Teknoloji

“Galaksiler Kasırgası” uzayda görülen ilk dönen yapı olabilir






Kozmik Bir Devin Dansı: Astronomlar Evrenin En Büyük Dönen Yapılarından Birini Keşfetti

Kozmik Bir Devin Dansı: Astronomlar Evrenin En Büyük Dönen Yapılarından Birini Keşfetti

Gözlerini gökyüzünden ayırmayan insanoğlu, evrenin sırlarına dair yepyeni ve çarpıcı bir keşifle bir adım daha yaklaştı. Uluslararası bir astronom ekibi, uzayın derinliklerinde, şimdiye kadar gözlemlenen en büyük dönen yapılardan birini ortaya çıkardı. Bu devasa kozmik bulgu, yalnızca büyüklüğüyle değil, aynı zamanda galaksilerin ve evrenin büyük ölçekli yapısının nasıl şekillendiğine dair kritik ipuçları barındırmasıyla da bilim dünyasını heyecanlandırıyor.

Keşif, dünyanın dört bir yanındaki en güçlü teleskopların koordineli bir şekilde kullanılmasıyla mümkün oldu. Araştırmacılar, uzayda adeta kusursuz bir doğrusal hat üzerinde sıralanmış, 280’den fazla galaksiden oluşan bir zinciri tespit etti. Bu galaksiler, sıradan bir küme değil; gaz, toz ve gizemli karanlık maddeden oluşan devasa bir kozmik ağın, bir ‘kozmik filament’in içine gömülü durumda. Ancak bu yapıyı gerçekten eşsiz kılan şey, statik olmaması. Tıpkı dev bir kozmik oklava veya bir eksen etrafında dönen muazzam bir çubuk gibi, bu filamentin kendi merkezi etrafında döndüğü gözlemlendi.

Devasa Ölçeklerde Bir Dönüş

Ölçekler, insan aklının sınırlarını zorlayacak büyüklükte. Bilim insanlarının hesaplamalarına göre, bu galaksi filamentinin tamamı, saatte yaklaşık 396 bin kilometre gibi akıl almaz bir hızla dönüyor. Yapının fiziksel boyutları da en az dönüş hızı kadar şaşırtıcı. Yaklaşık 50 milyon ışık yılı uzunluğunda olan bu yapı, aynı zamanda incecik bir formda. Genişliği yalnızca 163 bin ışık yılı olan bu devasa yapı, gerçekten de “jilet inceliğinde” bir kozmik şerit olarak tanımlanıyor. Bu, uzunluğunun genişliğine oranla inanılmaz derecede yüksek olduğu anlamına geliyor.

Hareketin Üç Boyutlu Haritası

Araştırma ekibi, bu dev yapıyı daha iyi anlamak için öncelikle içindeki 14 spesifik galaksiye odaklandı. Bu galaksiler, hidrojen bakımından son derece zengin ve 5 milyon ışık yılı uzunluğunda, 117 bin ışık yılı kalınlığında daha dar bir hat üzerinde konumlanmış durumda. Modern astronomi teknikleri ve gelişmiş teleskop verileri sayesinde, bu 14 galaksinin hareketi ilk kez tam anlamıyla üç boyutlu olarak izlenebildi.

Elde edilen veriler, beklenmedik bir model ortaya koydu: Filamentin merkezinin bir tarafındaki galaksiler, merkezin diğer tarafındaki galaksilere göre tamamen zıt yönlerde hareket ediyordu. Bu karşıt yönlü hareket paterni, tıpkı bir eksen etrafında dönen bir çubuğun uçlarındaki noktaların birbirine zıt yönlerde hareket etmesi gibi, tüm yapının bir bütün olarak döndüğünün kesin kanıtıydı.

Uyum İçinde Bir Dönüş

Keşfi daha da ilginç kılan bir diğer detay ise, bu galaksilerin çoğunun kendi iç dönüşlerinin yönüydü. Araştırmacılar, filamentin içindeki birçok galaksinin kendi eksenleri etrafında dönme yönünün, tüm filamentin dönüş yönüyle aynı hizada olduğunu fark etti. Bu, galaksilerin oluşum ve hareketlerinin, içinde bulundukları dev kozmik yapıdan derinden etkilendiğini gösteren önemli bir bulgu. Projede yer alan Prof. Jarvis, henüz detaylı incelenmeyen diğer yaklaşık 280 galaksinin de büyük olasılıkla aynı kozmik hizalanmayı sergilediğini belirtiyor.

Genç ve Bozulmamış Bir Kozmik Fosil

Bu devasa filament, sadece büyüklüğü ve hareketiyle değil, aynı zamanda durumuyla da bilim insanları için büyük bir değer taşıyor. Araştırmacılar, yapının evrenin zaman çizelgesinde nispeten genç ve bozulmamış olduğunu düşünüyor. İçindeki galaksilerin büyük bir kısmı, bol miktarda hidrojen gazı içeriyor. Hidrojen, yıldız oluşumunun temel yakıtıdır ve bu da söz konusu galaksilerin genellikle galaktik evrimlerinin “erken” veya “aktif” bir aşamasında oldukları, yani yoğun bir şekilde yeni yıldızlar doğurdukları anlamına geliyor.

Bu özellikleri, bu benzersiz yapıyı, Samanyolu gibi dev galaksilerin erken evrende nasıl ortaya çıktığını, büyüdüğünü ve evrildiğini anlamak için şimdiye kadar bulunan en mükemmel doğal laboratuvarlardan biri haline getiriyor. Kozmik bir zaman kapsülü gibi, galaksilerin oluşum süreçlerine dair “canlı” ve bozulmamış bir kayıt sunuyor.

Bu keşif, kozmolojide uzun süredir devam eden bir tartışmaya da ışık tutabilir: Evrenin büyük ölçekli yapılarındaki devasa dönme hareketi, kökenini nereden alıyor? Bu dönüş, evrenin en erken dönemlerindeki ilkel kuantum dalgalanmalarından mı kaynaklanıyor, yoksa daha sonraki kütleçekimsel etkileşimlerin bir sonucu mu? Bu “jilet inceliğindeki” devin uzaydaki dansı, bu sorulara yanıt arayan bilim insanları için yepyeni bir pencere açıyor.


İlgili Haberler

Avrupa Uzay Ajansı’nın gözü gizemli ziyaretçide

haberci

Yapay zeka ile içerik üretimi ve hızlı e-posta tasarımları

haberci

ASELSAN GÖKSUR’u başarıyla test etti

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası