İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Taşeron İşçilere Yönelik Tutumu
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İZBB) bağlı tuvalet ve bebek bakım merkezlerinde çalışan taşeron işçiler, sosyal haklarının gasp edilerek çalıştırıldıklarını ve aynı firmaya ihalenin yeniden verilmesine tepkiliydiler. Bu durum, işçilerin haklarını aramak ve adil çalışma koşulları talep etmek amacıyla başlattıkları eylemlerle gündeme gelmişti. İşçiler, bu adaletsizliklere karşı duruşlarını göstermek ve haklarını almak için çeşitli protestolar düzenlemişlerdi.
İşçiler ve Cemil Tugay Arasındaki Gerilim
Son olarak, İzmir Sanat binası önünde devam eden eylemler sırasında, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a işçiler taleplerini iletti. Ancak, bu görüşme sırasında Tugay’ın ani ve sert tutumu dikkat çekti. İşçilere yönelik olarak “Burada durmayın” uyarısı yapan Tugay, sözlerine devam ederek tehditkâr bir dil kullandı. “Burada durmaya devam ederseniz, o firmada da sizi çalıştırmayacağım” diyerek, işçileri açıkça işten çıkarmakla tehdit etti. Bu tavır, işçiler arasında büyük bir şaşkınlık ve endişe yarattı.
İşçilerin Hak Talepleri ve Belediye Başkanı’nın Açıklamaları
İşçilere, haklarını alabilmeleri için yönlendirdikleri yerin kendi çalıştıkları firma olduğunu belirten Tugay, şu ifadeleri kullandı: “Siz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin değil, bu firmanın çalışanısınız. Bu şehirde on binlerce insan işsiz. Lütfen bu durumu göz önünde bulundurun.” Bu sözler, işçilere yönelik duruşun sert ve mesafeli olduğunu gösterdi. Tugay, ayrıca, taşeron işçilerin üzerlerine giydikleri üniformada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin logosu olduğunu fark edip, onları uyarmak adına, “Ben konuşacağım, bunları giymeyeceksiniz” diyerek, işçileri tekrar uyardı ve alandan uzaklaşmaya başladı. Bu anlar, belediyenin tutumu ve çalışanlara karşı yaklaşımıyla ilgili önemli bir göstergeydi.
İşçilerin Talepleri ve Güncel Durum
İşçiler, temel hak ve çıkarlarını korumak adına, daha adil ve saygılı çalışma koşulları talep ederken, belediyenin bu tutumu, çalışanlar arasında ciddi bir moral bozukluğu ve güvensizlik oluşturdu. Bu gelişmeler, İzmir’deki işçi hareketlerinin ve çalışma hakları mücadelesinin ne denli kritik bir noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. Belediye yetkilileri ve ilgili kurumların, bu duruma daha yapıcı ve çözüm odaklı yaklaşımlar sergilemesi, çalışanların haklarını güvence altına almak adına büyük önem taşıyor.