Ankara’nın Nabzı Durmak Bilmiyor: Trafiğe Kayıtlı Araç Sayısı Rekor Kırdı, “Hayalet Araçlar” Gerçek Bir Sorun Haline Geldi
TÜİK’in güncel verileri, başkentteki ulaşım krizinin sadece günlük bir sıkıntı değil, yapısal ve derinleşen bir problem olduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, artan araç sayısının yanı sıra kayıt dışı “hayalet araç” gerçeğine dikkat çekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Ekim ayına ilişkin Motorlu Kara Taşıtları verilerini açıkladı. Rakamlar, ülke genelinde olduğu gibi başkent Ankara’da da trafiğin kalbinin her geçen yıl daha hızlı attığını ve ulaşım sisteminin üzerindeki baskının katlanarak arttığını net bir şekilde ortaya koydu. Türkiye’de trafiğe kayıtlı toplam araç sayısı, bir yıl gibi kısa bir sürede yüzde 7,5 gibi dikkat çekici bir artışla, 30 milyon 883 bin 668’den 33 milyon 193 bin 636’ya yükseldi.
Ankara özelinde ise tablo daha da çarpıcı. 2024 yılında 2 milyon 783 bin 571 olan başkentteki taşıt sayısı, 2025 Ekim ayı itibarıyla tam 183 bin 989 yeni araçlık bir artış göstererek 2 milyon 967 bin 560’a ulaştı. Bu, Ankara’nın yıllık araç artış hızının yüzde 6,6 olduğu anlamına geliyor. Bu oran, Türkiye genelindeki yüzde 7,5’lik artışın altında gibi görünse de, mevcut altyapı, yol kapasitesi ve nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde başkent için kritik bir eşiğin aşıldığını işaret ediyor.
Ankara’daki bu hızlı artışın arkasında birden fazla dinamik yatıyor. Son dönemde yaşanan göç hareketliliği, kentin nüfus yapısını ve dolayısıyla ihtiyaçlarını doğrudan etkiledi. Deprem sonrası yaşanan kitlesel göç dalgasının etkisi halen devam ederken, bu durum beraberinde artan bir araç yoğunluğunu ve ulaşım talebini getirdi. Vatandaşların günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelen trafik sıkışıklığı, sadece işe gidiş-geliş saatlerini değil, günün her saatini etkileyen kronik bir soruna dönüşmüş durumda.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ankara Kent Konseyi Trafik ve Ulaşım Çalışma Grubu Üyesi ve kent trafiği strateji uzmanı Ali İmran Erseven, sayısal verilerin ötesinde somut bir gerçeğin altını çizdi. Erseven, “Bu oran Türkiye ortalamasının üstünde. Yaklaşık 184 bin yeni araç trafikte. Deprem sonrası göç etkisi zaten vardı, bunun üzerine ek bir artış yaşandı.” ifadelerini kullandı.
“Yaptığımız ölçümlere göre bu araçlar ana arterlerde toplam 22 dakikalık ek trafik yoğunluğu oluşturuyor. Bu, her bir sürücünün günlük yolculuğuna ortalama 20 dakikadan fazla ekstra zaman kaybı olarak yansıyan somut bir veridir. Zaman kaybının yanı sıra, artan yakıt tüketimi, karbon salınımı ve sürücülerde oluşan stres, sorunun sosyal ve ekonomik maliyetini katlıyor.”
Ancak Erseven’in dikkat çektiği asıl çarpıcı nokta, resmi kayıtlarda görünmeyen bir gerçek: “Hayalet Araçlar”. Uzmana göre, kentteki trafik yoğunluğunu artıran bir diğer önemli faktör, plakası başka bir ile ait olan ancak fiilen Ankara yollarını aktif bir şekilde kullanan araçlar.
Erseven, bu konuda şu açıklamaları yaptı: “Kentteki bir başka sorunun ise ‘hayalet araçlar’ olduğunu belirten Erseven, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş plakalı araçların, ayrıca İstanbul plakalı kiralık araçların Ankara’da aktif şekilde kullanıldığını ancak kayıtlarının farklı illerde göründüğünü söyledi. Yaklaşık 150 bin civarında hayalet aracın trafikte olduğunu belirterek, ‘Kayıtlarda başka şehirde görünen bu araçlar fiilen Ankara yollarını kullanıyor ve yoğunluğu artırıyor.’ dedi.”
Bu “hayalet araç” gerçeği, sadece trafik yoğunluğunu değil, aynı zamanda kent için yapılan ulaşım planlamalarını, altyapı projelerinin kapasite hesaplarını ve trafik yönetim stratejilerini de doğrudan etkiliyor. Resmi verilerin, kentteki gerçek araç varlığını eksik gösteriyor olması, sorunun çözümüne yönelik adımların da yetersiz kalma riskini barındırıyor.
Sonuç olarak, TÜİK’in rakamları, Ankara’nın sadece nüfus değil, araç stoğu anlamında da hızla büyüyen ve yoğunlaşan bir metropol olduğunu teyit ediyor. Mevcut yol ağının bu kadar hızlı bir araç artışını kaldırması oldukça güç. Ulaşımda toplu taşımanın payının artırılması, alternatif ulaşım modlarının (bisiklet, mikro mobilite) teşviki, akıllı ulaşım sistemlerinin etkinleştirilmesi ve “hayalet araç” gibi kayıt dışı sorunlara yönelik düzenlemeler yapılması, başkentin nefes almasını sağlayacak acil çözüm başlıkları olarak öne çıkıyor.
Özetle: Ankara’nın trafik sorunu, artan araç sayısı ve nüfusun yanı sıra, kayıt dışılık gibi yapısal bir problemle daha da derinleşiyor. Rakamlar sadece bir yıllık artışı değil, sürdürülemez bir eğilimi işaret ediyor. Başkentin geleceği, ulaşımda akılcı, sürdürülebilir ve veriye dayalı bir dönüşümü zorunlu kılıyor. Aksi takdirde, her geçen gün kaybedilen 22 dakikalar, kentin ekonomik ve sosyal hayatından çalınan saatlere dönüşmeye devam edecek.
