Her gün yiyoruz meğer sağlığa zararlıymış

 

Susamın İki Yüzü: Sağlık Deposu mu, Gizli Risk mi?

Simitten tatlıya mutfağımızın vazgeçilmezi susam, uzmanlar tarafından artan bir dikkatle inceleniyor. Zengin besin içeriğinin gölgesinde, kontrolsüz tüketimle ortaya çıkabilen önemli sağlık riskleri uyarısı yapılıyor.

 

Lezzetli çıtırtısı ve aromasıyla mutfakların sıkça başvurduğu susam, protein, lif, B vitaminleri, kalsiyum, demir, magnezyum ve fosfor gibi mineraller ve antioksidanlar bakımından gerçek bir besin deposu olarak kabul ediliyor. Kalp sağlığından kemik güçlendirmeye kadar pek çok faydası bulunan bu küçük taneler, sağlıklı beslenme listelerinin de gözde bir parçası. Ancak, beslenme uzmanları ve alerji klinikleri, susamın faydalarının yanı sıra, özellikle modern gıda tüketim alışkanlıkları içinde artan bir şekilde karşılaşılan riskler konusunda tüketicileri uyarıyor.

 

Küresel bir dönüm noktası yaşandı: 2021 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde, susam “önemli gıda alerjeni” olarak resmen sınıflandırıldı. Bu tarihi kararı, Ocak 2023 itibarıyla yürürlüğe giren ve tüm paketli gıda ürünlerinde susam içeriğinin açıkça etiketlenmesini zorunlu kılan yönetmelik takip etti. Bu düzenlemelerin arkasında, dünya genelinde, özellikle de çocuklarda görülme sıklığı endişe verici bir hızla artan susam alerjisi gerçeği yatıyor.

 

Alerji: Giderek Büyüyen ve Hayati Tehlike Taşıyan Bir Risk

Susam artık, yer fıstığı, kabuklu deniz ürünleri ve süt gibi bilinen alerjenlerin arasında anılıyor. Alerjik reaksiyonlar hafif belirtilerle sınırlı kalmayabiliyor. Hassasiyeti olan bireylerde, deride yaygın kızarıklık, kaşıntılı kurdeşen (ürtiker), şiddetli karın ağrıları, nefes almada zorluk ve hırıltı gibi semptomlar ortaya çıkabiliyor. En ciddi reaksiyon ise, tüm vücudu etkileyen, solunum yolunu kapatabilen ve ani tansiyon düşüşüne yol açarak hayatı tehdit eden anafilaksi. Bu nedenle, özellikle ebeveynlerin çocuklarını susam içeren atıştırmalıklara karşı dikkatli gözlemlemesi ve ilk gıda denemelerinde temkinli olması kritik önem taşıyor.

 

Porsiyon Kontrolü Neden Bu Kadar Önemli?

Susam ve özellikle susam yağı, yoğun bir enerji kaynağıdır. Bir avuç susam veya susam ezmesi (tahin), beklenenden çok daha yüksek kalori içerebilir. Kontrolsüz ve sık tüketim, zamanla kilo artışına ve obezite riskinin yükselmesine zemin hazırlayabilir. Dahası, bu yoğun yağ içeriği, kan şekeri regülasyonunda dalgalanmalara ve kandaki trigliserit seviyelerinin yükselmesine neden olabilir, bu da uzun vadede kalp-damar sağlığı için bir risk faktörü oluşturabilir. Beslenme uzmanları, susamı bir lezzet verici veya süsleme olarak kullanırken “azın çok olduğu” prensibini ve porsiyon kontrolünü ısrarla vurguluyor.

 

Böbrek Taşı ve Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkileri

Susam doğal olarak oksalat adı verilen bir bileşik içerir. Oksalat, vücutta kalsiyum ile birleşerek böbreklerde kristalleşebilir ve hassas bünyelerde böbrek taşı oluşumunu tetikleyebilir veya mevcut taş sorununu kötüleştirebilir. Bu nedenle, özellikle böbrek taşı öyküsü olan bireylerin susam tüketimini sınırlandırması ve doktorlarına danışması öneriliyor.

Öte yandan, yağ oranı yüksek susamlı ürünler (yağlı simit, susamlı kurabiyeler, tahinli-şekerli karışımlar) bazı kişilerde sindirim sistemini zorlayabiliyor. Hazımsızlık, mide ekşimesi, reflü ataklarının şiddetlenmesi sık görülen şikayetler arasında. Bu etki, susamlı bir yiyeceğin yanında yağlı başka besinler tüketildiğinde katlanarak artabiliyor.

 

Susamın Kendisi Değil, Onu Sunuş Biçimimiz: Gizli Tehlikeler

Uzmanlar, susamla ilgili risklerin çoğunun, susamın doğasından ziyade onun nasıl tüketildiğiyle ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Endüstriyel gıda üretiminde susam, genellikle yüksek oranda işlenmiş rafine şeker, fazla tuz (sodyum) ve doymuş yağ veya trans yağ içeren ürünlerle bir araya getiriliyor. Bir paket susamlı bisküvi veya kek, susamın besleyiciliğinden çok, bu eklenen sağlıksız bileşenlerin riskini taşıyabiliyor.

Bir diğer kritik konu ise güvenilirlik. Denetimsiz kaynaklardan ve standart dışı üretim koşullarından gelen susamlarda, topraktan veya işleme süreçlerinden kaynaklanan ağır metal (örneğin kadmiyum) bulaşısı (kontaminasyonu) riski bulunabiliyor. Uzmanlar, bu nedenle, gıda güvenliği sertifikalarına sahip, şeffaf ve güvenilir markaların ürünlerini tercih etmenin çok önemli olduğunun altını çiziyor.

 

Sonuç: Yasaklamak Değil, Bilinçli Tüketmek

Susam, beslenme dünyasının değerli bir parçası olmaya devam ediyor. Ancak modern çağın getirdiği aşırı işlenmiş gıda alışkanlıkları ve artan alerji vakaları, onu tüketirken daha bilinçli olmayı gerektiriyor. Uzmanların ortak görüşü, susamı tamamen hayatımızdan çıkarmak yerine, onu doğru formda, doğru miktarda ve güvenilir kaynaklardan tüketmenin en akılcı ve sağlıklı yol olduğu yönünde. Lezzet ve sağlığı dengelemek, susam gibi güçlü bir besinde, onun gücünün farkında olarak mümkün.

 

Bu makale, beslenme uzmanları, alerji klinikleri raporları ve gıda güvenliği otoritelerinin güncel açıklamaları ışığında hazırlanmıştır.

 

İlgili Haberler

Ani kararlar mı alıyorsunuz? Nedeni belli oldu

haberci

Japonların çörek otu araştırması tamamlandı: Faydaları sayılamıyor

haberci

5 yıl boyunca yaşlandırmıyor: Günde 4 fincan içmeniz yeterli

haberci
Yükleniyor....

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası