Küçük Bir Atölyeden Küresel Zirveye: Merve Bulut’un Azim ve Yenilikle Ördüğü Başarı Destanı
Trabzon’un sert Karadeniz rüzgarlarına meydan okuyarak, 50 metrekarelik bir atölyede doğan bir hayal, bugün sınırları aşan bir tekstil imparatorluğuna evrildi. Merve Bulut’un hikayesi, yalnızca bir girişimcilik zaferi değil, aynı zamanda yerel bir dokumanın küresel bir vizyonla nasıl dönüştüğünün, direncin ve azmin somut bir timsali.
İstanbul’daki üniversite eğitimini yarıda bırakarak memleketi Trabzon’a dönen Merve Bulut, hayatının ani bir dönemeçte yön değiştireceğini öngörememişti. Ancak bu kesinti, bir bitiş değil, içindeki yaratıcı ruhu uyandıran bir başlangıçtı. Kostüm tasarımı ve dikim sanatına duyduğu tutku, onu kendi işinin efendisi olma yolunda kararlı adımlarla ilerletti. Elinde yalnızca azmi ve hayalleri vardı; sermayesi ise bitmek bilmeyen inancı.
2019 yılı, bu destansı yolculuğun ilk taşlarının döşendiği yıl oldu. Trabzon’un kalbinde, sadece 50 metrekarelik bir alanda, sınırlı makine desteğiyle kurulan ilk atölye, üç makine ve tek bir çalışanla –yani kendisiyle– hayata geçti. İlk ürünler, mont, eşofman ve iş kıyafetleri gibi temel tekstil parçalarıydı. Her bir dikiş, gelecekteki dev fabrikanın temelini oluşturan birer yapı taşıydı.
Ancak tarih, tüm dünyayı sarsan bir sınavla Merve Bulut’un işini de sınıyordu: COVID-19 pandemisi. Bu küresel kriz, birçok işletmeyi yıkıma sürüklerken, Bulut için bir fırsat kapısı araladı. Yıkanabilir ve yeniden kullanılabilir maskelere olan talep patlaması, onun için bir dönüm noktası oldu. Hızla bu alana yönelen Bulut, artan siparişlere yetişebilmek adına kapasitesini büyütmek zorunda kaldı. Bu süreç, yalnızca geçici bir ihtiyacı karşılamakla sınırlı kalmadı; aynı zamanda işini yeni bir boyuta taşıyacak sermaye birikimini sağlayarak onu daha büyük hedeflere taşıyan bir itici güç oldu.
Pandeminin dayattığı acil ihtiyaçlar, Merve Bulut’un iş modelinde köklü ve kalıcı bir dönüşümün fitilini ateşledi. “Yıkanabilir maske üretimi, yalnızca geçici bir pazar değildi” diyen Bulut, “Bu süreç bize hızlı karar almayı, seri üretimi ölçeklendirmeyi ve en önemlisi uluslararası bir müşterinin beklentilerini karşılamayı öğreten bir sıçrama tahtasıydı” şeklinde konuşuyor.
İş hacmi büyüdükçe, o küçük atölye artık talepleri karşılayamaz hale geldi. Siparişler Trabzon’un sınırlarını aşarak tüm ülkeye yayılırken, daha geniş bir alana geçiş kaçınılmaz oldu. Bu ihtiyaç, Bulut’u Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan 3 bin metrekarelik modern fabrikasına taşıdı. 50 metrekareden 3 bin metrekareye uzanan bu sıçrayış, yalnızca fiziksel bir genişlemeden ibaret değildi; aynı zamanda zihniyet ve vizyonda gerçekleşen derin bir dönüşümün sembolüydü.
Merve Bulut için başarının anahtarı, yalnızca ustalıkla dikilmiş kumaşlarda değil, o kumaşlara ruh katan tasarım sürecinin inceliklerinde gizli. Her ürün, önce onun hayal dünyasında şekilleniyor, bir sanat eseri gibi zihninde canlanıyor, ardından dijital ekranlara ya da çizim kağıtlarına dökülüyor. Bu yaratıcı süreç, onu rakiplerinden ayıran en güçlü silahı.
Pandemi sürecinde kazandığı ivme ve özgüven, onu daha cesur bir hedefe, uluslararası ihracata yöneltti. 2022 yılında gelen bir sipariş, her şeyi değiştirdi. ABD’den gelen ve ilk bakışta kapasitelerinin çok ötesinde görünen dev bir üretim talebi, beraberinde büyük bir riski de taşıyordu. Ancak Bulut, korkusuzca bu meydan okumayı kabul etti.
“Bu, kapasitemiz için devasa bir siparişti” diyerek o anı anımsıyor, “Ancak ‘Hayır’ demek yerine, ‘Bunu nasıl başarırız?’ sorusuna odaklandık. Titiz bir fiyatlandırma ve özenli numune çalışmalarının ardından onay aldık. O an, Trabzon’da üretilen bir ürünün ABD pazarına giriş yaptığı, bir hayalin ete kemiğe büründüğü andı.”
Bu çarpıcı ihracat başarısı, şirketin yapısını da dönüştürdü. Şahıs şirketinden limited şirket statüsüne geçiş yapıldı. Çalışan sayısı, sosyal sorumluluk bilinciyle 50 kişiye yükseldi. 2022 ve 2023 yıllarında üretimin neredeyse %90’ı ihracata yönelirken, 2024’te bu oran %60’a gerilese de iç pazarın güçlendiğini gösteriyor. Yine de Bulut için ihracat, stratejisinin kalbinde yer almaya devam ediyor.
Bugün Merve Bulut’un hedefleri çok daha berrak ve iddialı: E-ticaret kanallarıyla küresel pazara doğrudan ulaşmak ve inovasyon odaklı bir üretim devrimi gerçekleştirmek. Azerbaycan ve Gürcistan ile kurulan ticari bağlar, bu vizyonun somut adımları. Türkiye’de ise Tunceli, İstanbul ve Muğla gibi şehirlere fason üretim yaparak iç pazardaki ağını sağlamlaştırıyor.
Ancak onun ufku, yalnızca kendi şirketinin büyümesiyle sınırlı değil. Kadın girişimcilere ve yerel üreticilere destek olmak, üretimi farklı bölgelere yayarak hem iş hacmini dengeli bir şekilde artırmak hem de bölgesel ekonomilere can suyu olmak da öncelikleri arasında. “Artık yalnızca dikmiyoruz, ‘akıllı’ üretim yapıyoruz” diyen Bulut, “Teknolojinin daha fazla entegre olduğu, sürdürülebilir ve yenilikçi malzemelerle zenginleşen, müşteri deneyimini merkeze alan bir model yaratmak istiyorum” sözleriyle geleceğe dair tutkusunu dile getiriyor.
Merve Bulut’un hikayesi, tek bir insanın, bir makinenin ve kırılmaz bir iradenin neler başarabileceğinin ilham verici bir kanıtı. Trabzon’da filizlenen bu yolculuk, artık dünya pazarlarında sağlam bir yer edinme savaşını veriyor. Bu, yalnızca bir tekstil fabrikasının değil, bir hayalin ilmek ilmek işlenerek nasıl gerçeğe dönüştüğünün ve sınırları nasıl aştığının büyüleyici öyküsü.