Ekonomi

Asgari ücret zammı için rakam verdi: ‘Büyük olasılıkla gerçekleşecek’ diyerek duyurdu






2026 Asgari Ücret Zammına İlişkin Beklentiler ve Kritik Senaryolar

2026 Asgari Ücret Zammına İlişkin Beklentiler ve Kritik Senaryolar

Türkiye’de milyonlarca çalışanın geçim kaynağını ve ekonomik dengeleri doğrudan etkileyen en önemli parametrelerden biri olan asgari ücretin belirlenme süreci, bir kez daha geri sayıma başladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun Aralık ayında start alacak resmi görüşmeleri öncesinde, hem işçi ve işveren kesimlerinin hem de ekonomistlerin dikkatleri, 2026 yılı için belirlenecek yeni rakam ve orana odaklandı. Bu yılki süreç, temsil yapısındaki değişiklikler ve yüksek enflasyon ortamı nedeniyle olağanüstü bir önem taşıyor.

Ekonomistlerden Gelen Tahminler ve Baydar’ın Çarpıcı Analizi

Piyasada, enflasyon oranı, geçmiş dönem kayıplarının telafisi ve ekonomik büyüme gibi kriterler çerçevesinde şekillenen farklı zam oranı tahminleri dolaşıma giriyor. Bu tahminler genellikle yüzde 20 ila 25 bandında yoğunlaşırken, son ve dikkat çekici değerlendirme, ekonomist Hikmet Baydar’dan geldi. Baydar’ın yaptığı analiz, sadece bir oran tahmininden ibaret olmayıp, zam hesabının arka planındaki ekonomik dinamikleri ve olası sosyal etkileri de mercek altına alıyor.

Ekol TV’deki canlı yayında konuşan Baydar, enflasyon verilerinin asgari ücret belirleme sürecindeki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Resmi orta vadeli planlarda enflasyon hedefinin yüzde 16 olarak yer aldığını, ancak piyasa beklentilerinin ve mevcut eğilimlerin bu rakamın çok üzerinde, yüzde 22-23 bandında seyrettiğini ifade etti. Bu gerçeklik ışığında, “20’nin altında olması oldukça zor” diyen Baydar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in enflasyonun 20’nin altına ineceğine dair açıklamasını hatırlatarak, bu tür resmi iyimserliklerin ücret pazarlıklarını zorlaştırabileceğine dikkat çekti.

“Yüzde 25 Olmalı”: Geçmiş Kayıpların Telafisi Vurgusu

Hikmet Baydar, kendi görüşünü net bir şekilde ortaya koydu. İzleyicilerinin de hatırlayacağını belirterek, “yüzde 25 olmalı” dediği önceki açıklamalarını yineledi. Ona göre, piyasa beklentisi minimum yüzde 20, maksimum yüzde 25 seviyesinde. Ancak Baydar, yüzde 25’lik bir oranın, asgari ücretlilerin geçmiş yüksek enflasyon dönemlerinde yaşadığı satın alma gücü kayıplarını kısmen de olsa telafi edebilecek bir seviye olduğunu düşünüyor. Bu nedenle, “25’ten aşağı olmamalı” ifadesini kullandı.

Baydar, uluslararası yatırım bankası HSBC’nin geçen yıl yaptığı ve tutan yüzde 30’luk tahminini örnek gösterdi. Aynı kuruluşun bu yıl için yüzde 20 oranını öngördüğünü belirterek, genel kanının yüzde 20-25 aralığında şekillendiğini ve büyük olasılıkla bu bandın içinde bir artış gerçekleşeceğini öne sürdü. Baydar, bu orandaki bir artışın “iç piyasaya bir miktar daha güç verecek” bir etki yapacağını da sözlerine ekledi.

Komisyon Sürecinde Olağanüstü Durum: İşçi Temsilcisi Yok

2026 asgari ücretinin belirleneceği teknik süreç ise bu yıl alışılagelmişin dışında bir başlangıçla karşı karşıya. Normal şartlarda işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda, bu yıl işçi temsilcilerinin yer almayacak olması dikkat çekiyor ve sürece dair tartışmaları beraberinde getiriyor.

Sürecin ilk adımı, 21 Ekim’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen Üçlü Danışma Kurulu toplantısında atıldı. Bu toplantıda taraflar, temsil yapısı ve karar alma mekanizmalarına ilişkin görüş alışverişinde bulundu. Yakın zamanda Bakanlık ev sahipliğinde yapılacak ilk resmi toplantıda, görüşme takvimi netleştirilecek. Takip eden toplantılarda ise enflasyon, büyüme, işsizlik, üretici ve tüketici fiyat endeksleri gibi tüm ekonomik veriler masaya yatırılacak ve tarafların beklentileri resmi olarak dile getirilecek.

Komisyonun, planlanan dört toplantının ardından yeni asgari ücret net tutarını belirleyerek 31 Aralık 2025 tarihine kadar kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Belirlenen yeni ücret, 1 Ocak 2026 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek ve Türkiye’deki tüm asgari ücretli ve düşük gelirli özel sektör çalışanlarını doğrudan ilgilendirecek.

Sonuç olarak, önümüzdeki haftalarda şekillenecek müzakereler, sadece bir ücret artış oranını değil, milyonlarca hanenin ekonomik geleceğini, iç talebin seyrini ve sosyal dengeleri de belirleyecek. Ekonomist Hikmet Baydar’ın da altını çizdiği gibi, enflasyon gerçekleri ile geçmiş kayıpların telafisi beklentisi arasında kurulacak denge, 2026 yılına damgasını vuracak en kritik ekonomik kararlardan biri olacak.


İlgili Haberler

Altın, gümüş, dolar borsa… Çarşamba beklentisi

haberci

Elektrikli skuter yönetmeliğinde kapsamlı değişiklik: Yeni zorunluluklar geldi

haberci

Zamlar minibüse, yük halka…

haberci

Yorum Bırakın

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası