldürüldü. Hegseth ve Beyaz Saray, ikinci saldırı kararının kendisi tarafından değil, operasyon komutanı Amiral Frank Bradley tarafından verildiğini ısrarla vurguladı.
Kongre üyeleri bu hafta olayın uzun video görüntülerini izledikleri gizli bir brifinge katıldı. Görüntülerin sadece kısa bir bölümü kamuoyuna yansıdı. Brifing sonrasında milletvekilleri arasında derin bir görüş ayrılığı ortaya çıktı. Demokrat Temsilci Jim Himes, “ABD ordusunun gemi kazası geçirmiş denizcilere saldırdığını gösterdiğini” söyleyerek olayı şiddetle kınadı. Buna karşılık Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, dört saldırının da “tamamen yasal ve gerekli” olduğunu, hayatta kalanların tekneyi tamir edip çatışmaya devam etmeye çalıştığını öne sürdü.
Trump’ın Desteği ve Hegseth’in Pentagon’daki Mirası
Tüm bu fırtınaya rağmen, Pete Hegseth’in en büyük güvencesi Başkan Trump’ın desteği olmaya devam ediyor. Trump, Hegseth’i aday gösterirken onu “düşmanları uyaracak” ve “Güçle Barış” politikasının cesur savunucusu olarak tanımlamıştı. Hegseth de görev süresi boyunca bu çizgiyi korudu. Pentagon’da, eşitlik ve kapsayıcılık programlarına karşı çıkan, kadınların ordudaki rolünü sorgulayan ve savaş suçuyla suçlanan askerlerin affedilmesini savunan politikaları destekleyerek muhafazakar çevrelerde takdir topladı.
Obama döneminde savunma bakan yardımcılığı yapan Jim Townsend, Hegseth’in durumunu “pamuk ipliğine bağlı” olarak tanımlıyor. Townsend’e göre, Hegseth Cumhuriyetçi Parti’yi daha fazla kızdıracak veya Trump’ın “Yeniden Büyük Amerika” (MAGA) hareketini utandıracak yeni bir skandala karışması halinde, muhtemelen “başka bir yere kaydırılma” tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Sonuç: Kriz Derinleşiyor, Bakanlık Sallantıda
Signal skandalının genel müfettiş raporuyla belgelenmesi ve Pasifik’teki ölümcül saldırıların siyasi arenada yarattığı kutuplaşma, Pete Hegseth’i benzeri görülmemiş bir baskı altına aldı. Demokrat milletvekilleri açıkça istifasını talep ediyor. Ancak analistler, Başkan Trump’ın sadakati sayesinde Hegseth’in şimdilik ayakta kaldığı görüşünde. Emekli Albay Mark Cancian’ın uyarısı dikkat çekici: “Halihazırdaki tartışmalar çok utanç verici. Bundan sonra belki bir tane daha olursa, Beyaz Saray sabrını kaybedebilir.” Hegseth’in Pentagon’daki geleceği, daha fazla hata yapmamasına ve Başkan’ın değişmeyen desteğine bağlı görünüyor. Washington’daki bu yüksek gerilimli siyasi satranç oyunu, önümüzdeki günlerde yeni hamlelerle şekillenmeye devam edecek.