Küresel Piyasalarda Kritik Hafta: Fed Kararı, Jeopolitik Gerilimler ve Ekonomik Veriler
Geçtiğimiz hafta, küresel finansal piyasalar, birbirini izleyen makroekonomik sinyaller, merkez bankası beklentilerindeki kaymalar ve tırmanan jeopolitik gerilimlerin gölgesinde, son derece hareketli ve karışık bir seyir izledi. Yatırımcıların dikkati, haftanın büyük bölümünde ABD’den gelen enflasyon ve istihdam verilerine kilitlenmiş olsa da, tüm gözler şimdi 13 Aralık Çarşamba günü açıklanacak ABD Merkez Bankası (Fed) para politikası kararına çevrilmiş durumda. Bu karar, yalnızca 2023 yılının son toplantısı olması nedeniyle değil, aynı zamanda 2024 yılına dair politika ipuçları taşıyacak olması sebebiyle de tarihi bir önem taşıyor.
ABD Ekonomisinde Soğuma Sinyalleri ve Fed’in Yol Haritası
Hafta boyunca açıklanan veriler, ABD ekonomisinin yavaş yavaş soğumaya başladığına dair güçlü işaretler verdi. Fed’in tercih ettiği enflasyon göstergesi olan Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) Endeksi, Eylül ayında aylık bazda %0.2, yıllık bazda ise %2.8 artış kaydetti. Yıllık artışın, piyasa beklentisi olan %2.9’un bir miktar altında kalması, enflasyondaki düşüş eğiliminin sürdüğü yönünde yorumlandı.
Ancak asıl çarpıcı veriler, işgücü piyasasından geldi. ADP özel sektör istihdam verisi, Kasım ayında 32 bin kişilik bir düşüşle şok etkisi yarattı. Bu rakam, Mart 2023’ten bu yana görülen en keskin düşüş olarak kayıtlara geçti. Benzer şekilde, Challenger, Gray & Christmas’ın açıkladığı verilere göre, Kasım ayında duyurulan işten çıkarmalar yıllık bazda %24 artışla 71 bin 321’e yükseldi. Yılın ilk 11 ayındaki toplam işten çıkarmalar ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla %54’lük çarpıcı bir artışla 1.17 milyonu aştı. İmalat sektöründeki daralma da devam ediyor; ISM İmalat PMI endeksi 48.2 seviyesiyle beklentilerin altında kalırken, sektörün art arda dokuzuncu ay daraldığını gösterdi.
Tüm bu veriler, para piyasalarında Fed’in Aralık toplantısında faiz indirimine gitme olasılığını %88’lere taşıdı. Ancak piyasaların asıl merak ettiği konu, Fed Başkanı Jerome Powell’ın toplantı sonrası yapacağı açıklamalarda 2024 yılı için kaç faiz indirimi sinyali vereceği. Ayrıca, görev süresi Mayıs 2024’te dolacak olan Powell’ın yerine kimin geçeceği de belirsizliğini koruyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett’i “potansiyel Fed başkanı” olarak anması, piyasalarda Fed’in daha gevşek bir politika izleyeceğine dair beklentileri güçlendiren bir diğer unsur oldu.
Avrupa: Ekonomik Durgunluk Endişeleri ve Rusya Gerilimi
Atlantik’in öteki yakasında ise Avrupa ekonomisi, derinleşen bir durgunluk riskiyle karşı karşıya. Almanya Sanayi Federasyonu (BDI), ülke sanayisinin son 76 yılın en derin krizini yaşadığını ilan ederek, sanayi üretiminin bu yıl %2 daralacağını öngördü. Almanya İmalat PMI’ı da 48.2 ile son 9 ayın en düşük seviyesine gerileyerek bu karamsar tabloyu destekledi.
