Vodafone Park’ta Strateji ve Duygu Sarmalı: Burak Yılmaz’dan Kritik Açıklamalar

Süper Lig’in 15. haftasında oynanan ve büyük heyecana sahne olan Beşiktaş – Gaziantep FK maçı, 2-2’lik skorla sona erdi. Karşılaşma sonrası Gaziantep FK Teknik Direktörü Burak Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında sadece maçı değil, geçmişini, hayallerini ve Türk futbolunun hassas konularını içeren, son derece samimi ve detaylı açıklamalarda bulundu.

Geçiş Oyunuyla Gelen Bir Puan: “3-0 Bile Öne Geçebilirdik”

Toplantının başında maç analizini yapan Burak Yılmaz, taktik hazırlıklarını ve sahada yaşananları tüm çıplaklığıyla anlattı. “Fenerbahçe’nin puan kaybetmesiyle Beşiktaş’ın agresif olacağını biliyorduk” diyerek rakibin psolojik durumunu doğru okuduklarını vurguladı. Pazartesi akşamı olmasına rağmen Vodafone Park’taki taraftar yoğunluğunun kendisini etkilediğini itiraf eden Yılmaz, “Taraftarın yoğunluğu beni korkuttu” ifadesini kullandı.

Gaziantep FK’nin maç planını net bir şekilde açıkladı: “Biz tamamen planımızı geçiş üzerine yaptık.” Beşiktaş’ın 3-1 oyun kurma yapısına dikkat çekerek, Orkun Kökçü’nün sorumluluk almak için ileri çıkmasıyla ortaya çıkan boşlukları kullanmayı hedeflediklerini söyledi. Bu planın başarılı olduğunu düşünen Yılmaz, “İlk devre harika geçişler yaptık. Finalleri yapamadık. Finalleri yapabilsek içeri 3-0, 4-0 girebilirdik” diyerek kaçırdıkları büyük fırsatlara işaret etti. Vodafone Park gibi zorlu bir deplasmanda alınan bir puanı başarı olarak nitelendirdi ve oyuncularının mücadele isteğinin kendisi için çok değerli olduğunu belirtti.

Rakibine de hakkını teslim etmeyi ihmal etmedi: “Beşiktaş’ı da tebrik etmek lazım. 2 kere geri düşüp gelmeleri büyük takım reaksiyonuydu.” Maçın genelini değerlendirirken, “Keyifli bir maç oldu” yorumunu yapan Yılmaz, iki takımın da kazanmak için oynadığını ancak Gaziantep FK’nin özellikle Kamara’nın kaçırdığı kritik pozisyona atıfta bulunarak, “Kamara bugün gününde olsa 3 puanı alırdık” dedi. Son sözü ise yorumculara bıraktı: “1 puanı hak ederek gidiyoruz. 2 puanı kim kaçırdı, ona da siz karar verir.”

Beşiktaş Hayali ve Sergen Yalçın’a Saygı

Toplantının en dikkat çeken anı, Burak Yılmaz’a yöneltilen “Beşiktaş’ta teknik direktörlük hayaliniz var mı?” sorusu oldu. Yılmaz, bu hassas soruya diplomatik ancak içten bir cevap verdi. Öncelikle “Beşiktaş’ın bir teknik direktörü var. Ben Gaziantep FK’nin teknik direktörüyüm” diyerek mevcut durumun altını çizdi ve doğrudan “evet” ya da “hayır” demenin doğru olmayacağını ifade etti.

Ardından, her teknik adam gibi kendisinin de hayalleri olduğunu ima eden açıklamalar yaptı: “Herkesin hayalinde bir şeyler vardır. Böyle bir taraftarın önünde hocalık yapmayı kim istemez.” Beşiktaş’ın şu anki teknik direktörü Sergen Yalçın’a olan saygısını da dile getirerek, “Sergen Yalçın’ı seven ve takdir eden biriyim” dedi. Ancak, bu tür bir hayali şu an açıkça dile getirmenin doğru olmadığını düşündüğünü sözlerine ekledi. Bu cevapla, hem hayalini inkar etmedi hem de meslektaşına ve mevcut dengeye saygı gösterdi.

