UEFA’da Hakem Krizi: Lindhout’un Yeni Görevi Galatasaray’ın Geleceğini Etkileyebilir
UEFA Şampiyonlar Ligi’nin heyecanı, sadece sahadaki futbol değil, saha dışındaki tartışmalarla da büyüyor. Grup aşamasının kritik bir aşamasında, Galatasaray, Fransa’nın gözde takımlarından AS Monaco‘ya konuk olacak. Bu karşılaşma, sarı-kırmızılı ekibin Avrupa macerasında bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Ancak, maç öncesinde dikkatler, oyuncuların formuna veya taktiksel hazırlıklara değil, beklenmedik bir isme, hakem Allard Lindhout‘a çevrildi. UEFA’nın yaptığı bu atama, Türk futbol kamuoyunda şok etkisi yarattı ve derin bir güvensizlik sorgusunu beraberinde getirdi.
Fenerbahçe’nin UEFA’ya Taşıdığı Tartışmalı Karar
Hollandalı hakem Allard Lindhout, ismini Türk futbolseverlere, henüz birkaç hafta önce oynanan ve büyük yankı uyandıran bir maçla kazıdı. Fenerbahçe‘nin, UEFA Avrupa Ligi D Grubu’nda Çekya temsilcisi Viktoria Plzen ile deplasmanda 0-0 berabere kaldığı karşılaşmanın başhakemiydi. Maç, normal süresinin bitimine doğru, futbol tarihine geçecek tartışmalı bir anla sarsıldı.
Dakikalar 90+2’yi gösterirken, Fenerbahçe’nin genç yıldız adayı Jhon Duran, rakip ceza sahası içinde topa vurmak üzereyken, bir Plzen defans oyuncusu tarafından açıkça şortundan çekilerek yere düşürüldü. Olay, tüm netliği ile görülüyordu ve futbol kuralları çerçevesinde bariz bir penaltı pozisyonuydu. Hakem Lindhout, pozisyonu VAR (Video Yardımcı Hakem) sisteminde inceleme fırsatına sahip olmasına rağmen, sahada verdiği ‘devam’ kararını değiştirmedi. Bu karar, maçın tek gol şansını ve dolayısıyla sonucunu doğrudan etkiledi.
Resmi Şikayet ve UEFA’ya Yapılan Tarihi Başvuru
Yaşanan bu skandal kararın ardından Fenerbahçe Kulübü, sıradan bir basın açıklamasının çok ötesine geçen tarihi bir adım attı. Kulüp, resmi kanallardan yaptığı duyuruda, hakem Allard Lindhout’un maç boyunca sergilediği yönetim tarzını ve aldığı hatalı kararları gerekçe göstererek UEFA’ya resmi şikayette bulunduğunu açıkladı.
Fenerbahçe’nin yaptığı açıklamadaki ifadeler, durumun ciddiyetini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyordu: “Kulübümüz… hakemin maç boyunca gösterdiği yönetim tarzı ve hatalı kararlarının maçın sonucuna doğrudan etkisine ilişkin olarak, UEFA’nın söz konusu olayları gereken ciddiyet ve ivedilikle incelemesi talep edilmiştir.” Bu başvuru, bir Türk kulübünün, bir UEFA hakemini, aldığı bir karar nedeniyle merkez yönetime şikayet etmesi anlamında son derece nadir ve sert bir tepkiydi. Sürecin UEFA nezdinde başlatıldığı ve gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.
Şaşırtan Atama: Tartışmalı Hakem Kritik Maçta
Fenerbahçe’nin şikayetinin üzerinden henüz çok kısa bir süre geçmişken, UEFA’dan gelen bir haber, Türkiye’de adeta bomba etkisi yarattı. UEFA, Şampiyonlar Ligi B Grubu’nun 4. haftasında oynanacak olan Monaco – Galatasaray maçının hakem heyetini açıkladı. Maçın 4. hakemi (yardımcı yedek hakem) olarak görevlendirilen isim, Allard Lindhout‘tu.
Bu atama, akıllarda onlarca soru işareti bıraktı. UEFA, henüz hakkında resmi bir şikayet bulunan ve kararları büyük tartışma yaratan bir hakemi, neden bu kadar kritik bir maçta görevlendirdi? 4. hakemlik görevi, saha kenarında yedek oyuncu değişikliklerini ve teknik alandaki davranışları kontrol etmekle sorumlu olsa da, hakem başkanının sakatlanması veya olası bir olumsuzluk durumunda maçı yönetme ihtimali de bulunuyor. Bu durum, Galatasaray için potansiyel bir risk oluşturuyor.
Galatasaray İçin Ne Anlama Geliyor?
Galatasaray, grubunda aldığı 4 puanla zorlu bir mücadele veriyor. Monaco deplasmanı, sarı-kırmızılı takımın bir üst tura çıkma hayallerini canlı tutmak için en az bir puan alması gereken bir sınav. Böylesine yüksek baskı altında oynanacak bir maçta, hakem heyetindeki isimlerin tarafsızlığına dair en ufak bir şüphe bile, oyuncuların ve teknik ekibin psikolojisini olumsuz etkileyebilir.
Lindhout’un atanması, Galatasaray taraftarları ve yönetimi nezdinde, “UEFA’nın Türk kulüplerine yönelik tavrı” gibi daha geniş bir tartışmayı da alevlendirdi. Hakemin, geçmişte bir Türk kulübüyle yaşadığı sorunlu geçmişin, bilinçaltında veya sahada alacağı küçük ama kritik kararlarda etkili olup olamayacağı endişesi dile getiriliyor. Galatasaraylı yetkililerin, UEFA’ya bu konuda bir görüşme veya açıklama talebinde bulunup bulunmayacağı ise merak konusu.
Sonuç olarak, Monaco’daki Stade Louis II’de oynanacak olan futbol mücadelesi, artık sadece 90 dakikalık bir spor müsabakası olmanın ötesine geçmiş durumda. Maç, UEFA’nın hakem atama politikalarının, tarafsızlık ilkesinin ve Türk kulüplerine yaklaşımının sorgulandığı bir arenaya dönüşüyor. Allard Lindhout ismi, sahada değil ama saha kenarında bile, bu hafta sonu Avrupa futbolunun en çok konuşulan figürlerinden biri olmaya aday. Galatasaray’ın, bu ekstra psikolojik yükün altında nasıl bir performans sergileyeceği ve UEFA’nın bu tartışmalı atamayla ilgili sessizliğini sürdürüp sürdürmeyeceği, önümüzdeki günlerin en önemli gündem maddeleri olacak.