Şehir Hastaneleri Bütçe Yükü: Ankara Tabip Odası’ndan Çarpıcı Veriler ve Sert Uyarı
Ankara Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi ve gerçekleşen harcamaları üzerine yaptığı kapsamlı analizde, kamuoyunu ve yetkilileri alarma geçirecek verileri açıkladı. Odanın dikkat çektiği nokta, Şehir Hastaneleri olarak bilinen Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) modeliyle yapılan sağlık tesislerine yönelik ödemelerdeki bütçe planlarını aşan ve hızla tırmanan harcama gerçeği oldu.
Planlanan ile Gerçekleşen Arasındaki Uçurum: 11 Ayda Bütçeyi Aşan Harcama
Bakanlığın 2025 yılı bütçe teklifinde, KÖİ hastaneleri için iki ana kalemde toplam 104 milyar 602 milyon 82 bin TL ödenek ayrıldığı belirtiliyor. Bu tutarın 37.4 milyar TL’si hizmet alımı, 67.2 milyar TL’si ise tesis kullanım bedeli olarak planlanmıştı. Ancak, Ankara Tabip Odası’nın 2025 yılının sadece Ocak-Kasım aylarını kapsayan 11 aylık bütçe gider verilerine dikkat çekerek yaptığı tespit çok daha vahim bir tabloyu ortaya koyuyor.
Henüz yıl tamamlanmadan, bu hastanelere yapılan ödemelerin toplamı 106 milyar 430 milyon 412 bin 570 TL’ye ulaşmış durumda. Bu rakam, tüm yıl için planlanan bütçe ödeneğini, daha yıl bitmeden aşmış olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Yıl sonu itibarıyla bu harcamanın nereye varacağı ise ayrı bir endişe konusu.
Üç Yıllık Trend: Kontrolden Çıkan Bir Maliyet Sarmalı
Ankara Tabip Odası, sorunun sadece bir yılla sınırlı olmadığını, istikrarlı ve sürdürülemez bir artış eğilimi olduğunu vurgulayarak, yıllar bazında çarpıcı bir karşılaştırma yapıyor:
- 2024 Yılı: Bütçe teklifinde Şehir Hastaneleri için ayrılan hizmet ve kullanım bedeli toplamı 83 milyar 697 milyon 118 bin TL olarak planlandı.
- 2025 Yılı: Aynı kalem için teklif edilen tutar, bir önceki yıla göre 20.9 milyar TL’lik bir artışla 104.6 milyar TL’ye yükseltildi.
- 2026 Yılı: Planlanan ödenek ise bir kez daha 31.5 milyar TL’lik devasa bir sıçrama yaparak 136 milyar 148 milyon 659 bin TL seviyesine çıkarıldı.
Bu rakamlar ışığında, 2024 yılından 2026 yılına kadar sadece iki yıllık bir sürede Şehir Hastanelerine ayrılan ödeneğin yüzde 30.1 oranında arttığı hesaplanıyor. Bu artış, genel bütçe içindeki en hızlı ve en yüksek mali yüklerden birini temsil ediyor.
Odanın Sert Çıkışı: “Tiksindirici Borç” ve Acil Çağrı
Bu finansal analizin ardından Ankara Tabip Odası, konuya ilişkin tavrını son derece net ve sert bir dille ortaya koydu. Yapılan açıklamada, bu modelin “kamu zararına neden olduğu” vurgulanarak, acilen harekete geçilmesi için iki temel talep sıralandı:
- Sözleşmelerin Feshi: Kamu zararına yol açtığı iddia edilen Şehir Hastaneleri sözleşmelerinin derhal feshedilmesi.
- Ödemelerin Durdurulması ve “Tiksindirici Borç” Talebi: Kira ve hizmet bedeli ödemelerinin sonlandırılması. En dikkat çeken ifade ise, bu ödemelerin “tiksindirici borç” (odious debt) olarak kabul edilmesi ve bu gerekçeyle söz konusu şirketlere herhangi bir ödeme yapılmaması yönündeki çağrı oldu.
“Tiksindirici borç” uluslararası hukukta, bir rejimin halkın çıkarlarına aykırı olarak, halka danışmadan ve onların yararı gözetilmeden üstlendiği, dolayısıyla yeni yönetimlerin ödemekle yükümlü olmadığı borçlar için kullanılan güçlü bir hukuki ve ahlaki kavram. Odanın bu kavramı kullanması, konuya ilişkin tepkinin boyutunu ve mali yükün meşruiyetine yönelik köklü itirazı gözler önüne seriyor.
Sonuç: Sağlık Bütçesinde Büyüyen Bir Kambur
Ankara Tabip Odası’nın açıkladığı veriler, Türkiye’nin sağlık bütçesi üzerinde giderek ağırlaşan bir yük olduğunu işaret ediyor. Planlanan bütçelerin çok üzerinde seyreden gerçek harcamalar ve her yıl milyarlarca liralık artışlarla revize edilen ödenekler, projelerin mali sürdürülebilirliği ve kamu maliyesi üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Odanın “kamu zararı” ve “tiksindirici borç” vurgularıyla yaptığı çağrı, sadece mali bir tartışmanın ötesine geçerek, sağlık alanındaki kamu harcamalarının şeffaflığı, hesap verilebilirliği ve nihayetinde toplum yararına olup olmadığına dair temel bir sorgulamayı gündeme taşıyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu iddialara ve ortaya konan somut bütçe verilerine nasıl bir yanıt vereceği, önümüzdeki dönemde tartışmanın odağında olacak gibi görünüyor.