Burak Yılmaz’dan Sarsıcı Açıklama: “Burada Olmayacağım”

Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında yaşananlar, Gaziantep FK’da bir depreme neden oldu. Deplasmanda Göztepe’ye 1-0 mağlup olan takımın teknik direktörü Burak Yılmaz, maç sonrası kameraların karşısına geçti ve kulüp tarihinin en çarpıcı, en duygusal açıklamalarından birini yaptı. Yılmaz, sadece bir maçın analizini yapmakla kalmadı, adeta bir vedanın ve derin bir hayal kırıklığının şifrelerini paylaştı.

Mikrofona ilk yaklaştığında yüzündeki ifade, sıradan bir teknik direktör portresinden çok uzaktı. Gözlerinde bir yorgunluk, birikmiş bir tepki ve kararlı bir ayrılık sinyali vardı. “Farklı şeyler var” diyerek başladığı cümleler, aslında perdenin arkasındaki gerilime dair ilk ipucuydu. Ancak asıl vurucu ifade, konuşmasının ilerleyen dakikalarında geldi: “Ondan sonra ben burada olmayacağım.” Bu sözler, Burak Yılmaz’ın Gaziantep FK yolculuğunun beklenenden çok daha erken sona ereceğinin resmi ilanı gibiydi.

Sıfırdan 23 Puana Uzanan Zorlu Yolculuk

Yılmaz, açıklamasının önemli bir bölümünü, takımı devraldığı andaki dramatik tabloyu hatırlatarak geçirdi. Kulübün içinde bulunduğu umutsuz durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. “Hepiniz kesin olarak küme düştü diye baktığınız bir Gaziantep FK vardı” diyen Yılmaz, o günleri şu sözlerle anlattı: “0 puan, 6 gol yemiş, hiç gol atamamış Gaziantep FK.” Bu ifadeler, sezonun başındaki karanlık tabloyu gözler önüne seriyordu.

Ancak Yılmaz’ın altını çizdiği nokta, bu enkazın içinden çıkardıklarıydı. Takımın geldiği noktayı, “bugün 23 puanla herkesin Avrupa hayalleri kurduğu bir takım konumunda” sözleriyle tarif etti. Bu karşılaştırma, onun önderliğinde takımın kat ettiği mesafeyi özetlemek için yeterliydi. Ligin dibinden orta sıralara tırmanan bir başarı hikayesinin mimarı, şimdi eleştiri oklarının hedefindeydi.

Tribünden Yükselen Küfürler ve “Vefa” Sitemi

Açıklamalarının en dokunaklı ve en öfkeli kısmı, taraftar tepkisine dairdi. Göztepe maçı sırasında tribünlerden gelen tepkiler, Yılmaz’ı derinden yaralamışa benziyordu. “Bakıyorum ki tribünün arkasından bana küfür ediyorlar” ifadesi, yaşadığı hayal kırıklığının boyutunu gösterdi. Taraftarın “Burak Hoca takım neden oynamıyor” şeklindeki serzenişlerine de değindi.

Bu noktada, Yılmaz’ın sitemi sadece eleştirilere değil, daha derin bir hisse yönelikti: Vefa duygusunun yokluğuna. “İnsanda biraz kıymet duygusu olur. Biraz vefa duygusu olur” diyerek, gösterdiği emek ve ulaştırdığı noktaya rağmen takdir görememekten duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu sözler, profesyonel futbol dünyasının acımasız yüzüne dair bir isyanı da barındırıyordu.

“Siyaset” Vurgusu ve Başkan’a Yönelik Eleştirilere Tepki

Burak Yılmaz, yaşanan gerginliğin arka planında siyasi çekişmelerin de olduğuna işaret etti. “Bu şehirde siyaset fazla” yorumunu yaparak, kulüp içindeki gerilimlerin futbol sahasının ötesine uzandığını ima etti. Özellikle kulüp başkanına yönelik eleştirilerin kendi üzerinden yapılmasına dair tespiti dikkat çekiciydi.

“Özellikle başkanıma vurmak isteyenlerin benim üzerimden yapmasını kabul edebilirim” diyen Yılmaz, bu duruma bir noktaya kadar anlayış gösterebileceğini belirtti. Ancak hemen ardından gelen, “ama ben hiçbir zaman kimsenin adamı olmadığım için bunları asla ve asla kabul etmiyorum” açıklaması, onun tarafsız ve bağımsız duruşuna vurgu yaptı. Bu ifade, kendisinin herhangi bir grubun veya çıkarın temsilcisi olmadığını, sadece futbol adamı kimliğiyle hareket ettiğini net bir şekilde ortaya koydu.

Son İki Maç ve Vedanın Planı

Kararını netleştiren Yılmaz, önündeki son iki maça odaklanacağını açıkladı. Ziraat Türkiye Kupası’nda Çaykur Rizespor ve ligde İstanbul Başakşehir ile oynanacak karşılaşmalar, onun Gaziantep FK kariyerinin final maçları olacak. Bu maçlara dair hedefi ise son derece iddialıydı: “Allah’ın izniyle hem kupada Rize’yi hem de Başakşehir maçında galip geleceğiz.”

Bu zaferlerin ardından ise sıra veda törenine gelecek. “Ondan sonra da helalleşeceğiz” sözü, bir dönemi noktalayacak olan vedanın naif ve olgun ifadesiydi. Ancak bu veda, Yılmaz’ın deyimiyle, “her şeyle mücadele eden, tesislerde kalan, ekibimle birlikte her şeyi yapan bir hoca” olarak hak etmediğini düşündüğü bir ortamda gerçekleşecek.

Yaralı Bir Gururun Savunması

Açıklamanın belki de en çarpıcı yanı, Burak Yılmaz’ın sadece kendisini değil, ekibini ve oyuncularını da savunmasıydı. Takımın içinde bulunduğu fiziki zorluklara dikkat çekti. “7 tane ilk 11 oyuncumuzun olmadığı yerde karşıdan ‘Burak Hoca neden oynamıyor bu takım’ demeyi hak etmedim” ifadesi, kadro derinliğinin yetersizliği ve sakatlıklar gibi objektif sorunlara vurgu yaptı.

Son söz olarak, “Benim oyuncularım hak etmedi. Benim ekibim hak etmedi” diyerek, beraber çalıştığı herkesin emeğine ve çabasına sahip çıktı. Bu açıklamalar, Burak Yılmaz’ın sadece bir teknik direktör olarak değil, bir lider olarak da sorumluluk hissettiğini ve ekibinin arkasında durduğunu gösterdi.

Burak Yılmaz’ın bu çıkışı, Süper Lig’de sadece bir teknik adamın istifasından çok daha fazlasını temsil ediyor. Futbolun arka planındaki insani dinamiklere, emeğin takdir görmemesine, siyasi çekişmelerin sahaya yansımasına ve profesyonel dünyada vefa kavramının ne kadar kırılgan olabildiğine dair derin bir sorgulamayı beraberinde getiriyor. Önümüzdeki iki maç, artık sadece birer futbol karşılaşması değil, bir vedanın ve yarım kalan bir projenin final sahnesi olacak.