Almanya Ekonomisinde Yavaş Toparlanma: Bundesbank Büyüme Tahminlerini Düşürdü, Enflasyon ve Borç Uyarısı Yaptı
Avrupa’nın lokomotif ekonomisi, yüksek enerji maliyetleri, küresel ticaret gerilimleri ve iç talepteki zayıflıkla mücadele ederken, merkez bankası önümüzdeki yıllara dair ihtiyatlı bir tablo çizdi. Toparlanmanın anahtarı ise kamu harcamaları ve ihracatta aranıyor.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Avrupa’nın en büyük ekonomisinin uzun süredir içinde bulunduğu durgunluktan çıkışının, önceki tahminlerden daha yavaş ve sancılı olacağı sinyalini verdi. Bankanın yayımladığı altı aylık kapsamlı ekonomi tahmin raporu, gelecek yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,7’den yüzde 0,6’ya indirirken, enflasyonun düşüş hızının da hayal kırıklığı yaratacağını ortaya koydu.
Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, raporun sunumunda yaptığı değerlendirmede, “Alman ekonomisinde 2026’da tekrar toparlanma görülecek. Önümüzdeki bahardan itibaren büyüme, öncelikle kamu harcamaları ve ihracattaki canlanma sayesinde belirgin bir şekilde hızlanacak.” ifadelerini kullandı. Ancak bu iyimserliğin önünde, yüksek ücret artışlarından kaynaklanan enflasyon baskısı ve artan kamu borcu gibi önemli engeller bulunuyor.
Büyüme ve Enflasyon Tahminlerinde Kritik Revizyonlar
Raporda öne çıkan güncellenmiş rakamlar şöyle:
- Büyüme (Takvim Etkisinden Arındırılmış GSYH):
- 2024: %0,2 (Haziran tahmini: %0)
- 2025: %0,6 (Önceki tahmin: %0,7)
- 2026: %1,3
- 2027: %1,1
- Enflasyon (AB Uyumlu TÜFE):
- 2024: %2,3 (Önceki tahmin: %2,2)
- 2025: %2,2
- 2026: %1,5 (Haziran tahminiyle aynı)
- 2027: %2,1
Toparlanmanın Üç Ayağı: Kamu Harcamaları, Ücretler ve İhracat
Bundesbank raporu, ekonomideki canlanmanın itici güçlerini detaylandırıyor. Buna göre, kamu yatırımlarındaki artışın ilk işaretleri görülmeye başlandı. Özellikle savunma bütçesindeki genişleme ve ertelenmiş altyapı projelerine ayrılan kaynakların, 2025 yılı boyunca büyümeye destek sağlaması bekleniyor. Hükümetin bu alandaki taahhütleri, ekonomiyi durgunluktan çıkarmak için kilit öneme sahip.
Diğer yandan, iş gücü piyasasındaki sıkılık ücret artışlarını güçlü seviyede tutuyor. Raporda, “Güçlü bir şekilde artan ücretler ve kademeli olarak iyileşen iş gücü piyasası, reel gelirleri ve dolayısıyla özel tüketimi destekliyor.” deniliyor. Bu durum, hane halkı harcamalarının ekonomi için bir dayanak noktası olmaya devam edeceğine işaret ediyor.
Üçüncü destek noktası ise ihracat. ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük vergileri nedeniyle son dönemde düşüş yaşayan dış satımın, gelecek yıl yeniden büyüme trendine girmesi öngörülüyor. Ayrıca, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz indirim sürecinin devam etmesiyle birlikte, konut inşaatı sektöründeki yatırımların da dibi görerek toparlanmaya başlayacağı tahmin ediliyor.
