Hekimler KHK İyileştirmelerinden Dışlandı: Hekim Birliği Sendikası’ndan Sert Tepki
Sağlık sektörünün temel taşını oluşturan hekimler, son dönemde kabul edilen mali hak iyileştirmelerinden pay alamamanın derin hayal kırıklığını ve haklı öfkesini yaşıyor. Hekim Birliği Sendikası, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) değişikliklerinin hekimleri kapsam dışında bırakmasına ilişkin sert ve detaylı bir yazılı açıklama yayınlayarak, adaletsizliğe dikkat çekti ve seslerini duyurmak için mücadele kararlılıklarını vurguladı.
Geniş Çaplı İyileştirmeler ve Gözden Kaçan Bir Meslek Grubu
Sendikanın açıklamasında detaylandırdığı üzere, TBMM komisyonlarından geçen ve geniş kapsamlı düzenlemeler içeren 375 sayılı KHK değişiklikleri, kamu çalışanları arasında önemli bir mali hareketlilik yarattı. Değişiklikler, çeşitli kariyer unvanlı meslek gruplarına ek ödeme imkanları getirerek mali haklarında ciddi iyileştirmeler sağladı. Ancak bu geniş tabloda, toplum sağlığının doğrudan mimarları olan hekimlerin yeri boş kaldı.
Yapılan düzenlemelerin kapsamı oldukça geniş. Kabul edilen önerge ile, 375 sayılı KHK’ya ekli (II) ve (III) sayılı cetvellerde listelenen birçok kariyer kadrosunun göstergeleri artırıldı. Üst düzey bürokrasiye yönelik ek ödemelerde iyileştirmeye gidilirken, adliye sisteminin omurgasını oluşturan kamu görevlilerinin ek ödemesi çarpıcı bir şekilde yüzde 200’den yüzde 400’e yükseltildi. Maliye bürokrasisinin kritik kurumları da bu iyileştirmelerden nasibini aldı; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Strateji ve Bütçe Başkanlığı personeline “ciddi iyileştirmeler” getirildi. Ayrıca, ekonomik denetim mekanizmalarında yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlardaki personelin ek ödemelerinde de yüzde 200’e varan artışlar hayata geçirildi.
Hekimlik: Uzun Eğitim, Büyük Sorumluluk, Ancak Göz Ardı Edilen Değer
Bu kapsamlı düzenlemelerin gölgesinde kalan hekimler, mesleklerinin doğasında bulunan ağır koşulları ve toplumsal sorumluluğu bir kez daha hatırlatma ihtiyacı hissetti. Hekim Birliği Sendikası açıklamasında, hekimliğin sıradan bir meslek olmadığının altını çizdi: “Hekimlik mesleği, uzun yıllar süren yoğun bir eğitim ve uzmanlık sürecini gerektiren, toplum sağlığı açısından kritik öneme sahip bir kariyer mesleğidir.” Bu ifade, tıp fakültesi eğitiminin zorluğunu, uzmanlık eğitimi (ihtisas) sürecindeki nöbetleri, yoğun çalışma temposunu ve insan hayatına dokunmanın taşıdığı benzersiz yükümlülüğü özetliyor.
Sendika, diğer meslek gruplarına tanınan hakların hekimlerden esirgenmesini adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmadığını vurgulayarak tepkisini dile getirdi. Açıklamada, “Diğer kariyer meslek gruplarına sağlanan bu ek ödemelerin hekimlerimize de tanınması, adil ve hakkaniyetli bir yaklaşım olacaktır” denilerek, yapılan ayrımcılığın kabul edilemez olduğu mesajı verildi.
Eşit Koşullarda Değerlendirilme Talebi ve Kararlı Mücadele Sözü
Hekim Birliği Sendikası, bu düzenlemenin hekimler üzerinde yarattığı moral bozukluğu ve değersizlik hissine karşı, mesleki onurun ve emeğin hakkının teslim edilmesi çağrısında bulundu. Sendika, hekimlerin temel talebini net bir şekilde ortaya koydu: “Bizler, hekimler olarak mesleğimizin ve emeğimizin değerinin gözetilmesini ve diğer kariyer unvanlı mesleklerle eşit koşullarda değerlendirilmesini talep ediyoruz.”
Bu talep, sadece maddi bir iyileştirme beklentisinin ötesinde, kamuda çalışan tüm kariyer meslek sahipleri arasında eşitlik ve adalet arayışının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Hekimler, benzer eğitim süreçlerinden geçen, benzer sorumluluklar taşıyan ve kamu hizmeti sunan diğer meslektaşlarıyla aynı mali imkanlara sahip olmak istiyor.
Açıklamanın sonunda, mücadelenin süreceğine dair güçlü bir irade beyan edildi: “Bu haklı talebimizi duyurmak ve hekim haklarını savunmak için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.” Bu ifade, sendikanın konuyu sadece bir basın açıklamasıyla sınırlı tutmayacağını, gerekli tüm yasal ve toplumsal platformlarda hekimlerin haklarını savunmaya devam edeceğinin sinyalini veriyor. Sağlık sisteminin sürdürülebilirliği ve nitelikli hekim istihdamı için mesleğin cazibesinin korunması gerektiği gerçeği, bu mücadelenin arka planındaki en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Hekim Birliği Sendikası’nın bu çıkışı, kamu personel rejimindeki düzenlemelerin sadece belirli gruplar lehine yapılmasının yarattığı eşitsizlik ve tatminsizlik sorununu bir kez daha gündeme taşımış oldu. Hekimlerin bu haklı itirazının, ilgili makamlarca dikkate alınıp alınmayacağı ve sağlık çalışanlarının genel mali ve sosyal statüsüne yönelik daha kapsayıcı bir reformun gelip gelmeyeceği ise önümüzdeki dönemde cevap bekleyen kritik sorular olarak duruyor.
