Beyaz Saray’dan Kritik Açıklamalar: Trump, Şara’ya Güvendiğini Tekrarladı, Gazze Planını Detaylandırdı
Meksika Sınır Savunma Madalyası töreni, beklenmedik bir şekilde Orta Doğu politikasına dair önemli soruların ve net mesajların sahnesi oldu.
Beyaz Saray’ın tören salonunda düzenlenen Meksika Sınır Savunma Madalyası takdim töreni, planlanan protokolün ötesine geçerek, Başkan Donald Trump’ın basın mensuplarının ateşli sorularına yanıt verdiği canlı bir politik forum havasına büründü. Madalya takdiminin gölgesinde kalan basın toplantısı, özellikle Suriye’deki son ölümlü saldırı ve Gazze için öngörülen uluslararası güç hakkında şaşırtıcı açıklamalara sahne oldu.
Trump’ın, Suriye’deki saldırıya rağmen Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın yerine geçen Ahmed Şara’ya olan güvenini sürdürdüğünü açıklaması, dış politika gözlemcileri arasında derin bir şaşkınlık ve analiz dalgası başlattı. Bu duruş, ABD’nin bölgedeki stratejik pozisyonunun ve müttefik seçimlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönündeki soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
“Evet, Hala Güveniyorum”: Şara’ya Sarsılmayan Destek
Gazetecilerin odak noktası, 13 Aralık’ta Suriye’de düzenlenen ve 2 ABD askeri ile 1 ABD vatandaşının hayatını kaybettiği, 3 askerin de yaralandığı silahlı saldırı oldu. Bu kanlı olayın ardından, Başkan Trump’a Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya duyduğu güvenin halen geçerli olup olmadığı soruldu. Trump, tereddütsüz bir şekilde, “Evet, hala güveniyorum” cevabını vererek, Washington’daki birçok kesimin beklentilerinin aksine net bir tavır sergiledi.
Trump, açıklamalarını şu sözlerle derinleştirdi: “Bu, Suriye’nin gerçekten çok fazla kontrol edemedikleri bir kısmı. Sürpriz oldu, bu konuda (Şara) çok üzgün. Bunun üzerinde çalışıyor, güçlü bir adam.” Bu ifadeler, saldırının Şara yönetiminin doğrudan sorumluluğunda olmadığına dair inancını ve Şara’yı bölgedeki istikrar için gerekli bir aktör olarak gördüğüne dair güçlü bir sinyal olarak yorumlandı.
Saldırının faili olarak terör örgütü DAEŞ’i işaret eden Trump, misilleme vaadinde de bulundu: “DAEŞ’i sert bir şekilde vuracaklarız.” Bu açıklama, bölgedeki ABD varlığının temel gerekçelerinden birini yeniden hatırlatırken, askeri stratejinin devam edeceğinin de altını çizdi.
Suriye’deki ABD Askerlerinin Misyonu: “Orta Doğu’da Barış”
Neden Suriye’de ABD askeri bulundurulmaya devam edildiği sorusuna ise Trump, geniş bir stratejik çerçeve çizerek yanıt verdi: “Çünkü Orta Doğu’da barışın sağlanmasını ve devam etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Suriye’de asker bulundurmak da bu çabanın bir parçası.” Bu ifade, izolasyonist söylemleriyle bilinen Başkan’ın, pratikte bölgede kalıcı bir askeri ve diplomatik angajmanı sürdürdüğünü gösterdi.
Trump, konuşmasının devamında bölgenin karmaşık yapısına atıfta bulunarak, söz konusu coğrafyayı “dünyanın zorlu bir bölgesi” olarak nitelendirdi. Ardından, geçmiş dönem politikalarına da bir gönderme yaparak şunları ekledi: “(Beşar) Esad’dan kurtulduk, gerçekten kötü olan ve Orta Doğu’da barışın önünde engel olan diğer insanlardan kurtulduk.” Bu sözler, mevcut yönetimin, önceki rejimlerden ve aktörlerden farklı bir sayfa açtığı iddiasını bir kez daha vurguladı.
Gazze Planı: “İstediğim Kadar Asker Gönderecekler”
Basın toplantısının bir diğer çarpıcı başlığı, Gazze için tasarlanan uluslararası istikrar gücü oldu. Trump’a, bu gücün ne zaman faaliyete geçeceği sorulduğunda, beklenmedik bir iyimserlikle yanıt verdi: “Bence bir biçimde zaten faaliyette. Zaten çok güçlü bir biçimde çalışıyor.”
Bu gizemli ifadenin ardından, plana dair daha somut detayları paylaştı. Uluslararası İstikrar Gücü’ne daha fazla ülkenin katılacağını belirten Trump, “İstediğim kadar asker gönderecekler” açıklamasını yaparak, kendisine bu konuda geniş bir destek ve inisiyatif alanı tanındığı mesajını verdi.
Daha da dikkat çekici olan, Trump’ın bu güce yönelik uluslararası ilgiye dair yaptığı değerlendirmeydi. Orta Doğu’da fiziken bulunmayan ancak bölgede barış görmek isteyen ülkelerin de söz konusu güce katılmak istediğini aktaran Trump, bu durumu “oldukça şaşırtıcı” bulduğunu ifade etti. Bu açıklama, Gazze’ye yönelik önerilen çok uluslu yapının, geleneksel aktörlerin ötesine nasıl genişleyebileceğine dair ipuçları taşıyor.
Beyaz Saray’daki bu basın buluşması, sınır güvenliği madalyalarının ötesine geçerek, ABD’nin Suriye’deki tutumundaki sürekliliği ve Gazze’ye dair iddialı yeni bir güvenlik mimarisi planını tüm dünyaya duyurdu. Trump’ın Şara’ya verdiği koşulsuz güven beyanı, önümüzdeki dönemde Kongre’den ve uluslararası müttefiklerden gelecek tepkilerin habercisi olabilir. Gazze planındaki iddialı “istediğim kadar asker” vurgusu ise, bölgede henüz şekillenmekte olan ve birçok belirsizliği barındıran yeni bir uluslararası girişimin kapısını aralıyor.
Haber, Beyaz Saray’da düzenlenen Meksika Sınır Savunma Madalyası töreni sonrasındaki basın toplantısından elde edilen bilgilere dayanarak genişletilmiş ve detaylandırılmıştır.