Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran’ın Saç Örneğinde Kokain Tespiti: Başkanlık Kriterleri ve Hukuki Süreç
Türkiye spor dünyasının önde gelenbobin
Assistant: öne çıkan isimlerinden, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran hakkında yürütülen uyuşturucu soruşturmasında çarpıcı bir gelişme yaşandı. Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilen Saran’ın saç örneğinde yapılan detaylı analizler sonucunda ‘kokain pozitif’ bulgusu saptandı. Bu bilimsel rapor, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi olarak iletildi.
Sadettin Saran’a yönelik soruşturma, “uyuşturucu madde kullanmak”, “uyuşturucu madde temin etmek” ve “kullanımını kolaylaştırmak” suçlamalarıyla başlatılmıştı. Savcılıkça alınan ifadenin ardından, somut delil arayışı kapsamında Saran’ın saç örneği Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Saç folikülü analizi, geçmişe dönük madde kullanımını tespit etmede son derece güvenilir bir yöntem olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, ATK’nın ‘pozitif’ sonucu, hukuki süreçte belirleyici bir delil niteliği taşıyor.
Raporun kamuoyuyla paylaşılmasının ardından tartışmalar yalnızca hukuki boyutla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin en köklü spor kulüplerinden biri olan Fenerbahçe’de başkanlık makamının geleceği ciddi bir belirsizlik içerisine sürüklendi. Spor kamuoyu ve kulüp paydaşları, tüzük hükümlerini ve olası gelişmeleri ateşli bir şekilde tartışmaya başladı.
Fenerbahçe Spor Kulübü Tüzüğü’nün İkinci Bölüm 6. Maddesi (b) bendi, bir üyenin hangi suçlardan mahkûm olması durumunda üyelikten çıkarılacağını ve dolayısıyla başkanlık gibi bir görevi üstlenemeyeceğini açıkça düzenliyor. Bu madde kapsamında, “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma” suçu da doğrudan yer alıyor. Hükme göre, bu suçtan mahkûmiyet durumunda kişinin kulüp üyeliği sona eriyor ve başkanlık görevi de otomatik olarak düşüyor.
Ancak burada dikkat çeken kritik unsur, “mahkûm olma” şartıdır. Şu anda süreç, soruşturma ve iddianame aşamasında bulunuyor. Adli Tıp raporu, savcılık soruşturması için yalnızca bir delil niteliğinde. Saran’ın bu rapor doğrultusunda suçlu bulunup bulunmayacağı, yargılama sürecinin nihai sonucuna bağlı. Dolayısıyla, tüzük hükmünün uygulanabilmesi için kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı gerekiyor. İtirazlar ve temyiz süreçleri nedeniyle bu durum aylar, hatta yıllar sürebilir.
“Ertelenmiş veya kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilmiş hükümler hariç olmak üzere, Devletin güvenliğine karşı suçları, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları, erteleme, seçenek yaptırıma çevirme kararı verilmeksizin; tehdit, şantaj, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörün finansmanı, istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçlardan, kasten öldürme, işkence ve eziyet, nefret ve ayırımcılık, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, fuhuş, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanma için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, şike veya teşvik primi, kanuna aykırı olarak spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans oyunlarını oynatma, oynatılmasına yer ve imkân sağlama, reklamını yapma veya para nakline aracılık etmek suçlarından mahkum olanlar, üye olamaz…”
Gazeteci İsmail Saymaz’ın elde ettiği bilgilere göre, Sadettin Saran’ın avukatları, Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı rapora itiraz etmeye hazırlanıyor. İtirazın gerekçesi henüz tam olarak netleşmese de, saç örneğinin alınma süreci, saklama koşulları, laboratuvar analiz yöntemleri veya sonuçların yorumlanması gibi teknik ve hukuki ayrıntılara odaklanacağı tahmin ediliyor. Bu tür bir itiraz, yargı sürecini uzatabilir ve raporun kesin delil olarak kabul edilip edilmeyeceği konusunda yeni bir tartışma başlatabilir.
Bu gelişmelerin ışığında, Sadettin Saran’ın kulüp içerisindeki pozisyonu da sorgulanmaya başlandı. Saran’ın şu an için istifa etmeyi düşünmediği ve kendisine yöneltilen kokain kullanma suçlamalarını kesin bir dille reddettiği öğrenildi. Başkan, büyük olasılıkla hukuki sürecin tamamlanmasını ve kendisini aklayacağına inandığı yargı kararını bekleme stratejisi izliyor. Ancak spor camiası ve medyada, kulübün saygınlığı ve yönetimde istikrar adına bu sürecin Saran’ın başkanlık görevini fiilen etkileyip etkilemeyeceği konusunda yoğun bir spekülasyon dalgası sürüyor.
Özetle: Sadettin Saran’ın saç örneğinde kokain tespit edilmesi, yalnızca bireysel bir hukuki soruşturmanın ötesine geçerek Türk sporunun köklü kulüplerinden birinin üst yönetimini derinden etkileyen bir krize dönüştü. Önümüzdeki günlerde savcılığın raporu nasıl değerlendireceği, bir iddianame hazırlanıp hazırlanmayacağı, avukatların itirazının sonucu ve nihayetinde Fenerbahçe Yönetim Kurulu ile Divan Kurulu’nun bu konuda bir duruş sergileyip sergilemeyeceği sürecin yönünü tayin edecek. Bu olay, spor hukuku, kulüp tüzüklerinin uygulanabilirliği ve spor yöneticiliği etiği açısından emsal teşkil edecek bir vaka olarak tarihe geçmeye aday görünüyor.