Karanlığın Ticaretinde Rekor Ele Geçirme: Vahşi Yaşam Kaçakçılığı 20 Milyar Dolarlık Bir Endüstri Haline Geldi

Dünyanın en karlı ve en yıkıcı yasa dışı ticaret ağlarından biri, doğanın kalbinde sessizce genişliyor. Interpol ve dünya çapındaki kolluk kuvvetlerinin son operasyonları, vahşi yaşam kaçakçılığının yıllık 20 milyar doları aşan devasa bir küresel sektöre dönüştüğünü gözler önüne serdi. Bu karanlık pazar, binlerce köpekbalığı yüzgecinden fildişi ve primat etlerine kadar uzanan bir yelpazede, gezegenin biyolojik çeşitliliğini tehdit ediyor.

Interpol’ün “Thunder” Operasyonu: 134 Ülkede Eş Zamanlı Darbe

15 Eylül’de başlayan ve bir ay süren, kod adı “Thunder” olan geniş kapsamlı operasyon, bu suç ağlarına karşı şimdiye kadarki en koordineli küresel hamlelerden biri oldu. 134 ülkenin kolluk kuvvetleri, sınır kapılarında, havaalanlarında, limanlarda ve yasa dışı ticaretin yapıldığı karanlık noktalarda eş zamanlı baskınlar düzenledi. Operasyonun bilançosu, trafiğin boyutlarını anlamak için çarpıcı veriler sunuyor:

• 6.160 kuş, kafeslerde taşınırken kurtarıldı.
• 2.040 kaplumbağa ve 1.150 sürüngen ele geçirildi.
• 208 primat, evcil hayvan ticareti veya diğer amaçlar için kaçırılırken yakalandı.
• Nesli kritik derecede tehlikede olan 46 pangolin ve 10 “büyük kedi” (muhtemelen kaplan, leopar vb.) kurtarıldı.
• Ek olarak, türü belirtilen 19.415 diğer vahşi hayvan ele geçirildi.

Operasyonlar sırasında yaklaşık 1.100 şüpheli gözaltına alındı, bu da organize suç şebekelerinin bu ticaretin merkezinde olduğunu gösteriyor.

Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü ve Uluslararası Şebekeler

Operasyon, kaçakçıların yöntemlerindeki değişimi de ortaya koydu. Katar’da, nesli tükenmekte olan bir primatı, sosyal medya platformları üzerinden 14.000 dolara satmaya çalışan bir kaçakçı, dijital izlerin takibi sayesinde yakalandı. Bu vaka, Instagram, Facebook grupları ve karanlık web forumlarının, bu yasa dışı ticaretin yeni pazar yerleri haline geldiğinin kanıtı.

Brezilya’da ise polis, uluslararası bir altın aslan maymunu kaçakçılığı şebekesini çökerten operasyonla 200’den fazla hayvanı kurtarırken, 145 şüpheliyi tespit etti. Bu, Güney Amerika’nın biyolojik hazinelerinin, özellikle de nadir primat türlerinin, küresel bir taleple karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Bu küresel operasyona paralel olarak, Türkiye’de de önemli bir adım atıldı. 2025 Mayıs ayında İstanbul’da düzenlenen bir operasyonda, 565 egzotik hayvan ele geçirildi. Bu durum, Türkiye’nin hem bir transit güzergah hem de potansiyel bir pazar olarak kaçakçıların hedefinde olduğunu ve yerel yetkililerin bu mücadeledeki kararlılığını ortaya koyuyor.

Değişen Trend: Canlı Hayvan Ticareti ve Et Kaçakçılığında Artış

Interpol’ün açıklaması, vahşi yaşam kaçakçılığındaki endişe verici yeni trendlere dikkat çekiyor. Geleneksel olarak, geleneksel tıp veya lüks süs eşyalarında kullanılan hayvan kalıntıları ve parçaları (fildişi, boynuz, kemik) ele geçirilirken, son dönemde egzotik evcil hayvan talebindeki patlama, canlı hayvan ticaretini ön plana çıkardı. Operasyonda yaklaşık 10.500 kelebek, örümcek ve böcek ele geçirilmesi, “mikro egzotik” evcil hayvan pazarının da büyüdüğünü gösterdi.

Diğer yandan, yaban hayvanı eti kaçakçılığında da çarpıcı bir artış kaydedildi. Operasyon kapsamında, küresel ölçekte rekor düzeyde 5,8 ton yaban hayvanı eti ele geçirildi. Örnekler çarpıcı:

• Belçika yetkilileri, primat etine el koydu.
• Kenya’da, 400 kilogramdan fazla zürafa eti yakalandı.
• Tanzanya’da kolluk kuvvetleri, 10.000 dolar değerinde zebra ve antilop eti ile derisini ele geçirdi.

Interpol, özellikle Afrika’dan Avrupa’ya yönelik yaban hayvanı eti kaçakçılığı vakalarında dikkat çekici bir artış olduğunu vurguladı. Bu, sadece bir lüks gıda ticareti değil, aynı zamanda kıtalararası organize suçun karmaşık bir parçası haline geldi.

Sonuç: Biyolojik Çeşitliliğe Yönelik Küresel Tehdit

Interpol’ün bu kapsamlı operasyonu, vahşi yaşam kaçakçılığının artık sadece çevresel bir suç olmadığını; organize suç, kara para aklama, yolsuzluk ve hatta terör finansmanı ile iç içe geçmiş, küresel ekonomiyi etkileyen çok boyutlu bir tehdit olduğunu bir kez daha kanıtladı. 20 milyar dolarlık bu kara pazar, yalnızca hayvan popülasyonlarını tüketmekle kalmıyor, ekosistemlerin dengesini bozuyor ve zoonotik hastalıkların yayılma riskini artırıyor.

Operasyonun başarısı, uluslararası işbirliğinin hayati önemini gösterirken, mücadelenin süreklilik arz etmesi gerektiğine işaret ediyor. Sosyal medya platformlarının denetimi, sınır kontrollerinin güçlendirilmesi ve tüketici bilincinin artırılması, bu karanlık ticareti durdurmak için atılması gereken kritik adımlar olarak öne çıkıyor. Doğanın sessiz kurbanları için verilen bu küresel mücadele, insanlığın kendi gezegenine karşı sorumluluğunun da bir testi niteliğinde.