Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran’ın Saç Testi Sonuçları ve Hukuki Sürecin Perde Arkası
Adli Tıp raporunda ortaya çıkan bulgular, bağımsız test talepleri ve Saran’ın kararlı duruşu… Spor dünyasını sarsan iddiaların derin yankıları.
Türk sporunun köklü çınarlarından Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı Sadettin Saran hakkında yürütülen adli soruşturma kapsamında alınan biyolojik örneklerin analizi, hem spor camiasında hem de kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. İncelemeler sonucunda, Saran’ın saç örneğinde kokain ve metabolitlerinin tespit edildiği rapor edildi.
Olayın çekirdeğinde, farklı biyolojik örneklerden elde edilen sonuçlar arasındaki çarpıcı çelişki yer alıyor. Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporda, Sadettin Saran’ın idrar, kan ve tırnak örneklerinde herhangi bir yasaklı maddeye rastlanmazken, saç foliküllerinden alınan numunede kokain ve vücuttaki dönüşüm ürünleri olan metabolitlerin varlığı saptandı. Saç testi, uyuşturucu kullanım geçmişini aylarla ifade edilen geniş bir zaman diliminde tarayabilmesi nedeniyle adli tıpta güvenilir bir yöntem olarak kabul ediliyor.
Raporun ayrıntıları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilerek resmi soruşturma dosyasına dahil edildi. Ancak süreç burada noktalanmadı. Sadettin Saran, kararlı bir adım atarak uluslararası akreditasyona sahip bağımsız bir laboratuvarda yeniden uyuşturucu testi yaptırdı. Bu girişim, Adli Tıp Kurumu’nun ilk bulgularına yönelik derin bir şüphe ve güçlü bir itiraz olarak değerlendiriliyor.
Saran, daha önce de Adli Tıp Kurumu’nun test sonuçlarında hata olabileceğini dile getirmiş ve yeniden inceleme için resmi bir talepte bulunmuştu. İddialara göre, hakkında gizlilik kararı bulunan bir soruşturma dosyasındaki bilgilerin, test sonuçlarının alındığı öne sürülen sabahın erken saatlerinden itibaren bazı medya organlarında eş zamanlı olarak yayımlanması, sürecin şeffaflığı ve hukuki geçerliliği konusunda ciddi soru işaretleri yarattı.
Sadettin Saran’dan Keskin ve Kararlı Açıklama
Kamuoyuyla buluşan Sadettin Saran, yazılı açıklamasında iddiaları kesin bir dille reddetti ve oldukça sert bir üslup benimsedi. Açıklaması, bir karalama kampanyasına işaret ederken, bilimsel yöntemlere olan sarsılmaz güvenini de ortaya koydu.
“Öncelikle, tüm açıklığımla belirtmek isterim ki; Adli Tıp Kurumu’nun testinde pozitif çıktığı iddia edilen maddeyi hayatım boyunca ne kullandım ne de en ufak bir temasım oldu. Bu maddeyi yakından görmek şöyle dursun, varlığından bile habersizdim.”
“Bu tür iddialar, şahsıma yönelik aleni bir karalama kampanyası niteliği taşıyor ve kişilik haklarımı ile itibarımı zedelemeyi hedefliyor. Dahası, temsil ettiğim kurumları yıpratmaya yönelik bir kasıt barındırıyor.”
Saran, açıklamasının devamında sürece tam bir şeffaflıkla yaklaştığını ve her türlü yeni testi yapmaya hazır olduğunu vurgulayarak iki somut adım atacağını ilan etti:
- Adli Tıp Kurumu’nda testin tekrarlanması için soruşturmayı yürüten savcılığa resmi talepte bulunulacak.
- Uluslararası standartlara sahip bağımsız kuruluşlarda tüm testler hızla yenilenecek ve sonuçlar kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılacak.
Saran, “Gerçeğin bilimsel yöntemlerle ve evrensel standartlara uygun olarak ortaya konmasından hiçbir endişem yoktur” diyerek, sürecin nihai sonucunun bu yolla belirlenmesine olan inancını net bir şekilde ifade etti.
Sonuç ve Gelecek Beklentileri
Bu gelişmeler, yalnızca bir spor kulübü başkanını değil, aynı zamanda Türkiye’nin en dikkat çeken ve tartışmalı spor kurumlarından birini de doğrudan etkiliyor. Olay, adli tıp süreçlerinin güvenilirliği, gizli hukuki dosyaların sızdırılması ve medyada yürütülen algı manipülasyonları gibi daha geniş toplumsal ve hukuki meselelerin de merkezine yerleşti.
Sadettin Saran’ın öncülüğünde gerçekleştirilecek bağımsız test sonuçları ve Adli Tıp Kurumu’nun olası yeni değerlendirmesi, gerçeğin gün yüzüne çıkmasında kilit rol oynayacak. Sürecin, Saran’ın da altını çizdiği üzere, hukuk devleti ilkelerine uygun ve tam bir şeffaflıkla ilerlemesi, hem spor kamuoyunun hem de toplumun genelinde güvenin sağlanması açısından hayati bir önem taşıyor.