İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerine Yönelik Soruşturma ve Hukuki Süreç
İstanbul’un önde gelen hukuk kurumlarından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri, son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında, “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlamalarıyla başlatılan soruşturma kapsamında Çağlayan Adliyesine çağrıldı. Bu önemli isimler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde ifadelerini vermek üzere adliyeye geldiler ve süreç hakkında bilgilendirildiler.
İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Haklarında Başlatılan Soruşturma ve Hukuki Durum
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, adliyenin önünde yaptığı açıklamada, soruşturmanın hukuki kriterlere uygun yapılmadığını ve mevzuata aykırı olarak sürdürüldüğünü vurguladı. Sağkan, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından usulsüz ve hukuka aykırı biçimde ifadeye çağrılmıştır. Bu soruşturma, ilk aşamasından itibaren anayasa ve ilgili mevzuata uygun olmayan biçimde yürütülmektedir. Henüz Adalet Bakanlığı’ndan gerekli soruşturma izni alınmadan, doğrudan adli makamlara başvurulması hukuki kurallara aykırıdır.”
Sağkan ayrıca, söz konusu soruşturmanın hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını ve bu durumu kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceklerini belirtti.
Soruşturma ve Olayın Gelişimi
Hatırlanacağı üzere, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri hakkında, sosyal medya platformlarında yayınlanan bir açıklama nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. Bu açıklamada, PKK terör örgütü üyeliği bulunan ve aranan sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin övülmüş, ayrıca bu kişiler hakkında yapılan övgülerin, devletimizin yürüttüğü mücadelenin bir parçası olduğu iddia edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan resmi açıklamada, 21 Aralık’ta Baro’nun sosyal medya hesabı üzerinden yayınlanan mesajlar ve içeriklerin, terör örgütü PKK üyeliği bulunan sanıkların övülmesine zemin hazırladığı ve kamuoyunda yanlış anlaşılmalara yol açtığı belirtilmişti. Bu nedenle, İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, resen soruşturma başlatıldığı ifade edilmiştir.
Hukuki ve Sosyal Sonuçlar
Başsavcılık açıklamasında, ayrıca, söz konusu açıklamaların, “sözde gazetecilik faaliyetleri ve kimlikleri nedeniyle öldürülen kişiler ile devletimizin savaş suçları işlendiği iddialarını içeren yanıltıcı bilgiler” içerdiği öne sürülmüş ve bu gerekçelerle soruşturmanın başlatıldığı bildirilmiştir. Bu gelişmeler, hukuk ve insan hakları alanında ciddi tartışmalara yol açarken, sivil toplum ve baroların tepkisini de beraberinde getirmiştir.
Türkiye genelinde hukuki ve siyasi ortamın gerildiği bu süreçte, meslek odaları ve hukukçular, temel hak ve özgürlüklerin korunması adına birlik ve beraberlik çağrısı yapmaktadırlar. Soruşturmaların hukukun üstünlüğü ilkesine uygun biçimde yürütülmesi gerektiği savunulmaktadır.
Özet ve Sonuç
Bu gelişmeler ışığında, İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine karşı başlatılan soruşturma, sadece hukuki değil, aynı zamanda toplumsal ve mesleki açıdan da önemli bir gündem oluşturmaktadır. Hukuk devleti ilkelerine uygun hareket edilmesi, ifade özgürlüğü ve meslek ilkelerinin korunması, meslektaşlarımızın temel talebidir.