Altın Fiyatlarındaki Fırlama, Tüketiciyi İmitasyona Yöneltti: Uzmanlar “Sağlık Riski” Konusunda Uyarıyor
Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve küresel belirsizlikler, yatırımcıların geleneksel sığınağı altının ons fiyatlarını tarihi seviyelere taşırken, bu durum günlük hayatın ve özel günlerin vazgeçilmezi olan altın takıları da lüks tüketim kalemi haline getirdi. Özellikle düğün, nişan gibi törenlerde takı geleneğini sürdürmek isteyen veya günlük hayatta şıklığın tamamlayıcısı olarak altın kullanmak isteyen tüketiciler, yükselen fiyatlar karşısında çareyi imitasyon altın takılarda arıyor. Ancak uzmanlar, cazip fiyatlarıyla dikkat çeken bu ürünlerin, özellikle uzun süreli kullanımda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda ısrarla uyarıyor.
Fiyat Farkı Göz Kamaştırıyor: Gerçek ile Sahte Arasında Uçurum
İstanbul’un kalbi Kapalıçarşı’da, gerçek altın ile imitasyonu arasındaki fiyat farkı, tüketicilerin neden bu yöne kaydığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Örneğin, popüler bir model olan ajda bileziğin gerçek altın olanı 58 bin liraya satılırken, aynı görünüme sahip “altın kaplama” veya “altın suyuna batırılmış” olarak tabir edilen imitasyon versiyonu sadece 450 liradan alıcı buluyor. Benzer bir fark, Anadolu’nun klasikleri arasında yer alan Trabzon burması için de geçerli. 20 gramlık gerçek Trabzon burma bileziğin fiyatı 105 bin lirayı bulurken, imitasyonu 750 liraya satılıyor. Bu, neredeyse 140 kata varan bir fiyat farkı anlamına geliyor.
İmitasyon altın satıcısı Engin Nerede, piyasadaki talebin arttığını doğrulayarak, “Altın bayağı yükselişte olduğu için bizim sahte dediğimiz, altın kaplama dediğimiz ürünlere talep daha yüksek. Çoğu insan alamadığı için şu an bizi tercih ediyorlar” diyor. Nerede, en çok tercih edilen modellerin ajda bilezik, Trabzon burması ve Ankara burması olduğunu belirtiyor.
Tüketici İkilemi: Gelenek, Şıklık ve Bütçe Dengesi
Bu fiyat uçurumu karşısında tüketiciler ikiye ayrılıyor. Bir yanda, bütçesi ne kadar zorlansa da gerçek altından vazgeçmeyenler var. Kızı için nişan takıları bakmaya gelen Filiz Çakır, bu grubu temsil ediyor: “Altın fiyatları yükseldi ama kendim için de olsa hiçbir zaman sahte altın alıp takmadım, tercih de etmiyorum. En küçüğünü alırsın ama gerçeğini takarsın” ifadelerini kullanıyor.
Diğer yanda ise ekonomik realiteler nedeniyle imitasyonu tercih etmek zorunda kalan, ancak bunun bedelini bazen sağlığıyla ödeyenler var. Zuhal Akçay, yaşadığı deneyimi şöyle anlatıyor: “Öncesinde kullanıyordum; ama diğer imitasyonlar bana alerji yapıyordu. Kaşınıyordum; kızarıklık oluyordu; vücut takmamı istemiyordu. Şimdi mecburen imitasyon kullanmak zorunda kaldım. Altın fiyatları yüksek olduğundan dolayı imitasyonları tercih ediyorum.” Akçay’ın deneme yanılma yoluyla alerjik reaksiyonlarının azaldığını söylemesi ise uzmanların üzerinde durduğu önemli bir riski gözler önüne seriyor: Vücudun bu metallere alışması değil, maruziyetin kronik hale gelmesi.
