Türk Havacılık Tarihine Damga Vuran Test: İki KIZILELMA Otonom Kol Uçuşuyla Zirvede
Türkiye’nin milli teknoloji atılımının en çarpıcı simgelerinden biri olan Bayraktar KIZILELMA insansız savaş uçağı, geliştirme sürecinde sınırları zorlamaya devam ediyor. Bir uçuş platformundan çok daha fazlası olan bu devrim niteliğindeki sistem, akıllı filo otonomisi alanında dünya havacılık tarihine yön verecek bir başarıya imza attı. Çorlu’daki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi, bu tarihi dönüm noktasına ev sahipliği yaparak Türk mühendisliğinin ulaştığı eşsiz seviyeyi bir kez daha gözler önüne serdi.
Eşsiz Bir An: İki Prototip Gökyüzünde Buluştu
Testler sırasında, geliştirme sürecinin farklı evrelerinde bulunan iki prototip, PT3 ve PT5, pistten art arda havalanarak gökyüzünde bir araya geldi. Bu, başlı başına dikkat çekici bir operasyonel başarıyken, asıl çığır açan gelişme, iki insansız savaş uçağının gökyüzünde sergilediği kusursuz iş birliği oldu. Baykar mühendislerinin yıllara yayılan titiz Ar-Ge çalışmaları neticesinde hayata geçirilen ileri düzey otonomi algoritmaları, iki KIZILELMA’nın adeta bir bütün halinde hareket etmesini sağladı.
İnsanlı savaş uçaklarında yalnızca en deneyimli pilotların gerçekleştirebildiği, yüksek risk ve karmaşıklık taşıyan formasyon uçuşu (Kol uçuşu), bu testte tamamen otonom sistemler tarafından başarıyla icra edildi. İki insansız jet, herhangi bir “lider” komutasına ihtiyaç duymaksızın, karşılıklı veri alışverişiyle birbirlerinin konum, hız ve yön bilgilerini milimetrik bir hassasiyetle analiz ederek tek bir organizma gibi hareket etti. Bu olağanüstü başarı, dünya havacılık tarihinde bir ilke imza attı: İlk kez iki insansız savaş uçağı, otonom olarak yakın kol uçuşu gerçekleştirdi.
Otonom Muharebe Pilotu ve Geleceğin Savaş Doktrini
Bu testle, insanlı savaş uçaklarının en kritik görevlerinden biri olan Combat Air Patrol (CAP – Hava Devriyesi) misyonu da tamamen otonom bir şekilde sınandı. KIZILELMA prototipleri, belirlenen bir koridor veya bölgede, filo otonomisi yazılımlarının rehberliğinde devriye uçuşu yaparak geleceğin hava savunma senaryolarında KIZILELMA filolarının bölgeleri 7/24 koruyabileceğini ve tehditleri anında bertaraf edebileceğini gözler önüne serdi.
Test boyunca, platformların birbirleriyle kesintisiz iletişimi, sensör füzyonu, tehdit analizi ve ortak taktik karar alma süreçleri en ince ayrıntısına kadar izlendi ve değerli veriler toplandı. Bu veriler, yapay zeka destekli otonom muharebe pilotu sistemlerinin daha da ileri taşınması için kritik bir temel oluşturuyor. Baykar’ın tamamen kendi kaynaklarıyla geliştirdiği bu akıllı filo altyapısı, birden fazla insansız platformun tek bir komuta merkezinden veya birbirlerinden aldıkları talimatlarla karmaşık hava harekâtlarını eşgüdümlü bir şekilde yürütmesine olanak tanıyor.
KIZILELMA’nın Zirveye Tırmanışı
Bu son başarı, KIZILELMA’nın dünya çapında yankı uyandıran performanslarının en yeni halkası olarak öne çıkıyor. Daha önce, 29 Kasım 2022’de Sinop açıklarında gerçekleştirilen tarihi testte, KIZILELMA adını dünya havacılık tarihine altın harflerle yazdırmıştı. O testte, ASELSAN’ın MURAD AESA Radarı ile tespit edilen bir hedef uçak, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen GÖKDOĞAN görüş ötesi hava-hava füzesi ile tam isabetle vurulmuştu. Bu atış, KIZILELMA’yı jet motorlu bir hava hedefini görüş ötesi füze ile imha eden dünyanın ilk insansız savaş uçağı unvanına taşımıştı.
Her iki test de yalnızca birer uçuş ya da atış denemesi olmanın ötesine geçerek, Türkiye’nin savunma sanayii ekosisteminin (Baykar, ASELSAN, TÜBİTAK SAGE) nasıl kusursuz bir uyum içinde çalıştığını ve ortaya çıkan eserlerin dünyada eşi benzeri olmayan yetkinliklere sahip olduğunu kanıtladı.
“Kendi Yolunu Çizen Türkiye”
Bu tarihi test, siyasi çevrelerden de büyük takdir topladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda başarının önemine vurgu yaptı. Çelik, “Dünyanın belirsizlikler ve zorluklarla dolu olduğu bir dönemde, Türkiye kendi yolunu çizen ender ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Her bir ‘ilk’, dünyadaki karanlığa ülkemizden verilen bir yanıttır. İradeyi kararlılıkla sürdürenlere ve emeği geçen herkese tebrikler” sözleriyle duygularını ifade etti. Bu açıklama, milli savunma projelerinin Türkiye’nin küresel sahnedeki stratejik bağımsızlığı ve teknolojik özerkliği açısından taşıdığı hayati önemi bir kez daha ortaya koydu.
Bayraktar KIZILELMA, düşük gözlemlenebilirlik (stealth) özellikleri, taşıyıcı gemilerden iniş-kalkış kabiliyeti ve artık tescillenen ileri düzey filo otonomisi yeteneğiyle, geleceğin hava muharebe doktrinlerini yeniden tanımlayacak bir platform olarak yoluna devam ediyor. Türk mühendisliği, bu testle bir kez daha yapay zeka ve otonom sistemlerin havacılıktaki sınırlarını zorlayarak dünyaya yalnızca “Türkiye yapabilir” değil, aynı zamanda “Türkiye, daha önce hiç yapılmamış olanı başarabilir” mesajını güçlü bir şekilde iletti.