Bir Komisyon Anlaşmazlığı, Silahlı Saldırıya Dönüştü: Bağcılar’da Bir Aile ve Bir Düğünün Gölgede Kalan Hikayesi
İstanbul Bağcılar’da yaşanan ve bir gencin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay, basit bir ticari anlaşmazlığın nasıl trajediye dönüşebileceğini gözler önüne serdi. Perde arkasında, ödenmeyen bir emlak komisyonu, bir ailenin parçalanışı ve sadece bir hafta sonraya planlanmış bir düğünün iptali yatıyor.
İstanbul’un kalabalık ilçelerinden Bağcılar, geçtiğimiz günlerde toplumun kanını donduran bir şiddet olayına sahne oldu. Olay, ilçede yaşayan G. ailesinin hayatını temelden sarsacak nitelikteydi. Sürecin başlangıcı, ailenin mülklerinden birinin satışına dayanıyor. Aile babası Furkan G., bir süre önce bir emlakçı aracılığıyla bir ev satışı gerçekleştirmişti. Satış tamamlandıktan sonra, işin doğal bir parçası olan komisyon ödemesi gündeme geldi. Anlaşmaya göre emlakçıya 10 bin Türk Lirası komisyon ödenecekti.
Ancak, satış sonrası dönemde ödeme konusunda bir belirsizlik yaşandı. Emlakçı, kendisine ödenmesi gereken bu parayı bir türlü tahsil edemedi. Bekleme süresi uzadıkça gerilim de arttı. Emlakçı, sonunda baba Furkan G.’yi arayarak alacağını talep etti. Telefonda yaşanan diyalog, taraflar arasındaki iletişim kopukluğunu gözler önüne seriyordu. Zira baba Furkan G.’nin büyük oğlu Mustafa G., evin satış işlemlerini takip eden kişiydi ve kendisi, babasına komisyonun ödendiğini iletmişti. Bu çelişkili durum, her iki tarafın da farklı bir gerçeklik içinde olduğu bir çıkmaz yarattı.
Para konusundaki ısrarı sonuç vermeyen emlakçı, tahsilat yöntemini değiştirmeye karar verdi. Hedef, ailenin işlettiği market oldu. G. ailesinin geçim kaynağı olan bu küçük işletme, sıradan bir gün yaşıyordu. Kasada, baba Furkan G.’nin 21 yaşındaki genç oğlu, ailenin küçük evladı Furkan G. nöbetteydi. Henüz hayatının baharında olan genç, belki de gelecek planlarını düşünüyordu. Ne var ki, kapıdan giren emlakçı, her şeyi bir anda değiştirdi.
Olay anı, tanıkların ifadelerine göre son derece korkutucu ve ani gelişti. Emlakçı, markete girerek doğrudan kasiyerin bulunduğu bölüme yöneldi. Önce sözlü bir tartışma mı yaşandı, yoksa saldırı aniden mi gerçekleşti, bu detay netlik kazanmış değil. Ancak net olan şu ki, emlakçı silahını çekti ve masum genç Furkan G.’ye yakın mesafeden ateş etti. Kurşunlar, gencin baş ve boyun bölgesini hedef aldı. Olay yerindeki müşteriler ve çalışanlar, genç adamın kanlar içinde yere yığılışını çaresizce izlemek zorunda kaldı.
Saldırgan, hedefine ulaştıktan sonra paniğe kapıldı ve kaçmak için harekete geçti. Kaçış yolunu temizlemek istercesine veya etrafındakileri sindirmek amacıyla, olay yerinde etrafa gelişigüzel ateş açtı. Bu ateş sonucu başka yaralanan olup olmadığı henüz resmi makamlarca teyit edilmedi. Ancak bu hareket, mekanı bir savaş alanına çevirdi ve büyük bir paniğe yol açtı. Saldırgan, bu kargaşa ortamından yararlanarak kimliği belirsiz bir şekilde olay yerinden uzaklaşmayı başardı.
İlk müdahale, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapıldı. Ağır yaralı genç, derhal en yakın hastaneye kaldırıldı. Hastane yetkililerinden alınan ilk bilgiler, durumunun son derece kritik ve ağır olduğunu gösteriyordu. Baş ve boyun bölgesinden aldığı yaralar, hayati tehlike oluşturuyordu. Aile fertleri, hastane koridorlarında hem evlatlarının hayatı için endişe içinde bekliyor, hem de yaşanan bu anlamsız şiddeti anlamaya çalışıyordu.
Olayın en trajik yanlarından biri, kurban Furkan G.’nin hayatındaki yakın dönem planlarıydı. Edinilen bilgilere göre genç adam, sadece bir hafta sonra düğün yapmayı planlıyordu. Ailesi, sevdikleri, belki de düğün hazırlıkları tüm hızıyla sürüyordu. Bu ani ve şiddet dolu saldırı, sadece bir gencin hayatını değil, iki ailenin kurmayı hayal ettiği yeni bir yuvayı da yerle bir etti. Düğün davetiyeleri, belki de cenaze ilanlarının gölgesinde kaldı.
Olayla ilgili soruşturma derinleştirilerek sürdürülüyor. Polis ekipleri, saldırgan emlakçının kimliğini tespit etmiş durumda ve geniş çaplı bir yakalama operasyonu başlatıldı. Şüphelinin, mesleki bağlantıları, sosyal çevresi ve olası kaçış rotaları üzerinde çalışılıyor. Aynı zamanda, olayın temel nedeni olan 10 bin liralık komisyon iddiası da titizlikle inceleniyor. Oğul Mustafa G.’nin ödeme yaptığına dair herhangi bir banka dekontu veya fiziki makbuz olup olmadığı, emlakçı ile aile arasındaki yazışma ve kayıtlar, soruşturmanın seyrini belirleyecek kritik deliller olarak öne çıkıyor.
Bu olay, toplumda derin bir yara daha açtı. Basit bir alacak verecek meselesinin, iletişimsizlik ve tahammülsüzlük nedeniyle nasıl silahlı şiddete evrilebileceğini gösterdi. Bir ailenin oğlu, bir nişanlının eş adayı, sıradan bir vatandaş, anlamsız bir kurşunla hayatının baharında yok olmanın eşiğine geldi. Bağcılar’daki bu küçük market, artık sadece bir ticari işletme değil, Türkiye’deki şiddet sarmalının ve toplumsal tahammülsüzlüğün acı bir simgesi haline geldi. Soruşturmanın adil bir şekilde sonuçlanması ve benzer olayların önüne geçilmesi, toplumun her kesiminden beklenen ortak temenniyi oluşturuyor.