Enflasyon İnatçı, Borç Yükü Artıyor
Raporun en dikkat çeken uyarılarından biri enflasyona dair. Bundesbank, özellikle hizmet sektöründeki güçlü ücret artışları ve enerji fiyatlarındaki düşüşün sınırlı kalması nedeniyle, enflasyonun hedef olan %2 seviyesine düşüş hızının yavaş olacağını vurguluyor. Nagel, enflasyondaki düşüşün beklentilerin gerisinde kaldığını ve bunun başlıca nedeninin yüksek ücret artışları olduğunu belirtti.
Bir diğer önemli risk ise mali disiplinde. Savunma ve altyapı harcamalarındaki keskin artışın yanı sıra tartışmalı vergi indirimleri, kamu maliyesi üzerinde baskı oluşturuyor. Bundesbank’ın projeksiyonlarına göre, 2028 yılına kadar bütçe açığının GSYH’nin %4,8’ine, genel kamu borcunun GSYH’ye oranının ise %68’e yükseleceği öngörülüyor. Bu nedenle Joachim Nagel, gelecekte sağlam bir kamu maliyesi için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, yatırımları teşvik eden ancak borçlanmaya sınır getiren reforme edilmiş bir “borç freni” mekanizması önerisinde bulundu.
Teknik Resesyondan Kurtulan Ekonomi ve Dış Tehditler
Alman ekonomisi, 2024 yılını teknik resesyon tehlikesiyle mücadele ederek geçirdi. İlk çeyrekte %0,3 büyümenin ardından ikinci çeyrekte %0,2 daralan ekonomi, üçüncü çeyrekte %0 büyüme kaydederek daralmadan kurtuldu. Ancak bu zayıf performansın arka planında bir dizi yapısal ve konjonktürel sorun yatıyor.
Yüksek enerji maliyetleri, Rusya-Ukrayna savaşının kalıcı bir mirası olarak sanayi üretimini baskılamaya devam ediyor. Küresel talepteki zayıflık ve ABD’nin korumacı ticaret politikaları ihracatçı şirketlerin önündeki engeller. Ayrıca, Çin’in gelişen üretim kapasitesi nedeniyle birçok ara malları artık kendisinin üretmesi, Almanya’nın bu pazardaki ihracatını olumsuz etkiliyor.
Otomotiv gibi kritik sektörlerde yaşanan “çip kıtlığı” sorunu da üretimde duraksamalara yol açan bir diğer faktör olarak öne çıkıyor. Tüm bu dış etkenler, Alman hükümetinin iç talebi canlandırma ve kamu yatırımlarını hızlandırma planlarını daha da önemli hale getiriyor.
Hükümetin kendi büyüme tahminleri, Bundesbank’ınkinden daha iyimser bir tablo çiziyor. 8 Ekim’de revize edilen resmi tahminlere göre, ekonomi 2024’te %0,2, 2025’te %1,3 ve 2027’de %1,4 büyüyecek. Bu fark, hükümetin kamu harcamalarının ekonomiyi canlandırma etkisine dair daha güçlü bir inanca sahip olduğunu gösteriyor. Ancak uzmanlar, bu önlemlerin sahada somut sonuç vermesinin beklenenden uzun sürebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Sonuç olarak, Bundesbank’ın raporu, Alman ekonomisi için kısa vadede ihtiyatlı, orta vadede ise tedbirli bir iyimserliğin hakim olduğunu ortaya koyuyor. Toparlanma, kamu harcamalarının motor gücüne ve küresel ticaretin canlanmasına bağlı görünüyor. Ancak bu süreç, inatçı enflasyon ve artan kamu borcu gibi yeni risklerle mücadele etmek zorunda kalacak. Avrupa ekonomisinin kalbinin nasıl atacağı, önümüzdeki birkaç yıl içinde atılacak politika adımlarının başarısına bağlı olacak.
Bu analiz haberi, Bundesbank’ın 6 aylık ekonomi tahmin raporu, banka başkanı Joachim Nagel’in açıklamaları ve Alman ekonomisinin güncel performans verileri esas alınarak detaylandırılmıştır. Kaynak: www.sozcu.com.tr (Mega Ajans).