Çin’in Uzaydaki İnternet Hamlesi: Guovang Ağına Kritik Eklemeler ve Küresel Rekabetin Yeni Cephesi
Çin, küresel uydu tabanlı internet yarışında kritik bir adım daha atarak, “Guovang” (Ulusal Ağ) takım uydu ağının yapı taşlarını oluşturan uyduların yeni bir grubunu daha uzaya gönderdi. Haynan Adası’ndaki Vınçang Uzay Merkezi’nden gerçekleştirilen bu fırlatış, sadece bir uydu grubunun yörüngeye yerleştirilmesinden çok daha fazlasını simgeliyor; Çin’in uzay ve dijital altyapıdaki uzun vadeli stratejik hedeflerinin somut bir tezahürü olarak öne çıkıyor.
Long March-8A (Uzun Yürüyüş-8A) roketi, 371 ton kalkış ağırlığı ve 50,5 metrelik uzunluğuyla, Çin Fırlatma Aracı Teknolojisi Akademisi’nin geliştirdiği güvenilir taşıyıcılardan biri olarak dikkat çekiyor. Bu fırlatış, Long March roket ailesiyle gerçekleştirilen 612’nci başarılı görev olarak kayıtlara geçti. Fırlatmanın ardından uyduların, planlanan Alçak Yer Yörüngesi (LEO) konumlarına sorunsuz bir şekilde yerleştiği açıklandı.
Guovang projesi, ilk olarak Çin’in 2020 yılında Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne (ITU) yaptığı başvuruyla kamuoyunun gündemine geldi. Proje, ülkenin kabinesi Devlet Konseyi’ne bağlı olarak 2021’de kurulan Çin Uydu Ağı Grubu Şirketi (China SatNet) tarafından yönetiliyor. Projenin teknik ana yüklenicisi ise Çin Havacılık Uzay Bilimi ve Sanayisi Şirketi (CASIC). Nihai hedef, toplamda 13 bin uydudan oluşan devasa bir takım uydu ağını alçak yer yörüngesine konuşlandırarak, dünyanın her köşesine yüksek hızlı internet erişimi sağlamak.
Bu son fırlatış, projenin hız kazandığının da bir göstergesi. Guovang ağı için 27 Temmuz ile 26 Ağustos 2025 tarihleri arasında, yaklaşık bir aylık bir sürede tam 6 fırlatışın gerçekleştirildiği yoğun bir program dikkat çekiyor. Bu “Hualienvang” uydularının ilk grubu 16 Aralık 2024’te, bir önceki grup ise 10 Kasım 2025’te uzaya gönderilmişti. Bu tempolu ilerleyişin arkasında, ITU’nun belirlediği kritik bir zorunluluk yatıyor: Frekans haklarını güvence altına alabilmek için, operatörlerin belirli tarihlere kadar belirli sayıda uyduyu yörüngeye yerleştirmiş olması gerekiyor.
Bu kural çerçevesinde, Çin’in Guovang projesi için iki önemli hedef tarihi bulunuyor. Proje kapsamında, ağın yüzde 10’una tekabül eden 1.300 uydunun 2029 sonuna kadar, ağın yüzde 50’sini oluşturan 6.500 uydunun ise 2035 yılına kadar yörüngedeki yerlerini almaları şart. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda benzer yoğunlukta fırlatış kampanyalarının devam etmesi bekleniyor.
Guovang projesi, küresel ölçekte ABD merkezli SpaceX’in Starlink ağına doğrudan bir rakip olarak konumlanıyor. Starlink’in şu anda binlerce uydusu aktif haldeyken, Çin bu açığı hızla kapatmak ve kendi egemen dijital altyapısını kurmak için büyük bir kaynak seferberliği içinde. Bu, sadece ticari bir rekabet değil, aynı zamanda uzaydaki stratejik üstünlük ve siber egemenlik mücadelesinin de bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Ancak Çin’in uzay tabanlı internet hamlesi Guovang ile sınırlı değil. Ülke, “Çienfan” (Uzay Yelkeni) adı verilen ikinci bir mega takım uydu ağı projesini daha yürütüyor. Şanghay Spacecom Uydu Teknolojisi Şirketi (SSST) tarafından geliştirilen bu proje kapsamında, alçak yer yörüngesinde 14 bin geniş bant internet uydusundan oluşan devasa bir ağın kurulması hedefleniyor. Çienfan ağının ilk uydu grubu 6 Ağustos 2024’te uzaya gönderilmişti. İki projenin sinerji içinde mi çalışacağı, yoksa farklı hizmet segmentlerine mi hitap edeceği ise gelecekte netlik kazanacak bir konu.
Sonuç olarak, Çin’in gerçekleştirdiği bu son başarılı fırlatış, ülkenin uzay endüstrisindeki teknik kapasitesini bir kez daha gözler önüne sererken, küresel iletişim ağlarının geleceğini şekillendirmeye yönelik iddialı planlarının da somut bir parçası. Guovang ve Çienfan projeleri, 2030’lu yıllara gelindiğinde dünya yörüngesinin yoğunluğunu ve jeopolitik rekabetin dinamiklerini kökten değiştirme potansiyeli taşıyor.