Uzmanlar Alarm Veriyor: “Sadece Alerji Değil, Sistemik Risk Var”
Konunun sağlık boyutuna dikkat çeken İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, imitasyon takıların içeriğindeki tehlikelere vurgu yapıyor. Kutlubay, bu ürünlerin içerisinde nikel, kadmiyum, kurşun gibi ağır metallerin sıklıkla bulunabildiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Kutlubay’ın açıklamaları, riskin boyutlarını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
- Alerjik Kontakt Dermatit: Özellikle nikel gibi metallere duyarlı kişilerde, takının temas ettiği bölgede şişlik, kızarıklık, şiddetli kaşıntı, ödem ve su toplama görülebiliyor. Terle birlikte bu metallerin deri altına nüfuz etmesi, reaksiyonları daha da şiddetlendirebiliyor.
- Sistemik Reaksiyonlar: Risk sadece temas bölgesiyle sınırlı kalmıyor. Alerjik yatkınlığı olan bireylerde, sahte bir küpe veya kolye, tüm vücutta yaygın bir döküntüye, nefes darlığına, tansiyon düşüklüğüne ve hatta anafilaktik şok gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabiliyor.
- Deride Kalıcı İzler: Bu metaller, özellikle boyun ve koltuk altı gibi sürtünmenin fazla olduğu bölgelerde kalıcı koyu renklenmelere ve lekelenmelere neden olabiliyor.
- Uzun Vadeli Sistemik Tehlikeler: Prof. Dr. Kutlubay’ın üzerinde en çok durduğu konu, uzun süreli maruziyetin yol açabileceği gizli riskler. İçeriğinde kurşun, kadmiyum veya cıva bulunan takıların sürekli kullanımı, bu ağır metallerin çok düşük oranlarda da olsa kana karışma ihtimali doğuruyor. Kutlubay, “Bu tarz metallerden dolayı ileride daha ciddi sağlık problemleri çıkma ihtimali teorik olarak var” uyarısında bulunuyor. Bu problemler arasında, özellikle çocuklarda büyüme-gelişme gerilikleri, hormonal düzensizlikler, erken ergenlik ve çeşitli organ sistemi bozuklukları sayılıyor.
“Bir Malın Belli Bir Ederi Vardır”
Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, tüketicilere net ve kesin bir tavsiyede bulunuyor: “Sahte takılardan, sahte ürünlerden uzak durun. Bir malın belli bir ederi vardır. Eğer bu ederi daha düşük fiyatta buluyorsanız, ruhsatlı yerden almıyorsanız ya da uygun olan bir ürünü çok ucuz bir yerden buluyorsanız, ondan uzak durun.” Bu uyarı, özellikle çocuklara takılan imitasyon ürünler konusunda daha da kritik bir önem kazanıyor.
Öte yandan, kuyumcu Mustafa Şahin’den gelen son dakika bilgisi, piyasada yeni bir hareketliliğe işaret ediyor. Şahin, Amerika ile Çin arasındaki görüşmelerden çıkacak olumlu haber beklentisiyle altın ons fiyatlarında bir düşüş yaşandığını ve bu nedenle vatandaşın satışa yöneldiğini, alıcı sayısının ise azaldığını belirtiyor. Bu geçici dalgalanmanın, uzun vadeli altın fiyat trendini ve tüketicilerin imitasyona olan yönelimini ne ölçüde etkileyeceği ise şimdilik bir soru işareti.
Sonuç olarak, altın fiyatlarındaki yükseliş, tüketicileri zor bir ikilemle baş başa bırakıyor: Geleneği ve estetiği sürdürmek adına bütçeyi zorlamak ya da çok daha uygun fiyatlı ancak sağlık riskleri tam olarak bilinmeyen alternatiflere yönelmek. Uzmanların yaptığı uyarılar ise, bu tercihin sadece cüzdanla değil, aynı zamanda sağlıkla da ilgili olduğunun altını çiziyor.