Sağlık

Çocuklarda okul başarısızlığının en büyük nedeni belli oldu






Dijital Çağın Yeni Tehlikesi: Çocuklarda “Dijital Yorgunluk” ve Ailelere Hayati Uyarılar

Dijital Çağın Yeni Tehlikesi: Çocuklarda “Dijital Yorgunluk” ve Ailelere Hayati Uyarılar

Günümüz çocukları, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar ekranlarla çevrili bir dünyaya gözlerini açıyor. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve televizyonlar, modern çocukluğun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak bu durum, beraberinde ciddi sağlık risklerini de getiriyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Barış Yazar, aileleri, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini derinden etkileyebilen “dijital yorgunluk” tehlikesine karşı uyarıyor.

Dijital Yorgunluk Nedir ve Çocukları Nasıl Etkiler?

Dr. Yazar, dijital yorgunluğu, tüm ekranlı dijital cihazların uzun süreli ve kontrolsüz kullanımına bağlı olarak gelişen, çok yönlü bir sağlık sorunu olarak tanımlıyor. Bu durum, basit bir “göz yorgunluğunun” çok ötesine geçiyor. Dr. Yazar’ın vurguladığına göre, dijital yorgunluk, çocuklarda bir dizi kritik problemin kapısını aralıyor: konsantrasyon bozuklukları, belirgin dikkat dağınıklığı, uyku düzeninin alt üst olması ve öğrenme güçlükleri.

Ekran maruziyetinin etkileri bunlarla sınırlı değil. Dr. Yazar, uzun süre ekrana bakan çocuklarda şu sorunların gözlemlenebildiğini aktarıyor: Göz bozukluklarında erken başlangıç ve artış, davranışsal problemler (öfke nöbetleri, huzursuzluk), uyku saatlerinde düzensizlik ve uykuya dalma güçlüğü. Özellikle erken yaştaki çocuklarda, ekran karşısında geçirilen pasif süreler, dil gelişiminde gecikmelere ve konuşmada geriliğe yol açabiliyor. Okul çağındaki çocuklarda ise bu durum, dikkat eksikliği, akademik başarıda düşüş ve akranlarıyla ilişki kurmada, sosyalleşmede zorluklar olarak kendini gösteriyor.

Pandemi Süreci: Ekran Sürelerinde Kritik Artış

Dr. Barış Yazar, dijital yorgunluk vakalarındaki artışın arkasında, özellikle Kovid-19 pandemisi sürecinin yarattığı zorunlu dijital dönüşümün büyük bir payı olduğunun altını çiziyor. Okulların kapanması, uzaktan eğitime geçilmesi ve sosyal izolasyon, çocukların ekran başında geçirdikleri süreyi her yaş grubunda önemli ölçüde artırdı. “Gündelik yaşamda ekran kullanımı zaten giderek artıyordu” diyen Dr. Yazar, “Okullarda tabletle eğitimin yaygınlaşması, ödevlerin dijital platformlardan verilmesi ve sosyal medya kullanımının küçük yaşlara inmesi nedeniyle dijital yorgunlukla artık çok daha sık karşılaşıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

0-5 Yaş Aralığına Dikkat: Beyin Gelişimi Tehdit Altında

Uzman isim, uyarılarının odağına özellikle erken çocukluk dönemini yerleştiriyor. Bu dönemdeki ekran maruziyetinin etkilerinin daha kalıcı ve derin olabileceğini vurgulayan Dr. Yazar, “Erken yaşlarda ekran süresinin artması, beyin gelişimi üzerinde doğrudan olumsuz etkiler yaratır” diyor. Bu olumsuz etkiler; öğrenme kapasitesinin düşmesi, dil becerilerinin yaşıtlarının gerisinde kalması ve sosyal etkileşim kurma yetisinin zayıflaması şeklinde ortaya çıkabiliyor.

Bu nedenle, Dr. Yazar ailelere kesin ve net yaş bazlı sınırlar koymalarını öneriyor:

  • 0-2 Yaş: Bu yaş grubundaki bebeklerin ekranla hiç karşılaşmaması gerekiyor. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu bu dönemde, gerçek dünyadaki dokunsal, sosyal ve duyusal deneyimler hayati önem taşıyor.
  • 2-5 Yaş: Günde maksimum 1 saat ve mutlaka kaliteli, yaşa uygun, eğitici içeriklerle sınırlandırılmalı. Bu sürenin de aralıksız değil, parçalara bölünmüş şekilde kullanılması önemli.
  • 5 Yaş ve Üzeri: Okul ve ödev amaçlı kullanımlar dahil, ekran süresinin günde 2 saati aşmaması hedeflenmeli. Burada da içeriğin denetimi ve ekransız aktivitelerin teşviki kilit rol oynuyor.

