Maske geri mi dönüyor?






Grip Sezonu Erken Başladı: Uzmanlar Kritik Uyarılarda Bulunuyor


Viral Fırtına Kapıda: Grip Sezonu Beklenenden Erken ve Güçlü Başladı, Uzmanlar Alarma Geçti

Sonbaharın gelişiyle birlikte, solunum yolu enfeksiyonları her yıl olduğu gibi yeniden gündeme gelirken, bu yıl tablo endişe verici bir erkenlik ve şiddetle karşımıza çıkıyor. Henüz klasik grip mevsimi tam anlamıyla başlamamışken, viral enfeksiyonlar etkisini göstermeye başladı. Ancak asıl dikkat çeken gelişme, Avrupa kıtasında yaşanıyor. Birçok ülkede, özellikle Influenza A kaynaklı grip vakalarında ani ve keskin bir yükseliş gözlemleniyor. Letonya, resmi olarak influenza salgını ilan ederken, İngiltere’de vakaların hızla yayıldığı bazı bölgelerde okulların tatil edilmesi, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Bu gelişmeler ışığında, dünya genelindeki sağlık otoriteleri harekete geçmiş durumda. Özellikle yaşlılar, kronik rahatsızlığı bulunanlar ve çocuklar için risk seviyesinin yüksek olduğu vurgulanırken, unutulmaya yüz tutmuş tedbirler yeniden hatırlatılıyor: Maske, mesafe ve aşı. Pandemi döneminde alışkanlık haline gelen bu korunma yöntemleri, artan grip vakaları nedeniyle bir kez daha güncelliğini kazanıyor.

Türkiye’deki Tablo: Rinovirüs, Grip ve Zatürre Artışı

Peki, Avrupa’daki bu hareketlilik Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gökçe Demir, son günlerde ülkemizde de grip vakalarında bir artış trendi gözlemlediklerini belirtiyor. Dr. Demir’in klinik gözlemleri, polikliniklere yansıyan tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor:

“Son dönemde polikliniklerimizde en sık nezleye neden olan rinovirüs ve enterovirüs enfeksiyonlarında belirgin bir artış gözlemliyoruz. Ayrıca zaman zaman adenovirüs vakalarına da rastlanıyor. Bununla birlikte, Avrupa’daki tabloya benzer şekilde son haftalarda Influenza A yani mevsimsel grip vakalarının yükseldiğini görüyoruz. Ara sıra da olsa Covid-19’a bağlı enfeksiyonların devam ettiğini söylemek mümkün.”

Hastaların genellikle halsizlik, şiddetli kas-eklem ağrıları, burun akıntısı, tıkanıklığı, öksürük ve ateş gibi şikayetlerle başvurduğunu aktaran Dr. Demir, doğru tedavi için hangi mikroorganizmayla mücadele ettiklerini bilmenin şart olduğunu vurguluyor. Bu nedenle ileri tetkiklerin yapıldığını ve Influenza için etkili olan spesifik antiviral tedavilerin uygun hastalarda uygulandığını ifade ediyor.

Bir diğer kritik nokta ise, zatürre (pnömoni) vakalarındaki artış. Dr. Demir, ağızdan alınan antibiyotiklere yanıt vermeyen ağır zatürre hastalarında, hastaneye yatış yapılarak damardan antibiyotik tedavisi uygulandığını belirtiyor. Bu durum, enfeksiyonların hafife alınmaması gerektiğinin bir göstergesi.

“Hastalık Uzuyor” Algısının Ardındaki Gerçek: Dinlenmeme ve Korunmama

Son yıllarda, “Viral enfeksiyonlar eskiye göre daha uzun sürüyor” şeklinde yaygın bir algı bulunuyor. Dr. Gökçe Demir’e göre bu durumun temel nedeni, virüslerin değişimi değil, insanların yaşam tarzı. Yeterince dinlenilmemesi, iyileşme sürecini doğrudan etkiliyor.

İstirahat edilmediğinde, mevcut enfeksiyonun şiddeti ve süresi artarken, kişi tam olarak iyileşmeden yeni virüslerle tekrar enfekte olabiliyor. Ayrıca, toplu taşıma veya kalabalık ofisler gibi riskli ortamlarda maske kullanmamak da bu süreci uzatan önemli bir faktör. Dr. Demir, iyileşmenin gecikmesinin çoğu zaman virüslerden değil, dinlenme ve korunma eksikliğinden kaynaklandığının altını çiziyor.

Önümüzdeki Günler İçin Kritik Uyarı: Grip Dalgası Yolda

Uzman isim, önümüzdeki süreç için net bir öngörüde bulunuyor: Influenza A vakalarında çok daha belirgin ve yaygın bir yükseliş bekleniyor. Mevsimsel gribin, damlacık ve temas yoluyla oldukça kolay bulaşabilmesi, onu özellikle kapalı ve kalabalık alanlarda çok tehlikeli kılıyor.

