Türk Tohumculuğu Küresel Arenada Yükselişte: İhracatta Rekor Artış
Türkiye’nin tarım ve tohumculuk sektörü, son yıllarda gerçekleştirdiği nitelikli atılımlarla dikkat çekiyor. Geçmişte önemli bir ithalatçı konumunda olan ülke, bugün artık net bir ihracatçı pozisyona yükselmiş durumda. Bu dönüşümün arkasında, araştırma-geliştirme yatırımları, kalite odaklı üretim ve küresel pazarlardaki stratejik hamleler yatıyor. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu ve Growtech Antalya Fuar Direktörü Engin Er, yaptıkları açıklamalarla sektörün geldiği noktayı ve gelecek vizyonunu gözler önüne serdi.
İhracatta Çarpıcı Büyüme: Domates, Biber ve Salatalık Öncülüğünde
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, Türkiye’nin tohumculukta çok iyi bir noktaya geldiğini vurgulayarak, ülkenin artık sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmadığını, aynı zamanda dünyanın dört bir yanına ihracat yaptığını belirtti. Çavuşoğlu, sektördeki en dikkat çekici gelişmenin, her geçen yıl ihracat değerlerinde yaşanan istikrarlı artış ve ithalat rakamlarındaki düşüş olduğunun altını çizdi.
Özellikle sebze tohumları pazarında Türk ürünlerine olan talebin arttığını ifade eden Çavuşoğlu, domates, salatalık ve biber tohumlarının bu talebin lokomotifi olduğunu söyledi. 2025 yılının Ocak-Kasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla bu üç üründe toplam ihracatın yüzde 31 oranında arttığı bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, detaylı rakamlarla bu büyümeyi şöyle açıkladı:
- Domates Tohumu: Geçen yılın 11 ayında 16 milyon 333 bin 104 dolar olan ihracat, 2025’te 20 milyon 849 bin 814 dolara yükseldi.
- Salatalık Tohumu: 7 milyon 183 bin 383 dolardan 9 milyon 46 bin 910 dolara çıktı.
- Biber Tohumu: 3 milyon 707 bin 28 dolardan 5 milyon 788 bin 598 dolara yükseldi.
Bu artışlarla birlikte, söz konusu üç ürün grubunun toplam ihracatı, 27 milyon 223 bin 517 dolardan 35 milyon 685 bin 323 dolara ulaşarak kayda değer bir sıçrama gerçekleştirdi.
Küresel Pazar Haritası: Türk Tohumu Dünyaya Yayılıyor
Türk tohumunun kalitesinin ve rekabet gücünün en somut göstergesi, ulaştığı coğrafi çeşitliliktir. Ümit Mirza Çavuşoğlu, 2025 yılının ilk 11 ayındaki ihracat rotalarını açıklayarak, Türk tohumculuğunun küresel etkisini ortaya koydu:
- Domates tohumu en çok Rusya, Fas ve İspanya’ya ihraç edildi.
- Salatalık tohumunda ise İran, Çin ve Hindistan başı çeken pazarlar oldu.
- Biber tohumu ihracatında Fas, Hindistan ve İspanya öne çıktı.
Bu liste, Türk tohumunun sadece komşu veya geleneksel pazarlarda değil, aynı zamanda Çin ve Hindistan gibi dünyanın en büyük tarım ekonomileri ile İspanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde de kabul gördüğünü kanıtlıyor.
Antalya: Dünya Tarımının Yeni Buluşma Noktası
Türk tohumculuğunun ve tarım teknolojilerinin uluslararası arenadaki yükselişinde, Antalya’nın ev sahipliği yaptığı Growtech Fuarı’nın payı büyük. Growtech Antalya Fuar Direktörü Engin Er, Antalya’nın artık dünya tarımının buluşma noktası haline geldiğini vurguladı.
Bu yılki fuarı Türkiye ve 135 farklı ülkeden 40 binden fazla profesyonelin ziyaret ettiğini belirten Er, fuarın sergilediği ticari hacme dikkat çekti: “Çoğu firma Growtech’te 1 yıllık siparişini alıyor.” Bu ifade, fuarın sadece bir tanıtım platformu değil, aynı zamanda somut iş anlaşmalarının gerçekleştiği kritik bir ticari eksen olduğunu gösteriyor.
Net İhracatçı Konumuna Geçiş ve Gelecek Vizyonu
Engin Er, Türkiye’nin tohumculuk serüvenindeki en önemli dönüm noktasını şu sözlerle özetledi: “Türkiye son 5 yıla kadar tohumda ithalatçıydı. Birçok ülkeden ithalat yapılıyordu. Artık o ithalat iyice azaldı. Son 5 yıldır şu anda net ihracatçı pozisyonundayız.” Bu dönüşüm, sektörün katma değerli üretim ve Ar-Ge’ye yaptığı yatırımların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Ancak Er, mevcut başarının rehavetine kapılınmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Türkiye’nin bitkisel üretimde dünyada 7., Avrupa’da ise 1. sırada olduğu gerçeğini hatırlatarak, “Bu önemli bir büyüklük ama daha verimli üretmek gerekiyor. Su gitgide azalıyor.” dedi. İklim değişikliği ve su kıtlığı tehdidine karşı, daha verimli ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin benimsenmesinin şart olduğunu vurguladı. Bu noktada, Growtech gibi fuarların, çiftçilerin yeni teknolojileri “görerek, dokunarak” deneyimlemesi ve ikna olması için hayati bir rol oynadığını sözlerine ekledi.
Er, tarım sektöründeki bir diğer kritik konuya, genç nüfusun sektöre çekilmesi ihtiyacına da değindi. Tarımla uğraşanların yaş ortalamasının yükseldiğini belirterek, verimli ve teknolojik tarımın daha değerli hale geldiği bu dönemde, bu bilincin gençlere daha fazla aşılanması gerektiğinin altını çizdi.
Sonuç: Sürdürülebilir ve Teknoloji Odaklı Bir Gelecek
Türk tohumculuk sektörünün geldiği nokta, ulusal ekonomi ve tarım stratejisi açısından gurur verici. Domates, biber ve salatalık tohumlarında yakalanan ihracat başarısı, sektörün diğer ürün grupları için de bir yol haritası niteliğinde. Ancak, küresel rekabetteki konumu korumak ve güçlendirmek için, Ar-Ge yatırımlarının sürekliliği, iklime dayanıklı ve verimli çeşitlerin geliştirilmesi, dijital tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve gençlerin sektöre kazandırılması öncelikli hedefler olarak öne çıkıyor. Antalya’nın düzenlediği Growtech gibi uluslararası fuarlar ise bu hedeflere ulaşmada, bilgi transferi ve ticari iş birlikleri için vazgeçilmez bir köprü görevi görüyor. Türkiye, tohumda ithalatçılıktan ihracatçılığa uzanan başarı hikayesini, şimdi sürdürülebilir ve teknoloji lideri bir tarım ülkesi vizyonuyla taçlandırma peşinde.