Jeju Air Kazası: Bir Yıl Sonra Hala Cevap Bekleyen Sorular ve Büyüyen Şüpheler
29 Aralık 2024’teki feci kazanın nihai soruşturma raporu gecikiyor. Mağdur aileler, soruşturmanın pilotlara odaklanırken, pist tasarımındaki ölümcül hataları göz ardı ettiğini iddia ediyor.
Kazanın Acı Dolu Anatomisi
29 Aralık 2024 tarihi, Güney Kore’nin Muan Havalimanı’nda trajik bir havacılık felaketine sahne oldu. Jeju Air’e ait, Boeing 737-800 tipi bir yolcu uçağı, inişe geçtiği sırada ciddi bir acil durumla karşı karşıya kaldı. İlk belirlemelere göre, her iki motor da kuş sürüsü çarpmasına maruz kalmıştı. Pilotlar, zorlu koşullar altında acil iniş gerçekleştirmeye çalıştı. Ancak uçak, Muan Havalimanı pistine temas ettikten sonra durmayı başaramadı, pist sonunu geçti ve pistin sonunda bekleyen masif bir beton duvara (EMAS – Engineered Materials Arresting System benzeri olmayan, sabit bir yapı) tam hızla çarptı. Çarpmanın şiddetiyle alev alan uçakta, içindeki 181 kişiden sadece iki kişi bu cehennemden sağ çıkabildi. Kurtulanlar, o anı “her şeyin bir anda alev aldığı ve çığlıkların kesildiği bir kabus” olarak tarif ediyor.
Kritik Zaman Çizelgesi ve Soruşturma Süreci
29 Aralık 2024: Jeju Air uçağı Muan’da düştü. 179 kişi hayatını kaybetti.
Ocak 2025: ARAIB, her iki motorda da kuş çarpması izleri tespit edildiğini açıkladığı ön raporu yayımladı.
Temmuz 2025: Kurul, çarpıcı bir güncelleme paylaştı: Pilotların, kuş çarpması sonrasında daha az hasarlı görünen motoru manuel olarak kapattıkları anlaşıldı. Bu hamle, uçağın itiş gücünü ve kontrolünü kritik bir anda daha da zorlaştırmış olabilirdi.
Aralık 2025 (Günümüz): ICAO’nun öngördüğü 1 yıllık nihai rapor süresi doldu. Kurul, ara raporu dahi yayımlayamayacağını açıkladı. Mağdur ailelerin itirazları ve yasal düzenlemeler gerekçe gösteriliyor.
Soruşturmanın İki Yüzü: Pilot Hatası mı, Sistemsel İhmaller mi?
Soruşturmanın seyri, kazadan sağ kurtulanların ve hayatını kaybedenlerin ailelerinin tepkisini çekiyor. ARAIB’in pilotların motoru kapatma kararına odaklanması, birçok kişi tarafından soruşturmanın daha geniş sistemik hatalardan uzaklaştığı yönünde yorumlanıyor. Mağdur ailelerin avukatları ve temsilcileri, asıl ölümcül darbenin pist sonundaki beton yapıdan geldiğini vurguluyor.
Ölümcül Beton Set Skandalı: Güney Kore Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun (KICAC) konuya ilişkin bağımsız araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Rapora göre, Muan Havalimanı pist sonundaki beton set, uluslararası havacılık güvenlik standartlarına tamamen aykırıydı. Modern havalimanlarında, pist çıkışlarında, bir uçak pisti aştığında onu yavaş yavaş durduracak, kırılabilir (frangible) veya çökebilir (crushable) malzemelerden yapılmış EMAS gibi güvenlik sistemleri kullanılır. Ancak Muan’daki yapı, sert, masif betondan inşa edilmiş, adeta bir savunma duvarı gibiydi. KICAC, bu yapının çarpma anında dağılmak yerine, uçağa katı bir engel teşkil ederek ölümcül hasara yol açtığını tespit etti. Bu bulgu, soruşturmanın neden bu yapının planlanmasından, onaylanmasından ve inşasından sorumlu Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili kurumlara doğru genişletilmesi gerektiği sorusunu gündeme getiriyor.
“Şüpheler giderek büyüyor. Aradan bir yıl geçti ama hayal kırıklığı artıyor. Soruşturma sadece pilotlara bakıyor, ancak pistin sonunda duran o ölüm duvarını kimin, neden ve nasıl oraya diktiğini soran yok. Anne ve babamı kaybettim. Onların ölümüne sadece pilotların bir kararı değil, bir dizi ihmal ve hatanın zinciri neden oldu. Gerçek adalet, tüm bu zincirin halkalarını araştırmakla gelecek.”
— Ryu Kum-Ji (42), kazada anne ve babasını kaybetti.
Rapor Neden Gecikiyor? Yasal Karmaşa ve Ailelerin Direnişi
ARAIB, nihai raporun gecikmesinin ve bir ara raporun dahi yayımlanamamasının iki ana nedeni olduğunu belirtiyor:
1. Mağdur Ailelerin İtirazları: Kazazedelerin yakınları, soruşturmanın dar kapsamına ve pilotlara odaklanmasına şiddetle karşı çıkıyor. Aileler, Ulaştırma Bakanlığı’nın havalimanı tasarımı, onay süreçleri ve denetimindeki olası rollerinin de derinlemesine soruşturulmasını talep ediyor. Bu itirazlar, kurulun raporu yayımlamasını fiilen engelliyor.
2. Yasal Düzenleme Belirsizliği: Güney Kore parlamentosunda, kaza soruşturma kurullarının bağımsızlığını ve yetkilerini güçlendirmeyi amaçlayan yeni bir yasa tasarısı tartışılıyor. ARAIB, bu yasama süreci devam ederken, mevcut eksik yetkilerle kapsamlı bir ara rapor yayımlamanın sakıncalı olabileceğini düşünüyor. Ancak bu durum, ICAO kurallarının ihlal edildiği eleştirilerine yol açıyor.
Uluslararası Standartlar ve Güvenlik Kültürü Sınavı
ICAO Annex 13 kuralları, bir havacılık kazasından sonra nihai raporun mümkünse 12 ay içinde yayımlanmasını şart koşar. Bu mümkün değilse, her yıl dönümünde bir ilerleme (durum) raporu yayımlanmalıdır. Jeju Air kazasında, ne nihai rapor ne de ilerleme raporu zamanında geldi. Bu gecikme, sadece bürokratik bir aksama değil, aynı zamanda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle ilgili ciddi soru işaretleri doğuruyor. Havacılık güvenliği, dünyanın her yerinden alınan derslerle gelişir. Bu kazanın derslerinin geç öğrenilmesi, benzer trajedilerin önlenmesi çabalarını da sekteye uğratabilir.
Sonuç olarak, Jeju Air 2024 kazası, tek bir pilot hatasına indirgenemeyecek kadar karmaşık bir olaylar zincirini işaret ediyor. Kuş sürüsü risk yönetimi, pilot karar verme süreçleri, acil durum prosedürleri, havalimanı tasarım standartları, devlet denetimi ve nihayetinde bağımsız soruşturma mekanizmalarının işleyişi gibi birçok faktör masaya yatırılmayı bekliyor. Mağdur ailelerin adalet arayışı, sadece suçluların bulunması değil, tüm bu sistemdeki çatlakların onarılması ve gelecekte canların kurtarılması yönünde. Bir yıl sonra, cevaplardan çok soruların büyüdüğü bu trajedide, gerçek hesap vermenin ve güvenliğin ne zaman sağlanacağı ise belirsizliğini koruyor.