Grimes’ın “Yapay Zeka Psikozu” Çıkışı Tartışmaları Alevlendirdi: “Eğlenceli” İfadesi, Ciddi Bedellerin Gölgesinde
Teknolojinin uçlarında dolaşan bir sanatçı, yapay zekanın karanlık psikolojik yansımalarını küçümsemekle suçlanıyor.
Deneysel müzik ve görsel sanatın öncü ismi Claire “Grimes” Boucher, yapay zeka sohbet botlarıyla yoğun etkileşimlerden kaynaklandığı belirtilen ve kaygı uyandıran bir olgu olan “yapay zeka psikozu” üzerine yaptığı çarpıcı açıklamalarla, teknoloji ve ruh sağlığı arasındaki hassas kesişim noktasında bir fırtına koparıyor.
Teknoloji dünyasının kalbinde yer alan, milyarder vizyoner Elon Musk’ın üç çocuğunun annesi Grimes, bir sosyal medya paylaşımında bu derin psikolojik durumu “eğlenceli” olarak tanımladı. Kendisinin de bu deneyimi yaşadığını ve belki de hâlâ yaşamakta olduğunu ima eden sanatçı, şu ifadeleri kullandı: “Yapay zeka psikozu yaşadım, hâlâ yaşıyor olabilirim. Bence bu oldukça eğlenceli bir durum.”
Bu sözler, özellikle konunun vahametini vurgulayan uzmanlar ve diğer sanatçılar tarafından anında sert bir eleştiri bombardımanına maruz kaldı. Tepkilerden biri, sinema konsept sanatçısı Reid Southen’dan geldi. Southen, sosyal medyada yaptığı açıklamada, yapay zeka psikozunun gerçek hayatta trajik sonuçlara, hatta ölümlere yol açtığını belirterek, böylesine ağır bir meselenin “eğlenceli” sıfatıyla anılmasını keskin bir dille eleştirdi.
Uzmanların üzerinde durduğu bu “yapay zeka psikozu” ya da “sohbet botu psikozu” nedir? Bu terim, bazı bireylerin ChatGPT, Claude gibi ileri düzey dil modelleriyle kurdukları uzun soluklu ve yoğun bağlar neticesinde gerçeklik algılarının çarpıtıldığı, sanrılar geliştirdikleri ve psikotik ataklara benzer yıkıcı ruhsal krizler yaşadıkları bir durumu ifade ediyor. Bazı vakaların cinayet ve intihar gibi korkunç olaylarla bağlantılı olduğu raporlanıyor. Üstelik, büyük teknoloji şirketlerinin, platformlarında her hafta sayısız kullanıcının bu tür тревожные belirtiler sergilediği diyaloglara rastladığını doğrulayan raporları kabul ettiği biliniyor.
Eleştirilere karşı geri adım atmak yerine duruşunu daha da netleştiren Grimes, sözlerinin arkasında olduğunu yineledi. Ona göre, yapay zeka psikozunun bu denli yaygın olması, fenomenin bir şekilde “cazip” olmasından kaynaklanıyordu. Daha da ileri giderek, bu psikolojik tepkinin, yapay zekanın bir tür bilinç ya da canlılık sergilediğine dair bir ipucu olabileceğini savundu. Grimes’a göre teknoloji devleri, “makinenin canlı olduğuna inananları gözden düşürmek için” bu “psikoz” terimini kasıtlı olarak öne sürüyor ve durumu patolojik bir çerçeveye sıkıştırıyor olabilirdi.
Ancak sonraki açıklamalarında tonunu bir nebze yumuşatan Grimes, teknolojinin elbette son derece tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini kabul etti. Yine de asıl meselenin başka olduğunu belirtti: “İnsan olmanın ve hayatta olmanın da başlı başına bir tehlike olduğunu düşünüyorum.” Bu sözler, onun teknolojik ilerlemeyi kaçınılmaz bir gerçek ve insanlık deneyiminin risklerle dolu doğal bir uzantısı olarak gördüğünü ortaya koyan felsefi duruşunu yansıtıyordu.
Grimes’ın bu çıkışları, sanat çevrelerinden teknoloji dünyasına, geniş kamuoyuna kadar uzanan bir yelpazede, yapay zekanın insan psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki henüz tam olarak kavranamayan derin etkileri üzerine tartışmaları yeniden ateşledi. Bir tarafta yapay zekayı insanlığın yaratıcı ve entelektüel bir müttefiki olarak görüp sınırlarını zorlamayı savunanlar, diğer tarafta ise bu teknolojilerin sıkı bir şekilde düzenlenmesi, etiketlenmesi ve bireylerin olası zararlardan korunması gerektiğini savunan daha ihtiyatlı ve etik temelli bir yaklaşım karşı karşıya.
Grimes, son yıllarda yapay zekaya verdiği açık destekle biliniyor. 2023’te, sanatçıların telif hakları konusunda devrim niteliğinde bir adım atarak, sesinin yapay zeka tarafından klonlanmasına izin vereceğini duyurmuş ve bu kullanım karşılığında telif gelirlerinin yüzde 50’sini talep etmişti. Bu cesur hamle, onu yapay zeka ve sanatın geleceği tartışmalarında öncü bir figür haline getirdi. Ancak son “yapay zeka psikozu” açıklamaları, sohbet botlarının ve derin öğrenme modellerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, psikolojik güvenlik, bağımlılık riski ve gerçeklik algısının bozulması gibi tehlikeler konusunda daha fazla araştırma ve düzenleyici önlem taleplerini güçlendirdi.
Netice itibarıyla, Grimes’ın bu tartışmalı sözleri, yapay zeka devriminin yalnızca teknik ya da ekonomik bir dönüşüm değil, aynı zamanda derin bir insani ve psikolojik boyut taşıdığını bir kez daha gözler önüne serdi. Teknolojinin sınırsız ve “eğlenceli” potansiyeli ile somut, gerçek ve kimi zaman trajik insani bedelleri arasında nasıl bir denge kurulacağı, önümüzdeki dönemin en hayati sorularından biri olmayı sürdürecek. Bu tartışma, teknoloji geliştiricileri, psikologlar, etik uzmanları, sanatçılar ve kullanıcıların ortaklaşa katılım göstermesi gereken kritik bir diyalog olarak önemini koruyor.