Fiziksel Sağlık da Risk Altında: Gözler ve Duruş Bozuklukları

Dijital yorgunluğun zihinsel ve gelişimsel etkilerinin yanı sıra, somut fiziksel sağlık sorunlarına da yol açtığını belirten Dr. Yazar, göz ve iskelet sistemi üzerindeki tehlikelere dikkat çekiyor. Uzun süre ekrana odaklanmak, göz kırpma sayısını azaltarak göz kuruluğuna, yanma ve batma hissine neden oluyor. Daha da önemlisi, özellikle yakına odaklanarak geçirilen uzun saatler, miyopi (uzağı görememe) riskinde ve ilerleme hızında ciddi bir artışa sebebiyet veriyor.

Fiziksel etkiler sadece gözlerle sınırlı kalmıyor. Tablet ve telefon kullanırken sergilenen kötü duruş, omurga sağlığını tehdit ediyor. Dr. Yazar, “Sürekli başın öne eğilmesi, boyun ve sırt kaslarında aşırı yüklenmeye, zamanla boyun fıtıklarına ve kalıcı omurga şekil bozukluklarına (postür bozukluğu) neden olabilmektedir” uyarısında bulunuyor.

Korunma Yolları: 20-20-20 Kuralı ve Ebeveyn Duruşu

Peki, bu dijital tehlikeler karşısında aileler ne yapabilir? Dr. Barış Yazar, hem koruyucu hem de azaltıcı basit ama etkili stratejiler sunuyor. Bunların başında, göz sağlığı için altın kural olan “20-20-20” kuralı geliyor: Her 20 dakikalık ekran kullanımı sonrasında, 20 saniye boyunca, en az 6 metre (20 feet) uzaklıktaki bir nesneye bakmak. Bu basit egzersiz, göz kaslarının gevşemesini sağlayarak yorgunluğu ve miyopi riskini azaltıyor.

Diğer önemli önlemler şunlar:

  • Doğru Duruş ve Ergonomi: Çocuğun ekrana bakarken dik oturması, cihazın göz hizasında olması sağlanmalı.
  • Mavi Işık Filtresi: Özellikle akşam saatlerinde mavi ışık filtrelerinin kullanılması, uyku hormonu melatoninin salgılanmasını olumsuz etkilememesi açısından faydalı.
  • Uyku Hijyeni: Yatmadan en az 1 saat önce tüm ekranların kapatılması, çocuğun melatonin üretiminin normale dönmesi ve kaliteli bir uyku uyuyabilmesi için şart.
  • Ekransız Aktivite Zamanları: Ailecek kitap okuma saatleri, board oyunları, açık havada yapılan etkinlikler ve sohbetlerle, ekran dışı keyifli alternatifler yaratılmalı.

En Kritik Faktör: Ebeveyn Rol Modeli

Dr. Barış Yazar’ın üzerinde en çok durduğu konu ise ailelerin kendi davranışları. “Çocuklarımıza doğdukları andan itibaren rol model olmalıyız” diyen Yazar, sürekli elinden telefonu düşürmeyen bir ebeveynin, çocuğuna ekran kısıtlaması getirmesinin inandırıcı olmayacağını vurguluyor. Çözümün, ailece dijital detoks anları yaratmakta ve evi ekransız bir iletişim alanına dönüştürmekte yattığını söylüyor.

“Evde dijital ekranları belirli saatlerde kaldırmak, onlarla kaliteli, odaklanılmış zaman geçirmek ve kitap okuma alışkanlığını birlikte inşa etmek, hem çocuklarımızın hem de kendi fiziksel ve ruhsal sağlığımız için birinci önceliğimiz olmalıdır” diyerek sözlerini tamamlayan Dr. Yazar, ailelere çağrıda bulunuyor: Unutmayın, çocuğunuzun ekranla ilişkisini şekillendiren en önemli faktör, sizin kendi ekranınızla olan ilişkinizdir.


İlgili Haberler

Aile sağlık merkezi çalışanları: Ücretimizden kestiğiniz milyonlarca lira nereye gitti?

haberci

Ayranın içerisine bir kaşık ekleyin tüm kış dinç gezin

haberci

Uzman isimden gıda zehirlenmeleri için korkutan açıklama: ‘Buzdağının görünmeyen yüzü…’

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası