Dünya

Ellison ailesinin medya imparatorluğu






Ellison Ailesinin Medya İmparatorluğu ve İsrail Bağlantıları Üzerine Yükselen Tartışmalar


Ellison Ailesinin Medya İmparatorluğu ve İsrail Bağlantıları Üzerine Yükselen Tartışmalar

Oracle Kurucusu Larry Ellison ve Oğlu David’in Yatırımları, Medya Gücünün Siyasi Eğilimlerle İlişkisini Sorgulatıyor

Teknoloji ve eğlence dünyasının derinliklerinde, bir baba-oğul ikilisinin stratejik hamleleri, modern medya tarihinin en dikkat çekici ve tartışmalı yapılanmalarından birini şekillendiriyor. Oracle’ın kurucusu ve dünyanın en zengin insanları arasında yer alan Larry Ellison ile oğlu David Ellison’ın, televizyon, sinema, haber ve sosyal medya alanlarındaki yatırımları, sadece finansal büyüklüğüyle değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik etkileriyle de gündem oluşturuyor. Bu genişleyen medya ağının merkezinde, ailenin uzun yıllardır sürdürdüğü İsrail hükümetiyle yakın ilişkiler nedeniyle, bu gücün “İsrail yanlısı” içeriklerin küresel ölçekte yayılmasında bir kaldıraç olarak kullanılabileceği yönündeki endişeler yer alıyor.

Tel Aviv merkezli bağımsız gazetecilik sitesi +972’nin detaylı araştırması, Ellison’ların Hollywood stüdyolarından haber kuruluşlarına, dijital platformlardan sosyal medyaya uzanan faaliyetlerinin, İsrail odaklı belirli bir anlatıyı güçlendirme hedefi güttüğü iddialarını mercek altına alıyor. Bu iddialar, artık sadece çevrelerde fısıldanan söylentiler olmaktan çıkarak, somut yatırım kararları ve içerik anlaşmalarıyla desteklenir hale gelmiş durumda.

Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, İsrail yapımı “Red Alert” isimli dizinin hikayesinde yaşandı. Hamas’ı konu alan ve İsrail perspektifinden çekilen dizinin uluslararası dağıtım hakları için aylarca alıcı arayan ünlü yapımcı Lawrence Bender, birbiri ardına olumsuz yanıtlarla karşılaştı. Ta ki Eylül ayında David Ellison ile yolları kesişene kadar. Babasının finansal gücüyle Paramount ile birleşerek dev bir medya grubu yaratan David Ellison’ın şirketi Skydance Media, dizinin küresel haklarını hemen satın aldı. Bender’ın aktardığına göre, Ellison diziyi izledikten sonra kendisine gönderdiği e-postada, “Bunun bir parçası olmak benim için onurdur” ifadesini kullandı.

Bender, bu hızlı ve kesin kararın Hollywood için alışılmadık olduğunu vurgularken, stüdyo başkanının “İsrail’e büyük destek veren biri” olduğunun altını çizdi. Diziyi finanse eden İsrail Entertainment Fund’un da açıklamaları, projenin amacının “algıları değiştirmek” olduğu yönündeydi. Bender ise bu amacı daha net bir dille, “İsrail hakkında konuşulanları değiştirmek” olarak özetledi. David Ellison’ın, Tel Aviv hükümetinin çizgisine yakın duran böyle bir yapıma verdiği destek, ailenin inşa ettiği medya imparatorluğunun ideolojik yönelimleri hakkında önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor.

Ellison’ların medya hakimiyetini genişletme stratejisi, tek bir diziyle sınırlı değil. Bu yıl içinde 8 milyar dolar karşılığında Paramount’u ve onun güçlü yayın ağı CBS’yi satın alan David Ellison, Ekim ayında da muhalif seslerden biri olarak bilinen “The Free Press”i 150 milyon dolara devraldı. Bu hamlenin hemen ardından, güçlü İsrail yanlısı duruşuyla tanınan gazeteci Bari Weiss’i CBS News’ün baş editörü olarak ataması, medya çevrelerinde şok etkisi yarattı. Ellison yönetimindeki Paramount’un, İsrailli film ve yapımcılara yönelik herhangi bir boykot çağrısına karşı tavır aldığı, hatta Variety dergisinin haberine göre, yönetimin “açıkça antisemitik” bulduğu bazı isimleri kara listeye aldığı iddia ediliyor.

Yeni çatı şirket Paramount Skydance’ın etki alanı daha da genişlemek üzere. Şirketin, HBO Max ve HBO’yu da içerecek şekilde Warner Bros. Discovery’ye ait varlıkların satışı için düzenlenen ihalede, eski Başkan Donald Trump’ın yönetimi tarafından öne çıkarıldığı belirtiliyor. İhaleye katılan Netflix’in stüdyo ve yayıncılık birimlerini satın almak için anlaşmaya vardığı duyurulmuş olsa da, Paramount Skydance’ın bu düzenlemeye yüksek sesle itiraz ettiği biliniyor. Trump’ın son açıklamalarında Netflix’in anlaşmasının “bir süreçten geçmesi gerektiğini” ve nihai kararda kendisinin de söz sahibi olacağını söylemesi, siyasetin bu dev medya satışındaki rolünü gözler önüne seriyor.

Babanın, Larry Ellison’ın şirketi Oracle ise, farklı bir cephede benzer bir etki gücü peşinde. Beyaz Saray’ın da onay verdiği bir anlaşmayla, sosyal medya devi TikTok’un ABD operasyonlarını devralması planlanan konsorsiyumda Oracle’ın yer alması, Ellison ailesinin dijital dünyadaki ayak izini de genişletiyor. TikTok gibi genç nüfus üzerinde muazzam etkisi olan bir platformun kontrolüne ortak olmak, içerik yönlendirme ve anlatı oluşturma konusunda eşsiz bir fırsat sunabilir.

Tüm bu anlaşmalar ve satın almalar hayata geçtiği takdirde, modern ABD tarihinde benzeri görülmemiş bir medya kontrolünün tek bir ailenin elinde toplanması söz konusu olacak. Televizyon yayıncılığından sinemaya, haber üretiminden sosyal medya platformlarına kadar uzanan bu devasa ağ, İsrail yanlısı aktörler için geniş Amerikan ve küresel kamuoyuna doğrudan ulaşma konusunda benzersiz bir fırsat yaratabilir. Bu durum, medya mülkiyetinin yoğunlaşması, ifade özgürlüğü ve haberlerin tarafsızlığı üzerine olan endişeleri de beraberinde getiriyor. Ellison ailesinin kurduğu bu imparatorluk, sadece bir iş modeli olarak değil, aynı zamanda 21. yüzyılda medya, para ve siyasetin kesiştiği karmaşık bir güç denklemi olarak analiz edilmeyi hak ediyor.

Haber Kaynağı: Bu makale, Tel Aviv merkezli +972 internet sitesinin araştırması, Variety dergisinin haberleri ve ilgili şirket açıklamaları referans alınarak detaylandırılmış ve genişletilmiştir.


İlgili Haberler

Çernobil, Karadeniz saldırıları, toprak krizi: Ukrayna savaşında bilinmesi gerekenler

haberci

Kanada, HTŞ ve Suriye’yi terör listesinden çıkardı

haberci

Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 23 ölü

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası