İsveç’te madencilik Sami halkını tehdit ediyor






Sapmi Topraklarında Yeni Maden Tehdidi: Sami Halkının Kadim Mücadelesi ve Görünmez Kılınan Gerçekler

Sapmi Topraklarında Yeni Maden Tehdidi: Sami Halkının Kadim Mücadelesi ve Görünmez Kılınan Gerçekler

Avrupa’nın en kuzeyinde, karla kaplı uçsuz bucaksız topraklar yalnızca buzullardan ve sessizlikten ibaret değil. Burası, Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’nın kuzeyine uzanan, binlerce yıldır Sami halkının yurdu olan Sapmi bölgesi. Ancak bu kadim toprakların derinliklerinde gizlenen demir, bakır ve nadir toprak elementleri, bölgeyi küresel kaynak sömürüsünün yeni cephesine dönüştürüyor. Lund Üniversitesi’nden araştırmacı Georgia de Leeuw’nun titizlikle hazırladığı analiz, yeni verilen maden ruhsatlarının, yıllardır süregelen endüstriyel tahribatı artık dayanılmaz bir eşğe getirdiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Göç Yolları Kesiliyor, Kadim Bir Yaşam Tarzı Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Sami halkı için ren geyiği çobanlığı, sadece bir geçim kaynağı değil; aynı zamanda kültürel kimliğin, dilin ve nesiller boyu aktarılan kadim bilginin temel direği. Ancak bu eşsiz yaşam biçimi, ardı arkası kesilmeyen endüstriyel müdahalelerle paramparça olma tehlikesi altında. Önce geniş çaplı ormancılık faaliyetleri, ardından nehirleri ve ekosistemleri altüst eden dev hidroelektrik baraj projeleri geldi. Şimdi ise sahneyi demir cevheri madenleri alıyor. Yeni açılan ve planlanan maden sahaları ile bunları destekleyen altyapı projeleri – karayolları, demiryolları, işleme tesisleri – otlakları giderek küçültüyor, ren geyiklerinin binlerce yıldır izlediği göç yollarını kesiyor ve böylece Sami halkının geçim kaynaklarını temelden sarsıyor.

Bölgedeki Sami çobanları, bu durumu yürek burkan bir şekilde “tarihin acı bir tekrarı” olarak tanımlıyor. Yüzyıllardır Sapmi toprakları, merkezi hükümetler ve dev şirketler tarafından “ulusal kalkınma”, “enerji bağımsızlığı” ya da “sanayinin geleceği” gibi parlak söylemlerle feda edilebilir bir kaynak havzası olarak görülüyor. Yerel halk, bu tek taraflı kalkınma anlayışının, kültürel miraslarını, toprak haklarını ve ekolojik bilgilerini sistematik olarak yok saydığını, hatta silip attığını vurguluyor.

İklim Değişikliği ile Kesişen Tehdit: Kırılganlık Derinleşiyor

Georgia de Leeuw’nun analizine göre madencilik faaliyetlerinin yıkıcı etkisi, yalnızca fiziksel arazi bölünmesiyle sınırlı değil. Bu faaliyetler, iklim değişikliğinin zaten savunmasız hale getirdiği bir ekosisteme ağır bir darbe daha indirerek Sami halkının yaşamını daha da kırılgan bir hale sokuyor. Kar örtüsünün yapısındaki değişimler, hava koşullarının öngörülemez hale gelmesi, ren geyiklerinin kış aylarında temel besin kaynağı olan toprak yosunlarına (likenlere) erişimini giderek zorlaştırıyor. Madenler ve altyapı projeleri ise hayvanların bu değişen koşullara uyum sağlayabilmesi için hayati önemdeki hareket alanlarını kısıtlıyor. Bu çok katmanlı kriz, yalnızca ekonomik bir mesele değil; binlerce yıllık bir yerli kültürün, dilin ve bilginin sürekliliğini doğrudan tehdit eden varoluşsal bir tehlike anlamına geliyor.