Jeopolitik cephede ise gerilim tırmanmaya devam ediyor. AB kurumları, Rusya’dan doğal gaz ve LNG ithalatının 2027 sonbaharına kadar aşamalı olarak sonlandırılmasında anlaşmaya vardı. Daha da önemlisi, AB Komisyonu, Ukrayna’ya finansman sağlamak için dondurulmuş Rus varlıklarının teminat gösterilmesi gibi radikal bir seçeneği masaya getirdi. Ancak Belçika Başbakanı Bart de Wever, bu tür bir hamlenin “eşi görülmemiş” olduğunu ve Rusya’nın misilleme olarak Batı varlıklarına el koyabileceği uyarısında bulundu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise sert bir dille, Ukrayna’nın Karadeniz’deki “korsanlık” eylemlerine karşılık olarak Ukrayna limanlarına yönelik saldırılarını genişleteceklerini açıkladı.
Asya: BoJ’nin Tarihi Hamlesi ve Bölgesel İyimserlik
Asya piyasaları, geçen haftayı genel olarak olumlu kapattı. Bu iyimserliğin arkasında, Fed’den gelecek faiz indirimi beklentileri ve ABD’nin Güney Kore’den ithal edilen otomobillere uyguladığı gümrük vergisini %25’ten %15’e indirme kararı yer aldı. Ancak bölgenin asıl odak noktası Japonya’ydı. Japonya Merkez Bankası (BoJ)‘nın, 19 Aralık’taki politika toplantısında negatif faiz politikasından çıkışın ilk adımı olarak bir faiz artırımına gitme ihtimali giderek güçleniyor. Para piyasaları, bu hamlenin gerçekleşme olasılığını %91 seviyesinde fiyatlıyor. BoJ Başkanı Kazuo Ueda, bir sonraki toplantıda faiz artırımının “artıları ve eksilerinin” ele alınacağını doğruladı, ancak nihai hedef faiz seviyesi konusunda belirsizliğini korudu.
Türkiye: Enflasyondaki Keskin Düşüş ve TCMB Beklentisi
Yurt içi piyasalarda ise geçen hafta açıklanan Kasım ayı enflasyon verisi büyük bir sürpriz yaptı. TÜFE’deki aylık artış %0.87 ile son 30 ayın en düşük seviyesine gerilerken, yıllık enflasyon %31.07 ile son 4 yılın en düşük rakamını gördü. Bu olumlu gelişme, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS)’ni 233 baz puana, yani Mayıs 2018’den bu yana görülmemiş bir seviyeye indirdi. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch de bu ortamda Türkiye’nin 2023 büyüme beklentisini yukarı yönlü revize etti.
Tüm bu gelişmelerin ışığında, 21 Aralık Perşembe günü toplanacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, piyasaların tek odak noktası haline geldi. Enflasyondaki keskin düşüşün ardından, TCMB’nin politika faizinde (şu an %40) bir indirime gidip gitmeyeceği veya gevşeme sinyallerini ne ölçüde vereceği, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için haftanın en kritik belirleyicisi olacak.
Piyasa Performansları ve Gelecek Haftanın Takvimi
Geçen haftanın getiri dağılımı, bu karışık ortamı yansıttı. ABD tahvil faizleri yükselirken (10 yıllık %4.12), New York borsaları sınırlı kazançlarla kapandı. Altın (%0.54 düşüş) baskı altında kalırken, gümüş (%2.8 artış) rekor seviyelere koştu. Dolar endeksi zayıfladı, petrol fiyatları ise dengelendi.
Önümüzdeki hafta, küresel piyasalar için adeta bir “süper hafta” olacak. Çarşamba günü Fed faiz kararı ve Powell’ın açıklamaları, aynı gün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Lagarde’ın konuşması ve Perşembe günü TCMB’nin faiz kararı, piyasa dinamiklerini şekillendirecek başlıca olaylar olarak takvimdeki yerini aldı. Yatırımcılar, merkez bankalarının 2024 yol haritalarını çizmek üzere verdikleri bu kritik mesajları nefeslerini tutarak bekliyor.