Fırtınanın Gölgesinde Balık Tezgahları: Fiyatlar Zirvede
Karadeniz’in hırçın dalgaları, balıkçı teknelerini limanlara hapsederken, tezgahlardaki fiyatlar adeta fırtına hızıyla yükselişe geçti. Özellikle hamsi ve istavrit gibi halkın vazgeçilmez protein kaynaklarında görülen keskin zamlar, sofraları derinden etkiliyor. Moloz mevkii, bugünlerde balığın eşsiz tadını pahalılığın ağır yüküyle bir arada yaşıyor.
Tezgahlarda Güncel Fiyatlar: Bir Kilogramın Bedeli
Balıkçı tezgahlarında dolaşan müşteriler, artık cüzdanlarını daha sıkı korumak zorunda. Fiyatlar, birkaç ay öncesine göre adeta sıçrama yapmış durumda. Hamsi ve istavritin kilogramı 100 Türk Lirası’ndan alıcı buluyor; özellikle hamsi için bu rakam çarpıcı bir seviye. Diğer balık türlerinde de tablo farklı değil. Somon 250 ila 300 lira arasında değişirken, çipura 450 liraya kadar tırmanıyor. Tirsi balığı ise 200 lira bandında satılıyor. Bu durum, balığın artık lüks tüketim sınırlarına tehlikeli bir şekilde yaklaştığını açıkça ortaya koyuyor.
Bu ani fiyat artışlarının temel nedeni ne olabilir? Cevap, Karadeniz’in asi ruhunda ve değişken iklim koşullarında saklı. Tecrübeli balıkçılar, hava durumu raporlarını endişeli gözlerle izliyor.
“Hava koşulları nedeniyle avlanan hamsi miktarı dramatik bir şekilde düştü. Teknelerimizle denize açılabildiğimiz günler ve saatler sınırlı. Fırtınalı deniz ve azgın dalgalar, avcılığı neredeyse durma noktasına getirdi. Arzın azalması, kaçınılmaz olarak fiyatlara yansıyor. Daha birkaç hafta önce kilogramını 50 liradan sattığımız hamsi, dün 75 liraydı, bugün ise 100 liraya ulaştı. Önümüzdeki günlerde hava durumunun daha da kötüleşeceğine dair işaretler var. Bu yüzden fiyatların biraz daha yükseleceğini düşünüyorum; 100 ila 125 lira aralığında bir seyir öngörüyorum.”
— Balıkçı Emin Avcı
Avcı’nın bu çarpıcı tespitleri, sektördeki diğer deneyimli isimler tarafından da teyit ediliyor. 35 yıldır denizin nabzını tutan, dalgaların dilinden anlayan İbrahim Ertuğrul da benzer bir tablo çiziyor. Ertuğrul, tezgahlarda hamsinin varlığını sürdüreceğini ancak miktarındaki azalmaya paralel olarak fiyatların istikrarlı bir şekilde artacağını vurguluyor. Bu, kısa vadede bir rahatlama umudunun ufukta görünmediğini açıkça gösteriyor.
Fiyatlar yükselirken, balığa olan tutku ve köklü alışkanlıklar, özellikle Karadenizli vatandaşlar için satın alma kararlarını değiştirmiyor. Tezgah başında hamsi seçen Zeynep Balaban, bu duyguyu şu etkileyici sözlerle dile getiriyor:
“Biz Karadenizliyiz, hamsi bizim için bir aşktır. Onsuz bir mutfak hayal bile edemeyiz. Haftada en az bir gün, genellikle akşam sofralarımızda hamsi baş köşede yer alır. Fırında, tavada ya da buğulaması… Fiyatlar elbette bütçemizi zorluyor, hatta sarsıyor, ama bu eşsiz lezzetten ve derin alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz. Denizden gelen bu bereket, kültürümüzün ayrılmaz bir parçası.”
— Müşteri Zeynep Balaban
Uzmanlar, bu dönemde yaşanan fiyat artışlarının yalnızca hava koşullarından kaynaklanmadığını, aynı zamanda yakıt maliyetlerindeki yükseliş, genel enflasyon ve nakliye giderlerinin de bu tabloya ciddi bir katkı sunduğunu belirtiyor. Balıkçı kooperatifleri ve ilgili bakanlıkların, küçük ölçekli balıkçıları destekleyecek ve tüketicileri koruyacak adımlar atması bekleniyor. Ancak kısa vadede çözüm, doğanın sakinleşmesine ve av sezonunun normale dönmesine bağlı görünüyor.
Netice itibarıyla, Moloz mevkii ve Türkiye’nin pek çok sahil kentindeki balık halleri, hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorlayan bir süreçten geçiyor. Karadeniz’in bereketi, bu kez hırçın dalgaların gölgesinde kalmış gibi görünse de, balıkçıların sabrı ve tüketicilerin bağlılığı, tezgahları canlı tutmaya devam ediyor. Önümüzdeki günlerde hava durumunun seyri, balık fiyatlarının kaderini belirleyecek en kritik unsur olacak.
Haber, balıkçı esnafı ve tüketicilerle gerçekleştirilen görüşmeler ışığında detaylandırılmıştır.