Arkeolog Tutuklaması: Polonya, Ukrayna ve Rusya Arasında Gerilimli Kültürel Miras Davası
Uluslararası arkeoloji dünyasını ve diplomatik çevreleri sarsan bir tutuklama olayı, Polonya, Ukrayna ve Rusya arasında yeni bir gerilim alanı yarattı. Polonya makamlarının Aleksandr B. olarak tanımladığı kişi, Rusya’nın önemli kültür kurumlarından Devlet Ermitaj Müzesi’nin Kuzey Karadeniz Antik Arkeolojisi bölümünün başında bulunan tanınmış bir arkeolog olarak ortaya çıktı. Olay, kültürel mirasın korunması, yargı yetkisi ve uluslararası siyasetin kesiştiği karmaşık bir düğüm haline geldi.
Ukrayna’nın Ağır Suçlamaları ve Milyon Dolarlık Zarar İddiası
Ukrayna savcılığının iddianamesine göre, söz konusu arkeolog 2014 ile 2025 yılları arasında Kırım Yarımadası’ndaki Kerç şehrinde, hiçbir resmi izin olmadan sistematik kazılar yürüttü. Bu kazıların, özellikle 2014-2019 döneminde, antik dünyanın önemli yerleşimlerinden biri olan Myrmekion kentinin kısmen tahrip olmasına yol açtığı öne sürülüyor. Myrmekion, M.Ö. 6. yüzyılda kurulmuş bir İyon şehri olup, Karadeniz’in kuzey kıyısındaki antik Bosporos Krallığı’nın kilit yerleşimlerinden biriydi.
Ukrayna makamları, bu izinsiz kazılar sonucunda oluşan zararın mali boyutunu hesapladı ve rakamı kamuoyuna açıkladı. İddiaya göre, antik kentte verilen tahribatın bedeli tam 201,6 milyon Ukrayna grivnası, yani yaklaşık 4,77 milyon Amerikan doları olarak belirlendi. Bu iddia, olayı sıradan bir arkeolojik usulsüzlükten çıkarıp, çok ciddi mali sonuçları olan bir kültürel miras suçu kategorisine taşıyor.
Polonya’daki Tutuklama ve İade Süreci
Ukrayna, geçtiğimiz Kasım ayında Polonya’ya resmi bir iade talebi göndererek, zanlının gerekli izinler olmadan kültürel miras alanında kazı yapmak suçundan yargılanmak üzere Ukrayna’ya teslim edilmesini istedi. Bu talebin ardından, Polonya makamları 4 Aralık tarihinde adı Aleksandr B. olarak açıklanan arkeologu tutukladı.
Varşova savcılarına ifade vermeyi reddeden arkeologun yasal statüsü, Varşova Bölge Mahkemesi tarafından netleştirildi. Mahkeme, sanığın 13 Ocak tarihine kadar Warsaw-Bialolęka gözaltı merkezinde tutuklu kalmasına hükmetti. Bu süre, iade talebinin değerlendirilmesi ve yasal prosedürlerin ilerlemesi için kritik bir dönem olarak görülüyor. Rusya’nın Varşova Büyükelçiliği, vatandaşının tutuklandığı konusunda bilgilendirildiğini ve kendisine konsolosluk desteği sağlamaya devam ettiklerini duyurdu.
Rusya’dan Sert Tepki: “Hukuki Zorbalık”
Tutuklama haberi, Moskova’dan son derece sert ve diplomatik üsluplu bir tepkiyi beraberinde getirdi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Polonya’nın bu hareketini açıkça “hukuki zorbalık” olarak nitelendirdi. Peskov, Rusya’nın ilgili vatandaşını savunmak için tüm diplomatik kanalları etkin bir şekilde kullanacağının altını çizdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, tutuklanan arkeologun kimliği ve faaliyetleri hakkında daha fazla detay paylaştı. Bakanlık, söz konusu kişinin Aleksandr Butyagin olduğunu doğrulayarak, kendisinin Varşova ve diğer Avrupa şehirlerinde antik Pompeii üzerine konferanslar vermek üzere resmi davetler aldığını ve bu akademik ziyaret kapsamında Polonya’da bulunduğunu iddia etti. Bu açıklama, olayı bir “suç” vakasından ziyade, akademik bir faaliyet sırasında gerçekleşen siyasi nitelikli bir gözaltı olarak çerçevelemeye çalışan Rusya’nın savunma stratejisini ortaya koyuyor.
Kırım’ın Hukuki Statüsü: İhtilafın Özü
Bu davadaki en temel ve çözülmesi en zor sorun, Kırım’ın hukuki statüsü ile doğrudan bağlantılı. Ukrayna ve uluslararası toplumun büyük bölümü, Kırım’ı Ukrayna’nın bir parçası olarak görüyor ve 2014’ten sonra bölgede yapılan her türlü idari ve yasal düzenlemeyi tanımıyor. Rusya ise Kırım’ı kendi toprağı olarak kabul ediyor. Dolayısıyla, Ukrayna’nın “izinsiz kazı” iddiası, Rusya ve orada çalışan arkeolog için geçerli değil. Bu durum, iade talebinin hukuki dayanaklarını da tartışmalı hale getiriyor. Polonya mahkemelerinin, uluslararası hukuk, Avrupa Konseyi üyeliği ve ikili anlaşmalar çerçevesinde bu hassas dengeyi nasıl kuracağı, sürecin en çok merak edilen yanını oluşturuyor.
Sonuç olarak, bir arkeologun tutuklanmasıyla başlayan bu olay, kültürel mirasın siyasi çatışmaların nesnesi haline gelişinin çarpıcı bir örneğini teşkil ediyor. Polonya’nın vereceği karar, yalnızca bir kişinin kaderini değil, aynı zamanda bölgedeki gerilimli üçlü ilişkilerde yeni bir diplomatik satranç hamlesinin yönünü de belirleyecek gibi görünüyor. Sürecin Ocak ayındaki duruşmalarda nasıl şekilleneceği, arkeoloji dünyası ve uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından yakından takip ediliyor.