Küresel Askeri Dengeler Yeniden Şekilleniyor: Detaylı Analizde ABD Farkı, Türkiye’nin Stratejik Yükselişi
Uluslararası savunma ve strateji çevrelerini yakından ilgilendiren, yıllık küresel askeri güç sıralaması bu hafta açıklandı. Sadece silah ve personel sayısına değil, teknolojik sofistikasyon, lojistik dayanıklılık, coğrafi konum ve endüstriyel kapasite gibi çok boyutlu kriterleri bir arada değerlendiren kapsamlı analiz, dünya güç dengelerine dair çarpıcı bir fotoğraf ortaya koydu. Listenin en dikkat çeken sonuçlarından biri, Türkiye‘nin tarihi bir başarıya imza atarak dünyanın en güçlü 9. ordusu unvanını elde etmesi oldu.
Değişmeyen Lider: ABD’nin Ezici Üstünlüğünün Arkasındaki Faktörler
Listede tartışmasız bir şekilde birinci sırayı koruyan Amerika Birleşik Devletleri‘nin liderliği, sadece niceliksel üstünlüğe dayanmıyor. ABD ordusu, dünyanın en büyük savunma bütçesine (800 milyar doların üzerinde) sahip olmanın yanı sıra, teknolojik açıdan bir nesil önde konumda. Beşinci nesil savaş uçakları (F-35, F-22), gizli bombardıman uçakları (B-2 Spirit), 11 adet nükleer uçak gemisinden oluşan donanma ve küresel olarak konuşlandırılmış 800’den fazla askeri üs, bu üstünlüğün somut göstergeleri. Ayrıca, uzay ve siber uzaydaki askeri kabiliyetleri, geleneksel rakipleriyle arasındaki farkı daha da derinleştiriyor.
İkincilik Mücadelesi: Rusya ve Çin Arasındaki Kırılgan Denge
İkinci ve üçüncü sıralar, Rusya ile Çin arasında paylaşıldı. Rusya, dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine, deneyimli kara kuvvetlerine ve son dönemde savaşta test edilmiş hipersonik silahlara (Kinjal, Zircon) sahip olmasıyla öne çıkıyor. Ancak, Ukrayna’daki savaşın ortaya koyduğu lojistik ve iletişim zafiyetleri, geleneksel gücüne gölge düşürmüş durumda. Çin ise, devasa savunma bütçesini (son 20 yılda katlanarak artan) modernizasyona yönlendiriyor. Dünyanın en büyük deniz kuvvetini (gemi sayısı bazında) inşa eden, kendi uçak gemilerini ve beşinci nesil savaş uçaklarını (J-20) geliştiren Çin, özellikle Pasifik’teki deniz hakimiyeti mücadelesiyle dikkatleri üzerine çekiyor.
Asya-Pasifik’in Yükselen Yıldızları ve Avrupa’nın Yerini Koruma Çabası
Listenin en belirgin eğilimlerinden biri, Asya-Pasifik bölgesindeki askeri yatırımların ve kapasite artışının yarattığı güç kayması. Hindistan, büyük personel gücü, nükleer silah kapasitesi ve artan yerli üretimiyle dördüncü sırada yer alırken, Güney Kore ve Japonya gelişmiş teknolojiye dayalı, kompakt ve yüksek hazırlıklı ordularıyla üst sıralardaki yerlerini sağlamlaştırıyor. Avrupa cephesinde ise, İngiltere ve Fransa nükleer caydırıcılık ve projeksiyon gücü sayesinde ilk 10’da, İtalya ise NATO içindeki önemli rolüyle ilk 15 içinde kendine yer buldu. Rusya tehdidi karşısında, özellikle Almanya gibi ülkelerin savunma harcamalarını artırma kararı, önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın sıralamadaki konumunu güçlendirebilir.
Türkiye’nin Stratejik Sıçrayışı: 9. Sıradaki Ordunun Dinamikleri
Raporda en çok konuşulan başlıklardan biri, Türkiye‘nin dokuzuncu sıraya yükselmesi oldu. Bu başarının arkasında üç temel sacayağı yatıyor:
1. Kara Kuvvetlerinin Devasa Gücü: NATO’nun ikinci en büyük aktif ordusuna sahip Türkiye, özellikle zırhlı birlikler ve mekanize piyade konusunda bölgesel bir güç merkezi. Son teknoloji ile modernize edilen tank envanteri (Leopard 2A4 modernizasyonu, Altay tankı projesi) bu gücün çekirdeğini oluşturuyor.
2. Devrim Niteliğindeki Yerli Savunma Sanayisi: Son 15 yılda ithalata bağımlılıktan ihracatçı bir profile geçiş, Türkiye’nin en kritik avantajı. İnsansız hava araçları (Bayraktar TB2, Akıncı), milli muharip uçak projesi, Hisar ve Siper hava savunma sistemleri, Milgem sınıfı korvetler ve denizaltı projeleri, ordunun teknolojik omurgasını oluşturuyor. Bu sistemlerin sadece envantere girmesi değil, Suriye, Libya, Karabağ ve Ukrayna’da sahada etkinliklerini ispatlamış olmaları, Türkiye’nin puanını önemli ölçüde artırdı.
3. Benzersiz Coğrafi Konum ve Bölgesel Projeksiyon: Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’in kesişim noktasında bulunan Türkiye, stratejik derinliği ve etki alanıyla sıralamada yukarı taşınıyor. Katar, Somali ve Libya gibi ülkelerdeki askeri varlığı ve üsleri, güç projeksiyon kabiliyetinin somut göstergeleri.
Bölgesel Güçler ve Küresel Sistemdeki Yerleri
Liste, bölgesel güç dengelerini de net bir şekilde ortaya koyuyor. Ortadoğu’da, teknolojik üstünlüğü ve nükleer belirsizliği ile İsrail öne çıkarken, balistik füze kapasitesi ve milis ağları üzerinden bölgesel etkisiyle İran dikkat çekiyor. Afrika kıtasında Mısır ve Cezayir, büyük orduları ve modern Rus, Çin menşeli silah sistemleriyle öne çıkıyor. Güney Amerika’da ise, Brezilya kıtanın lider askeri gücü olarak listede kendine yer buldu.
Sonuç olarak, bu kapsamlı sıralama, dünyanın askeri güç haritasının statik olmadığını gösteriyor. Teknolojiye yatırım yapan, yerli sanayisini geliştiren ve coğrafi avantajlarını stratejik bir güce dönüştüren ülkelerin sıralamada hızla yükseldiği görülüyor. Türkiye’nin ilk 10’a girmesi de, bu küresel trendin en çarpıcı örneklerinden biri olarak analizlerde öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde, yapay zeka, otonom sistemler ve siber savaş alanlarındaki gelişmelerin, bu güç denklemlerini daha da karmaşık hale getirmesi bekleniyor.
Not: Bu analiz, uluslararası kabul görmüş Global Firepower (GFP) 2024 endeksi başta olmak üzere, çeşitli strateji enstitülerinin (IISS, SIPRI) verileri ve askeri analistlerin değerlendirmeleri referans alınarak genişletilmiş ve detaylandırılmıştır. Sıralamalar, salt savaş potansiyelini değil, çok boyutlu bir güç değerlendirmesini yansıtmaktadır.