Fenerbahçe’de Sarsıntı: Yüksek Divan Üyesi Saran’a İstifa Çağrısı Yaptı

Fenerbahçe Spor Kulübü, başkan Sadettin Saran’ın saç örneğinde kokain tespit edilmesiyle sarsıcı bir iç krizin eşiğine sürüklendi. Kulübün Yüksek Divan Kurulu Üyesi Sait Yılmaz, çarpıcı bir çıkışla başkana istifa çağrısında bulunarak yönetim kurulunu derhal harekete geçmeye çağırdı.

Kulübün en yüksek danışma organlarından Yüksek Divan Kurulu’ndan gelen bu sert talep, sarı-lacivertli camiada adeta bir deprem etkisi yarattı. Yılmaz’ın açıklaması, yalnızca bir istifa talebinden öte, kulübün tarihsel itibarını korumak adına acil ve köklü bir yönetim değişikliğinin kaçınılmazlığını vurgulayan bir manifesto niteliğinde.

Tarihsel Bir Hatırlatma ve Keskin Bir Ayrım

Sait Yılmaz, açıklamasına güçlü bir tarihsel göndermeyle başlayarak kamuoyunda oluşabilecek yanlış algıları bertaraf etmeye çalıştı. 3 Temmuz sürecini hatırlatarak, o dönemde kulübü “ele geçirmeye çalışan hainlere” karşı verilen varoluş mücadelesinin zaferle sonuçlandığını vurguladı.

“Kimse bugünkü olayları 3 Temmuz kumpas süreciyle aynı kefeye koymasın. 3 Temmuz’da kulübümüzü ele geçirmeye çalışan hainlere karşı dimdik durduk ve kazandık. Ancak bugün yaşananlar, asırlık çınar Fenerbahçe ile hiçbir şekilde bağdaştırılamaz.”

Yılmaz, bu net vurguyla, geçmişte kulübe yönelik organize bir saldırıyı, bugün başkanın şahsıyla sınırlı olduğu öne sürülen olaydan kesin bir şekilde ayırmayı hedefliyor. Bu ayrım, olayın Fenerbahçe’nin kurumsal kimliğine mal edilmesine karşı duruşunun da temel dayanağını oluşturuyor.

“Bu Olay Yalnızca Sn. Sadettin Saran’ın Kişisel Sorunudur”

Yılmaz’ın açıklamasının en çarpıcı noktalarından biri, konuyu başkanın kişisel alanına sıkı sıkıya bağlayan açık ifadesi oldu. “Bu olay yalnızca Sn. Sadettin Saran’ın kişisel meselesidir” diyerek, aynı zamanda bu durumu kulübe mal etmeye çalışacak “karanlık odaklara” karşı duruşlarının kararlı olduğunu beyan etti.

Ne var ki, kişisel olarak tanımlansa da bu meselenin, başkanlık makamının ağırlığı nedeniyle kaçınılmaz olarak kulübün geneline yansıma riski, Yılmaz’ın en büyük endişesi olarak öne çıkıyor. Fenerbahçe’nin böylesi bir olayla anılmasını “asla kabul edilemez” olarak nitelendiren Yılmaz, tüm çabanın kulübün zarar görmesini engellemeye odaklanması gerektiğini ısrarla belirtti.

Hızlı ve Kararlı Bir Çözüm: Olağanüstü Genel Kurul Talebi

Sait Yılmaz, krizin yönetimi için somut ve acil bir yol haritası sundu. Sadettin Saran’a yönelik çağrısında, “Fenerbahçe bu yükü taşıyamaz” diyerek, sürecin daha fazla zarar vermeden görevden ayrılmasını talep etti. Aynı zamanda yönetim kurulunun derhal olağanüstü genel kurul (OGK) kararı alarak kulübün önünü açmasını istedi.

Bu öneri, olağan yönetim sürecini bir kenara bırakarak, nihai karar merci olan genel kurul üyelerine, yani kulübün gerçek sahiplerine yetki devretmeyi öngörüyor. Bu adım, hem şeffaf ve demokratik bir çözüm yolu sunarken hem de kulübün geleceğine dair belirsizlikleri en kısa sürede ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Taraftara ve Üyelere Sağduyu ve Güven Mesajı

Sait Yılmaz, açıklamasını Fenerbahçe taraftarına ve üyelerine hitap ederek sonlandırdı. Zihinlerdeki karmaşayı ve “acaba”ları anlayışla karşıladığını ifade ederek başladığı bu bölümde, esas vurguyu sağduyuya, tarihsel bilince ve kolektif şuura yaptı.

“Böylesi bir süreçte bile Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler sağduyusunu muhafaza edecektir, etmelidir. Üyelerimiz ve taraftarlarımız, bu sorunu yakından izleyerek Fenerbahçemizin zarar görmesini engelleyecek tarihsel bilinç ve sorumluluğa sahiptir.”

Yılmaz, taraftarların ve üyelerin içlerinin rahat olmasını dileyerek, kulübün bu zorlu süreçten “en az hasarla” çıkmasını sağlamanın kendileri için birincil görev olduğunu taahhüt etti. “Kimsenin şüphesi ya da endişesi olmasın” sözleriyle, kurumsal mekanizmaların devrede olduğunu ve kulübün çıkarlarının korunacağına dair güçlü bir güvence sundu.