Japonya’da Tarihi Mali Dönüm Noktası: 28 Yıl Sonra İlk Bütçe Fazlası Bekleniyor
Japonya’nın ekonomik ve mali politikaları adına çığır açan bir dönemeç ufukta görünüyor. Başbakan Sanae Takaichi’nin açıklamalarına göre, merkezi yönetimin faiz dışı bütçe dengesi, 1998’den bu yana ilk defa önümüzdeki mali yılda fazlaya geçecek. Bu gelişme, Japonya’nın on yıllardır süren deflasyonist baskılar, devasa kamu borcu yükü ve cesur parasal genişleme politikalarıyla verdiği mücadelede kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor.
“Merkezi yönetim faiz dışı bütçe dengesinin 1998’den beri ilk kez fazla vermesini bekliyoruz. Güçlü bir ekonomi hedefiyle mali sürdürülebilirliği harmanlayan bir bütçe oluşturduğumuza inanıyorum,” diyen Başbakan Takaichi, hükümetin çifte hedefini çarpıcı bir netlikle ortaya koydu. Bu sözler, Japonya’nın uzun soluklu ekonomik toparlanmayı devam ettirirken, dünyanın en yüksek kamu borcu/GSYİH oranına sahip ülkesi olmanın yarattığı mali riskleri dizginleme azminin bir yansıması.
Maliye Bakanlığı’nın güncel verileri, bu tarihi değişimin ilk somut işaretlerini sunuyor. Buna göre, Nisan 2025’te başlayacak mali yıl için yalnızca merkezi yönetim düzeyinde değil, ulusal çapta (merkez ve yerel yönetimler toplamında) faiz dışı bütçe dengesinin yaklaşık 1.34 trilyon Japon Yeni (yaklaşık 8.5 milyar ABD Doları) fazla vermesi öngörülüyor. Bu fazlalık, hükümetin temel harcamalarının (faiz ödemeleri hariç) topladığı vergi ve diğer gelirlerin altında kalacağını gösteriyor.
Ancak tablo henüz tam anlamıyla netleşmiş değil. Beklentiler, Kabine Ofisi’nin yerel yönetim mali verilerini de dahil ederek hazırlayacağı resmi tahmini önümüzdeki ay kamuoyuyla paylaşacağı yönünde. Bu tahmin, ekonomik büyüme, enflasyon ve vergi tahsilatına dair varsayımları da kapsayacak; piyasa aktörleri ve ekonomistler tarafından büyük bir titizlikle mercek altına alınacak.
Bu potansiyel fazlanın temelinde, COVID-19 sonrası toparlanma ivmesi, turizm gelirlerindeki göz kamaştırıcı artış, zayıf yenin ihracatçılara sunduğu rekabet üstünlüğü ve son dönemde enflasyonist baskıların vergi gelirlerini yukarı taşıması gibi etkenler bulunuyor. Dahası, hükümetin savunma harcamalarındaki rekor artışlar ve yaşlanan nüfusun sosyal güvenlik maliyetlerindeki sürekli tırmanışa rağmen bu dengenin yakalanabilmesi, mali disiplin politikalarının meyve verdiğini ortaya koyuyor.
Ekonomi çevreleri, bu gelişmeyi Japonya için uzun vadeli mali istikrarın ilk yapı taşı olarak nitelendiriyor. Ancak, tek bir yıllık fazlanın, ülkenin GSYİH’sinin yaklaşık %260’ına ulaşan devasa kamu borcu stokunu eritme yolunda henüz mütevazı bir adım olduğu uyarısını da yapıyor. Bu sürecin sürdürülebilirliği, küresel ekonomik dalgalanmalar, Japonya Merkez Bankası’nın (Bank of Japan) normalleşme hamleleri ve gelecek hükümetlerin mali politikalarına sıkı sıkıya bağlı.
Haber, Başbakan Sanae Takaichi’nin beyanları ve Maliye Bakanlığı verileri temel alınarak zenginleştirilmiş ve derinleştirilmiştir. Resmi tahminler önümüzdeki aylarda kesinlik kazanacaktır.