Kredi Piyasasında Faiz İndiriminin Sınırlı Yankısı: Tüketici Hala Bekliyor
Merkez Bankası’nın son dönemde gerçekleştirdiği politika faizi indirimleri, ekonomide geniş çaplı bir rahatlama ve tüketicilere daha uygun kredi olanakları sunulacağı yönünde umutları yeşertmişti. Ne var ki, güncel veriler bu beklentilerin henüz tam anlamıyla gerçeğe dönüşmediğini, kredi piyasasında beklenen hareketliliğin oldukça sınırlı kaldığını gösteriyor. Tüm dikkatler bankaların uygulayacağı faiz oranlarına çevrilmişken, indirimlerin kredi maliyetlerine yansıması parça parça ve ağır bir tempoda ilerliyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayımladığı en güncel haftalık veriler, tabloyu çarpıcı bir netlikle ortaya koyuyor. 19 Aralık’ta sona eren haftada, tüketici kredilerinin toplam hacmi 2 trilyon 835,34 milyar liraya ulaşmış olsa da, haftalık 5,4 milyar liralık artış, son altı haftanın en düşük artışı olarak dikkat çekiyor. Bu rakam, kredi büyümesindeki momentumun gözle görülür bir şekilde yavaşladığının en açık kanıtı niteliğinde.
Kredi Türlerinde Çarpıcı Ayrışmalar: Konut Yükseliyor, Taşıt Düşüşte
Kredi piyasasını detaylı bir şekilde incelediğimizde, farklı kredi türleri arasında belirgin farklılıklar göze çarpıyor. Türkiye Gazetesi’nin derlediği verilere göre, geçtiğimiz hafta en dikkat çekici performans konut kredilerinde gözlendi. Konut kredisi hacmi 2,7 milyar lira artarken, ihtiyaç kredileri de 3 milyar liralık bir büyüme gösterdi. Ancak bu olumlu tablo, taşıt kredilerindeki gerilemeyle gölgelendi. Taşıt kredisi hacmi, 350 milyon liralık bir düşüşle olumsuz bir ayrışma sergiledi.
Uzmanlar, taşıt kredilerindeki bu durgunluk ve gerilemenin temelinde iki kritik unsur olduğunu vurguluyor: araç fiyatlarındaki yüksek seyir ve bu kredi türündeki nispeten yüksek faiz oranları. Bu iki faktör, tüketicilerin otomobil alımlarını ertelemesine ya da alternatif finansman yollarına yönelmesine neden oluyor.
Faiz Oranlarında Farklı Yollar: Konut Kredileri Zirvede
Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin tüketiciye yansıması, kredi türlerine göre ciddi farklılıklar gösteriyor. Son haftalarda finansman maliyetlerinde anlamlı ve belirgin bir düşüşün gözlendiği tek alan konut kredileri oldu. Aralık ayındaki son politika faizi indiriminden önce %2,69 seviyesinde olan en düşük konut kredisi faiz oranı, bugün itibarıyla %2,49’a kadar inmiş durumda.
Bu düşüşün tüketicinin bütçesine etkisi somut bir şekilde hesaplanabiliyor. En düşük faiz oranı (%2,49) üzerinden değerlendirildiğinde, 1 milyon Türk Lirası tutarında ve 10 yıl (120 ay) vadeli bir konut kredisinin toplam geri ödemesi yaklaşık 1 milyon 133 bin lira olarak gerçekleşiyor. Aylık taksit tutarı ise yaklaşık 9.440 lira seviyesinde şekilleniyor. Faiz oranındaki 20 baz puanlık bu gerileme, kredi maliyetinde kayda değer bir hafifleme sağlıyor.
Diğer kredi türlerinde ise tablo daha sakin bir seyir izliyor. Taşıt kredilerinde faiz oranları sınırlı bir düşüş göstermiş olsa da, en düşük oranlar hala %3’ün üzerinde konumlanıyor. Bu durum, taşıt kredilerinin konut kredilerine kıyasla daha yüksek bir maliyetle sunulduğunu ortaya koyuyor.
İhtiyaç kredileri ise faiz indirimlerinden en az nasibini alan segment olarak öne çıkıyor. Bu kredi türünde en düşük başlangıç oranları %2,79 civarında görünse de, bankaların çoğunda uygulanan oranlar %3’ün üzerinde kalmaya devam ediyor. Bu, günlük ihtiyaçlar ya da küçük ölçekli yatırımlar için kredi kullanmayı düşünen tüketiciler için önemli bir bariyer oluşturuyor.
Uzmanlar Uyarıyor: “Bankalar İndirimi Daha Cesur Yansıtmalı”
Piyasa analistleri ve ekonomistler, mevcut durumu değerlendirirken ortak bir görüşte birleşiyor: Kredi talebinde kalıcı ve güçlü bir canlanma için, Merkez Bankası’nın uyguladığı gevşeme politikasının ticari bankalar aracılığıyla nihai tüketiciye daha etkili bir şekilde ulaştırılması şart. Uzmanlar, özellikle taşıt ve ihtiyaç kredilerindeki faiz marjlarının hala yüksek seyrettiğini ve bunun tüketici talebini baskıladığını vurguluyor.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın faiz indirimleri sonrası kredi piyasasında beklenen kapsamlı ve hızlı bir gevşeme henüz hayata geçmedi. Piyasa, konut kredileri lehine net bir ayrışma yaşıyor. Buna karşın, taşıt ve ihtiyaç kredileri, yüksek fiyatlar ve görece sert faiz oranları nedeniyle durgun bir seyir izlemeyi sürdürüyor. Ekonomide tüketim eğilimlerinin ve yatırım kararlarının olumlu bir ivme kazanması için, bankacılık sektörünün faiz indirimlerini daha kararlı bir şekilde müşterilere yansıtması, önümüzdeki dönemin en belirleyici unsuru olacak gibi görünüyor.