Uzman Uyarısı: Sosyal Medyada Satılan “Doğal” Ürünlerdeki Ölümcül Tuzak
Türk Eczacılar Birliği, halk sağlığını tehdit eden kritik bir tehlikeye karşı kamuoyunu uyarmak için harekete geçti. Resmi sosyal medya hesapları üzerinden yapılan ve giderek yaygınlaşan bir tüketim çılgınlığına dikkat çeken açıklama, özellikle kilo verme vaadiyle pazarlanan ürünlerin ardındaki ölümcül riskleri gözler önüne serdi. Birlik, “doğal”, “tamamen bitkisel” veya “organik” gibi sıfatların aldatıcı bir güven hissi yarattığını ve bu ürünlerin kontrolsüz kullanımının geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Bir İddia, Bir Hayat: 32 Yaşındaki Hastanın Çarpıcı Hikayesi
Açıklamada yer verilen ve herkesi derinden sarsan somut vaka, tehlikenin boyutlarını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. 32 yaşındaki bir vatandaş, sosyal medyada reklamı yapılan ve metabolizmayı hızlandırdığı iddia edilen bir “zayıflama kahvesi” kullanmaya başladı. Kısa süre sonra yaşadığı ciddi sağlık sorunları nedeniyle acil servise kaldırılan genç hasta, kalbinin durması sonucu yoğun bakıma alınmak zorunda kaldı ve entübe edildi. Bu olay, sadece bir “zayıflama ürünü”nün değil, denetimsiz her türlü bitkisel karışımın nasıl hayati bir risk taşıyabileceğinin trajik bir kanıtı oldu.
“Bitkisel” ve “Zararsız” Eş Anlamlı Değil: Kimyasal Tuzaklar
Türk Eczacılar Birliği’nin altını çizdiği en önemli noktalardan biri, toplumda yaygın olan “bitkisel demek güvenli demek” yanılgısı. Açıklamada, çay veya kahve formunda sunulan ürünlerin dahi masum olmadığı net bir dille ifade ediliyor. Bu tip ürünlerin içeriğinde, Sağlık Bakanlığı onayı olmadan, gizlice eklenmiş sentetik kimyasallar, yasaklı maddeler veya bitkisel bileşenlerin tehlikeli dozlarda karışımları bulunabiliyor. Örneğin, iştah kesici veya metabolizma hızlandırıcı olarak bilinen sibutramin gibi reçeteli ve ciddi yan etkileri olan maddeler, bu “doğal” paketlerin içinde sıkça tespit ediliyor. Tüketici, sadece “bitki çayı” içtiğini zannederken, aslında vücuduna kontrolsüz bir ilaç yüklemesi yapıyor olabilir.
Sosyal Medyanın Aldatıcı Dili: “Sihirli Formül” ve “Kolay Çözüm” Tuzağı
Tehlikenin bir diğer boyutu da bu ürünlerin pazarlanma biçimi. Sosyal medya platformları, influencer hesaplar, gönderi altındaki yapay olarak oluşturulmuş olumlu yorumlar ve “30 günde 10 kilo” vaatleriyle dikkat çeken reklamlar, tüketiciyi psikolojik olarak etkilemek üzere kurgulanıyor. Türk Eczacılar Birliği, “kolay çözüm“, “sihirli formül” ve doğrudan sağlık beyanı içeren bu vaatlerin tamamen yanıltıcı olduğunu belirtiyor. Sağlıklı kilo kaybı, kişiye özel beslenme programları, düzenli fiziksel aktivite ve hekim kontrolünde ilerleyen bir süreçtir; tek bir ürünle hızlı ve kalıcı çözüm mümkün değildir. Bu vaatler, genellikle ürünün güvenilirliğinden çok, pazarlama stratejisinin bir parçasıdır.
Denetim Boşluğu ve Kritik Tavsiye: Hekim ve Eczacı Kapısı Çalınmalı
Açıklamanın en can alıcı mesajlarından biri de denetim mekanizmasına ilişkin. Türk Eczacılar Birliği, vitamin, mineral takviyeleri ve bitkisel ürünlerin de en az ilaçlar kadar ciddiye alınması ve mutlaka Sağlık Bakanlığı denetiminden geçmiş olması gerektiğinin altını çiziyor. İnternet sitelerinden veya sosyal medya üzerinden, kargo ile kapıya gelen, üzerinde etiketi, parti numarası, son kullanma tarihi ve onay numarası bulunmayan hiçbir ürün güvenli kabul edilmemelidir.
Birlik, vatandaşlara şu hayati tavsiyede bulunuyor: “Sağlığınızı riske atmayın.” Herhangi bir takviye ürün, bitkisel çay veya benzeri bir ürünü kullanmadan önce mutlaka bir hekim veya eczacıya danışmak gerekiyor. Eczacılar, ürünlerin içeriği, olası etkileşimler ve doğru kullanım şekilleri konusunda en güvenilir bilgi kaynağıdır. Sağlık, kulaktan dolma bilgilerle veya sosyal medyadaki popüler trendlerle değil, bilimsel veriler ve uzman görüşleriyle yönetilmesi gereken en değerli varlıktır.
Sonuç olarak, Türk Eczacılar Birliği’nin bu uyarısı, sadece zayıflama ürünlerine değil, internet üzerinden satılan ve mucizevi etkiler vaat eden tüm “sağlık” ürünlerine karşı toplumsal bir farkındalık çağrısı niteliğinde. Tüketicilerin, parlak vaatlerin ardındaki potansiyel tehlikelere karşı uyanık olması ve sağlıklarını korumanın en kısa yolunun, aslında uzmanlara danışmak olduğunu unutmaması gerekiyor.