“Sınıflarda, toplantı salonlarında, alışveriş merkezlerinde ve ortak kullanılan kapalı ofislerde hızlı bir yayılım gösterebilir. Bu nedenle özellikle kalabalık kapalı alanlarda dikkatli olmakta fayda var.”

Ailelere ve Ebeveynlere Çağrı: Hasta Çocuk Okula Gönderilmemeli!

Dr. Demir, bu dönemde velilerin son derece dikkatli ve sorumlu davranması gerektiği konusunda uyarıyor. Maalesef pek çok aile, çocuklarının derslerinden geri kalmaması için onları hasta olsalar bile okula göndermeye devam ediyor. Bu davranış, zincirleme bir etki yaratıyor:

  • Çocuğun iyileşme süreci uzuyor.
  • Hastalık, sınıftaki diğer çocuklara bulaşıyor.
  • Hasta çocuk, evdeki kronik hastalığı bulunan büyükanne, büyükbaba veya ebeveynine enfeksiyonu taşıyarak onlar için ciddi bir risk oluşturuyor.

Bu nedenle, üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gösteren veya grip tanısı almış bir çocuğun, en az 3-5 gün okula gitmemesi ve evde istirahat etmesi hem kendi sağlığı hem de toplum sağlığı için hayati önem taşıyor.

Ne Zaman Evde Takip, Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Her burun akıntısı veya hapşırık için hastaneye koşmak gerekmiyor. Dr. Demir, belirtiler hafif bir nezle şeklindeyse (hafif aksırma, burun akıntısı), parasetamol içeren ağrı kesiciler ve burun damlaları gibi destekleyici tedavilerle evde takibin mümkün olduğunu söylüyor.

Ancak, yüksek ateşin eşlik ettiği, belirgin kas-eklem ağrısı, üşüme-titreme, şiddetli boğaz ağrısı gibi semptomlar varsa, vakit kaybetmeden bir doktora başvurmak gerekiyor. Doğru tanı ve uygun tedavi planı için tıbbi değerlendirme şart.

Korunmanın Altın Kuralları: El Hijyeni, Maske ve Aşı

Viral enfeksiyonlardan korunmanın en basit, en ekonomik ve en etkili yolu el hijyeni. Konuşma, öksürme ve hapşırma sırasında saçılan damlacıklar, kapı kolları, klavyeler, masalar gibi yüzeylere bulaşıyor. Kontamine olmuş bir yüzeye dokunan el, ağız, burun veya göze götürüldüğünde enfeksiyon kapılabiliyor. Bu nedenle düzenli ve doğru el yıkama alışkanlığı hayati önemde.

Maske konusuna gelince; Türkiye’de genel bir maske zorunluluğu bulunmuyor. Ancak Dr. Demir, risk grupları için maskenin hala çok değerli bir koruyucu olduğunu vurguluyor:

  • 50 yaş üzeri bireylerin riskli ortamlarda maske kullanmaya devam etmesi büyük önem taşıyor. 65 yaş üzeri için bu önem daha da kritik bir hal alıyor.
  • Kronik akciğer hastalığı (Astım, KOAH), kalp hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve diyabet hastaları, kapalı/kalabalık alanlarda mutlaka cerrahi maske takmalı.

Son olarak, unutulmaması gereken bir diğer koruyucu silah: Grip aşısı. Dr. Demir, aşı yaptırmak için geç olmadığını hatırlatarak, özellikle risk grubundaki kişilerin ve onlarla temas halinde olanların aşılarını geciktirmemesi gerektiğini ifade ediyor.

Özetle, erken başlayan ve sert geçmesi beklenen bu grip sezonunda, bireysel tedbirler toplum sağlığının korunmasında kilit rol oynayacak. Dinlenmek, el yıkamak, risk durumunda maske takmak ve aşı olmak, bu kışı sağlıklı atlatmanın en güvenilir yolları olarak öne çıkıyor.

Haber, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gökçe Demir’in açıklamaları ve güncel sağlık verileri ışığında detaylandırılarak hazırlanmıştır. Koruyucu sağlık tedbirleri ve kişisel durumunuzla ilgili en doğru bilgi için lütfen hekiminize başvurunuz.


İlgili Haberler

Damar tıraşıyla ayağa kalktı

haberci

Tek elle telefon kullanan herkesi ilgilendiriyor

haberci

Sağlık için en kritik unsur belli oldu: Egzersizden bile daha önemli

haberci
Yükleniyor....

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası
gazete haberleri