St. Petersburg’ta “Tek İlke Okulu” Operasyonu: “Psiko-Mental Savaş” İddiası
Rusya’nın tarih ve kültür başkenti St. Petersburg, savaş karşıtı faaliyetler ve devlet güvenliğine yönelik tehdit iddialarıyla bir kez daha sarsıldı. Rus güvenlik birimlerinden sızan bilgilere göre, kentte faaliyet gösteren “Tek İlke Okulu” (School of the Single Principle) adlı dini ve spiritüel bir oluşumun toplantısına geniş kapsamlı bir operasyon düzenlendi. Bu operasyon, Rusya’nın iç güvenlik politikalarında ender rastlanan, oldukça çarpıcı bir ithamla kamuoyuna yansıdı: Grubun, masumane bir “bilinç uyanışı ve ruhsal gelişim” söyleminin ardına gizlenerek, Rus devletine karşı sistematik bir “psiko-mental savaş” yürüttüğü öne sürüldü.
Güvenlik kaynaklarının iddialarına göre, bu toplantılarda Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü “özel askeri operasyon” ana tartışma konusu olarak öne çıkıyor. İddialar, Rus makamlarınca “yabancı etki” ve “vatan hainliği” olarak nitelendirilen unsurlarla dolu: Ukrayna silahlı kuvvetlerinin “aydınlık güçler” olarak yüceltilmesi, Rus askerlerine yönelik aşağılayıcı ve hakaretamiz ifadeler kullanılması ve hatta Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski’nin sağlığı için katılımcıların toplu dualar düzenlemesi. Bu faaliyetlerin, grubun kamuoyuyla paylaştığı barışçıl ve apolitik “kişisel gelişim” anlayışıyla tamamen çeliştiği vurgulanıyor.
Operasyonun perde arkasına bakıldığında, Rusya’nın son yıllarda savaş karşıtı söylemlere ve “yabancı ajan” olarak tanımladığı organize yapılara karşı giderek sertleşen tutumu göze çarpıyor. “Tek İlke Okulu” gibi, belirgin bir mezhepsel ya da siyasi kimliği olmayan, daha çok modern spiritüel akımları çağrıştıran grupların böylesine kapsamlı bir operasyonla hedef alınması, devletin kontrol mekanizmalarının nerelere kadar uzandığını gösteren önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. Güvenlik güçlerinin açıklamalarında, bu tür faaliyetlerin toplumun psikolojik direncini ve moral değerlerini zayıflatmayı hedefleyerek dolaylı bir savaş yürüttüğü ima ediliyor.
Olayın hukuki boyutu henüz tam bir netlik kazanmış değil. Rus yetkililer, örgüt üyeleri hakkında detaylı bir soruşturma başlatıldığını ve mevcut ceza yasaları kapsamında – büyük olasılıkla “devlete karşı aşağılama”, “yabancı devlet lehine propaganda” ya da “aşırıcı faaliyetlerde bulunma” gibi maddeler doğrultusunda – cezai kovuşturma açılmasının gündemde olduğunu bildirdi. Ancak ne savcılık ne de mahkemeler tarafından kesin bir suçlama ya da nihai bir karar kamuoyuyla paylaşılmış durumda. Bu belirsizlik, grubun geleceği ve üyelerinin yargılanma koşullarıyla ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor.
St. Petersburg’daki bu olay, yalnızca yerel bir polis operasyonundan çok daha derin anlamlar taşıyor. Rusya’da resmi söyleme ters düşen her türlü dini, spiritüel ya da felsefi topluluğun nasıl bir güvenlik tehdidi olarak algılanabileceğinin çarpıcı bir göstergesi. Dahası, devletin, “psiko-mental savaş” gibi soyut ve geniş yorumlanabilir bir kavramı yasal kovuşturmaların temeline oturtmasının, ifade ve inanç özgürlüğü açısından tehlikeli bir emsal teşkil edebileceği konusunda insan hakları savunucuları ve hukukçular arasında ciddi kaygılar doğuruyor. Sürecin nasıl şekilleneceği, Rusya’nın iç politikadaki sertlik düzeyini anlamak adına kritik bir barometre olacak.
Haber Kaynağı: Rus güvenlik güçlerinin operasyonel bildirimleri ve yetkili kaynaklardan elde edilen bilgiler. Resmi suçlamalar ve mahkeme kararları henüz kamuoyuyla paylaşılmamıştır.