Geçmişten Bugüne Teknik Direktörlük Serüveni ve Gaziantep’teki Özgürlük

Burak Yılmaz, sözü geçmişteki teknik direktörlük deneyimlerine getirdi. Beşiktaş’ta görev aldığı dönemi “bir kaos dönemi” olarak nitelendirdi ve “Beşiktaş’ta teknik direktörlük yaptım diyemiyorum” ifadesini kullandı. O dönemde herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. Yaşadığı kırgınlığı da saklamadı: Milli takımdan gelen teklifi reddedip Beşiktaş’a destek olmak için kaldığını, ancak başkanın “3-4 maçlığına hoca getirmek istemiyorum” sözü üzerine görevi üstlendiğini anlattı. “Çok kırıldım, üzüldüm. Ben 4 maçlık teknik direktörlük yaptım diyemem” sözleriyle o dönemin kendisi için geçici ve istikrarsız bir süreç olduğunu belirtti.

Kariyerinin geri kalanında ise Kayserispor ve Kasımpaşa’daki mücadelelerinden bahseden Yılmaz, her iki takımda da kümede kalma hedefini başarıyla tamamladığını, Kasımpaşa’dan ise anlaşmazlık nedeniyle ayrıldığını söyledi. Asıl vurguyu şu anki görev yaptığı Gaziantep FK’ye yaptı. Burada kendisine sağlanan imkanlardan duyduğu memnuniyeti, “Gaziantep’te kendim transfer yapabildim ilk defa. Başkana teşekkür ederim bana destek oldu” sözleriyle dile getirdi. Bu özgürlük ortamının kendisine kendi oyun felsefesini, kendi seçtiği oyuncularla uygulama fırsatı verdiğini ifade etti. “Kendi oyunumu, kendi oyuncularımla oynayacağım bir ortam var” diyen Yılmaz, puan ortalamasının giderek arttığını, hem teknik-taktik hem de insan ilişkileri anlamında kendini geliştirdiğini düşündüğünü sözlerine ekledi.

“Beşiktaş Taraftarı Beni Döver de…” Özel Bir İlişkinin İtirafı

Beşiktaş taraftarıyla olan ilişkisini de değerlendiren Burak Yılmaz, samimi ve mizahi bir üslup kullandı. “Beşiktaş taraftarı kızar da döver de. Beni çok dövüyorlar ama” diyerek taraftarın tepkilerine aşina olduğunu gösterdi. Bu tepkilerin maç içindeki bir kararını bile etkilediğini itiraf etti: Taraftarın bir oyuncusu için gösterdiği tepki üzerine, “Ben de oyuncuma kalkmasını söyledim. O oyuncumu oyundan aldım. Genç bir teknik direktörüm. Bana da tepki gelince oyuncuyu oyundan aldım” dedi. Tüm bunlara rağmen, Beşiktaş taraftarıyla arasında “özel” bir bağ olduğunu düşündüğünü vurguladı.

Sakatlıklar, Cezalar ve Hakem Yorumu

Maçın fiziksel yoğunluğuna da değinen Yılmaz, oyuncularının zaman geçirmek amacıyla yere yatmadığını, aksine üç sakatlık yaşadıklarını belirtti. “Oyuncularımız yere yatmadı. 3 tane sakatım var. 3 tane cezalım var” diyerek kadrosundaki zorluğa dikkat çekti. Tayyip Talha’nın tomografiye gittiğini söyleyerek sakatlıkların ciddiyetini vurguladı. Hakemin uzatma süresiyle ilgili spekülasyonlara da son noktayı koydu: “Hakem 6 dakika uzatma verdi, 7 de verebilirdi. Biz de ‘yere yatın, zaman geçirin’ diye bir şey söylemedik.”

Son olarak, hakemlerle ilgili soruya ise son derece temkinli ve sorumlu bir cevap verdi. Geçen hafta kendi takımının lehine verilmeyen bir penaltıdan bahsederek, “Yüzde 100 penaltı, tek kelime etmedim” dedi. Hakem kararlarının zaman zaman lehlerine, zaman zaman aleyhlerine olabileceğini kabul ettiğini söyleyerek, bu sıkıntılı dönemde hakemler hakkında konuşmanın doğru olmadığını ifade etti. Sergen Yalçın’ın hakemlerle ilgili yorum yapma kararının ise kendi takdirine kaldığını söyleyerek, konuyu kapattı.

Burak Yılmaz’ın bu kapsamlı basın toplantısı, sadece bir maçın değerlendirmesinin ötesine geçerek, bir teknik adamın iç dünyasına, hayallerine, geçmişte yaşadığı hayal kırıklıklarına ve Türk futbolunun güncel tartışmalarına dair önemli bir pencere açtı. Hem rakibine saygı gösteren, hem oyuncularını savunan, hem de kendi duygularını ve hedeflerini sakınmayan bu açıklamalar, Yılmaz’ın futbol camiasında neden saygı duyulan bir figür olduğunu bir kez daha gösterdi.