Aile Hekimliği Sisteminde Kritik Eşik: Sağlık Örgütleri Seslerini Yükseltti
İstanbul’da, aile hekimliği sisteminin kronikleşen sorunları ve çalışanlar üzerinde oluşan baskı, tarihi bir dayanışma ile masaya yatırıldı. İstanbul Tabip Odası’nın ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısı, sektörün hemen hemen tüm temsilci kuruluşlarını bir araya getirerek, sistemin artık kırılma noktasına geldiğine dair güçlü bir uyarı niteliği taşıdı.
Toplantıya, İstanbul Tabip Odası’nın yanı sıra, sahada çalışanları doğrudan temsil eden çok sayıda sendika ve dernek katıldı. Katılımcılar arasında İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İş Sendikası, Hekimsen İstanbul Şubesi, Hekim Birliği Sendikası, HEP-SEN, Hürriyet Sağlık Sen, Güç Sağlık Sen ve SES İstanbul Şubeleri yer aldı. Bu geniş katılım, sorunun boyutunun ve meslek grupları arasındaki ortak kaygının ne derece yaygın olduğunu gözler önüne serdi.
“Dilimizde Tüy Bitti”: İSTAHED Başkanı’ndan Sert Çıkış
Toplantıda söz alan İSTAHED Başkanı Dr. Sercan Ahmet Uluç, Sağlık Bakanlığı’na yönelik sert ve duygusal bir çağrıda bulundu. Uluç, uzun süredir hem sahada hem de medya kanallarında dile getirilen sorunların ve çözüm önerilerinin sistematik bir şekilde görmezden gelindiğini vurgulayarak, “Dilimizde tüy bitti” ifadesini kullandı.
Dr. Uluç, özellikle performans ve ödeme sistemini hedef alan açıklamalarında, yeni yönetmeliğin “ezimet” olarak nitelendirildiğini ve sadece küçük değişikliklerle revize edilerek geri adım atmış izlenimi yaratılmaya çalışıldığını savundu. “Sonuç olarak yine saçma yine hukuksuz bir mevzuatla çalışmaya devam ediyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.
En dikkat çeken eleştirilerden biri, maaş kesintileri üzerine oldu. Uluç, “gelmeyen hasta” kriterinin değerlendirme süresinin 6 aydan 1 yıla çıkarılmasının sorunu çözmediğini, bu hastaların yine gelmediğini ve sonuç olarak hekimlerin maaşlarından haksız kesintiler yapılacağını belirtti. Daha da çarpıcı olan ise, hekimlerin aylık gelirlerinin yaklaşık %60’ının ek ödemelerden oluşması nedeniyle, hastalık gibi bir sebeple bir ay çalışamadıklarında bir önceki maaşlarının sadece %40’ını alabildikleri gerçeğiydi.
“Biz Sizin Köleniz Değiliz!”: Sistem Eleştirisi ve Siyasi İdareye Sert Sorular
Dr. Uluç, bu durumu Sağlık Bakanı ve bürokratlara yönelttiği kişisel sorularla protesto etti. “Sizin maaşlarınızın yüzde kaçı ek ödemeden oluşuyor?” ve “1 ay çalışamadığınızda maaşınızın yüzde kaçını alıyorsunuz?” sorularını yönelten Uluç, bu sistemin performans sistemi değil, “basbayağı bir kölelik sistemi” olduğunu iddia etti. “Kusura bakmayın ama biz sizin köleniz değiliz!” sözleri, toplantının en güçlü anlarından birine sahne oldu.
Uluç, hekimlerin ülkeye faydalı bireyler olarak halk sağlığı için çaba gösterirken, idare tarafından “köle” olarak görüldüğünü savunarak, yetkililere “aklınızı başınıza devşirin” çağrısı yaptı.
OECD Raporundaki Çarpıcı Veriler: Türkiye Son Sıralarda
Konuşmasının bir bölümünü uluslararası karşılaştırmalara ayıran Dr. Uluç, geçtiğimiz ay yayınlanan OECD ‘Sağlığa Bir Bakış’ raporuna dikkat çekti. Rapora göre Türkiye, nüfusa oranla hekim sayısında son sırada yer alıyor. Hemşire sayısı kriterinde de bir güncellemeyle son sıraya yerleşildiğini belirten Uluç, “Bu kadar az personelle sistemi ayakta tutmaya çalışıyoruz” dedi.
Aile hekimlerinin ülkedeki poliklinik hizmetlerinin %40’ını yürüttüğünü, aşı izlemleri, taramalar, rapor talepleri ve aile sağlığı merkezlerinin idaresi gibi devasa bir iş yükü altında ezildiklerini vurguladı. Tüm bu çabalar karşılığında teşekkür beklerken, “negatif performans tehditleri” ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
OECD verilerinin bir diğer çarpıcı yönü ise sağlığa ayrılan kaynakla ilgiliydi. Uluç, milli gelirden sağlığa ayrılan payda Türkiye’nin yine en son sırada (%4,7) olduğunu, OECD ortalamasının ise %9,3 olduğunu aktardı. Kişi başına düşen sağlık harcamasının OECD’de ortalama 6000 dolar, Türkiye’de ise sadece 2300 dolar olduğunu hatırlatarak, “Diğer ülkelere göre çok çok az parayla bu işi yürütüyorsunuz ve bunu sağlayan bizlerin maaşlarından kesinti yapma derdindesiniz” diye konuştu.
Son Çağrı: Yönetmelik Geri Çekilsin, Ortak Çalıştay Yapılsın
Dr. Sercan Ahmet Uluç, açıklamasını bir uyarı ve çağrıyla tamamladı. “Yönetemedikçe biz tükeniyoruz ve artık dayanma sınırlarımızı çok aştınız” diyerek, mevcut yönetmeliğin derhal geri çekilmesini talep etti. Çözüm önerisi olarak ise, Sağlık Bakanlığı’nın saha temsilcileriyle birlikte bir çalıştay düzenleyerek yeni ve adil bir yönetmelik hazırlamasını istedi.
Uluç, aksi takdirde, OECD ortalamalarına ulaşma hedefinin sadece bir hayal olarak kalacağını vurgulayarak, “Bu sistemle o çok istediğiniz OECD ortalamalarına ancak rüyamızda ulaşırız” sözleriyle, mevcut politikaların sürdürülebilir olmadığına dair net bir mesaj verdi.
Bu toplantı, aile hekimliği sistemindeki derin yıpranmışlığın ve öfkenin kurumsal düzeydeki en net ifadesi olarak kayıtlara geçti. Sorunların boyutu ve çözüm için yapılan çağrı, sağlık politikalarının geleceği açısından acil ve kapsamlı bir revizyon ihtiyacını gözler önüne serdi.