Vaadedilen Refah Hayal Kırıklığı Yaratıyor: Maden Kentlerinin Karanlık Yüzü

Madencilik sektörü ve savunucuları, bu tür projelerin bölgeye istihdam, refah ve kalkınma getireceğini sıkça öne sürüyor. Ancak araştırmanın ortaya koyduğu gerçekler, bu vaatlerin çoğunlukla boş birer sözden ibaret olduğunu gözler önüne seriyor. İsveç’in Kiruna kenti, on yıllardır dünyanın en büyük demir cevheri madenlerinden birine ev sahipliği yapmasına rağmen, temel sağlık hizmetlerinden sosyal altyapıya kadar birçok alanda derin yetersizliklerle boğuşuyor. Daha da çarpıcı olan, madenciliğin fiziksel yıkımının yerleşim yerlerini bile yok etmesi. Malmberget gibi bazı topluluklar, genişleyen maden çukurlarının yol açtığı zemin çökmeleri nedeniyle tamamen taşınmak ya da parça parça ortadan kaldırılmak zorunda kalıyor. Bu, yalnızca binaların değil, toplumsal dokunun ve kolektif hafızanın da yerinden sökülüp atılması demek.

Metrolardaki Afişler ve Örtbas Edilen Maliyetler

Konunun bir başka düşündürücü ve tartışmalı boyutu, madenciliğin kamuoyu algısını şekillendirme çabaları. İsveç’in başkenti Stockholm’deki metro istasyonlarında son dönemde göze çarpan bir afiş kampanyası dikkat çekiyor. “Düşündüğünden daha fazla madensin” sloganıyla yürütülen bu kampanya, insan vücudundaki demir, çinko ve bakır gibi minerallerin hayati önemine vurgu yaparak madenciliği günlük yaşamın ve sağlığın vazgeçilmez bir parçası gibi sunmayı hedefliyor.

Ancak Georgia de Leeuw gibi araştırmacılar ve eleştirmenler, bu tür anlatıların tehlikeli bir yüzeysellik taşıdığını savunuyor. Bu kampanyalar, madenciliğin gerçek ekolojik ve toplumsal bedellerini, hangi topraklarda kimin pahasına yapıldığını ve yerli halkların rızası olmadan sürdürülen faaliyetlerin etik boyutunu tamamen görünmez kılıyor. Minerallerin biyolojik önemini öne çıkararak her koşulda ve her yerde madenciliği meşrulaştırmaya çalışmak, Sapmi gibi bölgelerde yaşanan somut hak ihlallerinin ve çevresel adaletsizliğin üstünü örtmekten başka bir şey değil.

Sonuç: Bir Tercih ve Adalet Sınavı

Lund Üniversitesi’nin bu çarpıcı analizi, Kuzey Avrupa’nın gözlerden uzak bir köşesinde, küresel tedarik zincirleri, yeşil dönüşüm için gereken metaller ve ulusal ekonomik çıkarlar arasında sıkışıp kalmış bir halkın destansı mücadelesini belgeliyor. Sapmi’deki durum, kalkınma, enerji ve sanayi politikalarının, yerli halkların hakları ve çevresel sürdürülebilirlikle nasıl dengeleneceğine dair evrensel bir sorgulamayı gündeme taşıyor. Madenler, yalnızca topraktan çıkarılan cevherler değil; aynı zamanda bir tercihin, kimin refahının kimin kaybı pahasına gözetildiğinin ve nihayetinde adaletin sembolü haline geliyor. Sami halkının “tarihin tekrarı” olarak tanımladığı bu süreç, onların direnci ve sesleri duyulmadıkça, geleceğin de aynı acı döngüyü tekrar etme riskini barındırıyor.


İlgili Haberler

Almanya’da zorunlu askerlik reformu protestoları tetikledi

haberci

179 can alan havacılık faciasının gizemi bir yıldır çözülemedi

haberci

Çin’in mega projesi durdu, evrenin yüzde 95’ini Avrupa keşfedebilir

haberci
Yükleniyor....

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası
gazete haberleri