Balkanlar’da Gerilim Yükseliyor: The Telegraph, Savaş Hayaletlerinin Geri Dönebileceği Uyarısında Bulunuyor
İngiliz The Telegraph gazetesi, Avrupa’nın göbeğinde, 1990’lı yıllarda yaşanan ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan etnik savaşların acı hatıralarını yeniden canlandırabilecek tehlikeli bir gelişmeyi mercek altına aldı. Gazetenin iddialı araştırmasına göre, Ukrayna’daki savaş alanları, yalnızca Rusya ile Ukrayna arasında değil, aynı zamanda Balkan milliyetçileri için de bir eğitim ve propaganda sahasına dönüşmüş durumda.
Gazete, özellikle Sırp milliyetçi gruplara ait olduğu belirtilen sosyal medya hesaplarını aylar süren bir incelemeye tabi tuttu. Bu incelemelerin sonucunda, yüzlerce, belki de binlerce Sırp’ın, paralı asker veya gönüllü savaşçı olarak Ukrayna cephelerine gittiği tespit edildi. Ancak buradaki asıl endişe verici motivasyon, basit bir savaş deneyimi kazanmanın ötesine geçiyor. The Telegraph’ın ulaştığı verilere göre, bu bireylerin nihai hedefi, edindikleri askeri tecrübeyi, “kaybedilmiş topraklar” olarak gördükleri Kosova ve Bosna Hersek’i “geri almak” için kullanmak.
Bu iddialar, bölge için son derece hassas bir sinyal niteliği taşıyor. Zira 1992-1995 yılları arasında Bosna Hersek’te ve 1998-1999’da Kosova’da yaşanan savaşlar, soykırım, etnik temizlik ve kitlesel göç gibi insanlık trajedileriyle hafızalara kazınmıştı. On binlerce sivilin hayatını kaybettiği, şehirlerin yerle bir olduğu bu dönem, Batı Balkanlar’ın kolektif hafızasında hâlâ taze ve derin bir yara. The Telegraph’ın haberinde, sosyal medyada dolaşan bu milliyetçi söylemlerin ve askerî mobilizasyonun, bölgede derin bir endişe ve güvensizlik dalgasına neden olabileceği vurgulanıyor.
Bu çarpıcı tespit, bölge analisti Srecko Latal‘a ait. Latal, The Telegraph’a yaptığı değerlendirmede, genç Sırpların “milliyetçi duygularının hedef alındığını” ve manipüle edildiğini savunuyor. Ona göre, Ukrayna’daki savaş, bu radikal gruplar için yalnızca bir pratik alanı değil, aynı zamanda gelecekteki daha büyük bir hedefe yönelik siyasi ve maddi destek arayışının da bir parçası. Latal’ın “kan borcu” olarak nitelendirdiği bu beklenti, tarihsel olarak Slav ve Ortodoks dayanışması içinde olduğu düşünülen Rusya’nın, Sırp milliyetçi hedefleri destekleyeceği inancına dayanıyor.
Habere konu olan somut örneklerden biri de, Sırp milliyetçi Darko Ristic isimli bir figür. The Telegraph’ın incelediği iddialara göre, Ristic sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda açıkça milliyetçi bir dil kullanıyor. Ristic, Ukrayna’daki “görevlerini” tamamladıktan sonra, Sırpların “kendilerine ait olanı geri almak için mücadele edeceğini” vaaz ediyor. Bu tür açıklamalar, savaş suçlularının yargılandığı, toplumların uzlaşma arayışında olduğu bir bölgede, nefret söylemi ve şiddeti yeniden normalleştirme riski taşıyor.
The Telegraph’ın dikkat çektiği bir diğer kritik nokta ise bu grupların dijital etki alanı. Söz konusu milliyetçi hesapların, özellikle genç ve duyarlı kitleler arasında ciddi bir takipçi kitlesine ulaştığı belirtiliyor. Bu durum, propaganda mesajlarının hızla yayılması, yeni militanların örgütlenmesi ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi anlamına geliyor. Sosyal medya platformları, 1990’larda savaşın fitilini ateşleyen radyo ve televizyon yayınlarının modern ve çok daha etkili bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuç olarak, The Telegraph’ın bu araştırması, uluslararası topluma önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Ukrayna’da devam eden savaşın yarattığı dalgalar, beklenmedik coğrafyalarda yeni istikrarsızlık alanları yaratma potansiyeline sahip. Balkanlar, hassas etnik dengeleri, tam olarak iyileşmemiş savaş yaraları ve dış güçlerin müdahalesine açık jeopolitik konumu ile bu tehdide karşı özellikle savunmasız görünüyor. Gazetenin işaret ettiği senaryo gerçeğe dönüşürse, Avrupa, iki cephede birden -doğuda ve güneydoğuda- derin güvenlik krizleriyle karşı karşıya kalabilir. Olaylar, bölgedeki tüm aktörlerin, uluslararası kuruluşların ve sivil toplumun, barışı korumak için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini gösteriyor.