Hamas’tan Kritik Ateşkes Mesajı: “Silahlarımız Meşru Haktır, Vesayeti Reddediyoruz”
Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye, hareketin 38. kuruluş yıl dönümünde yaptığı tarihi konuşmada, Gazze’nin geleceğine dair sert ve net çizgiler çizdi. Silahlanma hakkından uluslararası müdahaleye, yeniden imardan siyasi vesayete kadar uzanan kapsamlı açıklamalar, bölgedeki kırılgan ateşkesin ve gelecek müzakerelerin seyrini belirleyecek prensipleri ortaya koydu.
Hamas’ın üst düzey ismi ve Müzakere Heyeti Başkanı Halil el-Hayye, Filistin direniş hareketinin kuruluşunun 38. yılında, hareketin gelecek stratejisine ve devam eden ateşkes görüşmelerine dair önemli açıklamalarda bulundu. El-Aksa televizyonundan canlı yayınlanan konuşma, sadece bir yıl dönümü mesajı olmanın ötesinde, uluslararası kamuoyuna ve müzakerelerin taraflarına yönelik politik bir manifesto niteliği taşıyordu.
El-Hayye’nin üzerinde en çok vurgu yaptığı konu, direnişin silahlı kapasitesinin meşruiyeti oldu. “Direniş ve silahları, uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan ve bir Filistin devletinin kurulmasıyla bağlantılı meşru bir haktır” ifadesini kullanan el-Hayye, bu hakkın pazarlık konusu yapılamayacağının altını çizdi. Ona göre, Gazze’de kalıcı bir ateşkes ve normalleşme sağlamak amacıyla masaya getirilecek her türlü öneri, bu temel hakkı gözetmek ve korumak zorunda. Aksi takdirde, Hamas’ın bu önerileri inceleme ihtimali bulunmuyor.
Konuşmanın dikkat çeken bir diğer boyutu, Gazze’nin geleceğine dair yapılacak düzenlemelere getirilen kesin sınırlardı. El-Hayye, Gazze’yi “yeniden dizayn” etmeye yönelik her türlü girişimi ve Filistinlileri yerinden etmeye dair planları şiddetle kınadı. Bu ifadeler, özellikle İsrail’in savaş sonrası Gazze yönetimi için bazı uluslararası modeller önermesi ve bölgenin demografik yapısını değiştirme endişelerine bir cevap niteliğindeydi.
Siyasi irade ve özgürlük vurgusu da konuşmada öne çıktı. El-Hayye, “Filistin halkı kendi yöneticilerini seçme konusunda tek yetkili mercidir ve her türlü vesayeti reddediyoruz” diyerek, Gazze’nin iç işlerine yönelik dış müdahalelere kapıyı kapattı. Bu bağlamda, ateşkes sonrası süreçte gündeme gelen “Barış Konseyi” ve uluslararası istikrar gücü gibi yapıların rolüne de açıklık getirdi. El-Hayye’ye göre, uluslararası güçlerin tek görevi sınır güvenliğini sağlamak olmalı; Gazze’nin iç yönetimi, idaresi ve siyasi kararları kesinlikle Filistinlilerin elinde kalmalı.
Hamas’ın yönetim anlayışına dair somut bir adım da konuşmayla eş zamanlı yapılan yazılı açıklamada geldi. Açıklamada, Gazze Şeridi’nin idaresi için siyasi partilerden bağımsız, uzman isimlerden oluşan bir “teknokratlar komitesi” kurulması talep edildi. Bu komitenin acil görevi, yıkıma uğrayan hastaneleri, sağlık merkezlerini ve altyapıyı yeniden faaliyete geçirmek olacak. El-Hayye, Hamas’ın bu komiteye tüm idari yetkilerini devretmeye ve komitenin çalışmalarını kolaylaştırmaya hazır olduğunu ilan ederek, pratik bir işbirliği sinyali verdi.
İnsani krize dair acil çağrılar da konuşmada geniş yer buldu. Refah Sınır Kapısı’nın iki yöne de tamamen açılması ve insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın Gazze’ye girişinin sağlanması istendi. El-Hayye, arabulucu ülkelere yaptığı çağrıda, 2 milyondan fazla Filistinlinin barınma, gıda ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kapsamlı imar planlarının derhal devreye sokulmasının şart olduğunu vurguladı.
Ancak tüm bu siyasi ve insani mesajların arka planında, sahada devam eden gerilim ve şiddet unutulmadı. El-Hayye, İsrail ordusunun son saldırısında Hamas’ın silah üretim sorumlusu Raid Saad’ın öldürüldüğünü doğruladı. İsrail tarafının “7 Ekim saldırılarının mimarlarından” olarak tanımladığı Saad’ın ölümü, ateşkesin ne kadar kırılgan bir zeminde ilerlediğini gözler önüne serdi. Resmi verilere göre, 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından bu yana İsrail saldırılarında en az 386 Filistinli hayatını kaybetti, 1018 kişi yaralandı.
Halil el-Hayye’nin bu kapsamlı konuşması, Hamas’ın gelecek müzakerelerdeki kırmızı çizgilerini net bir şekilde ortaya koydu: Silahlanma hakkından taviz yok, Filistin’in iç işlerine dış müdahale kabul edilemez, insani krizin çözümü ve yeniden imar en acil önceliktir. ABD Başkanı Trump’ın vizyonu çerçevesinde varılan mutabakatları da hatırlatan el-Hayye, Filistin halkının kaderini tayin hakkının her şeyin üzerinde olduğunu bir kez daha dünyaya duyurdu. Tüm bu mesajlar, Gazze’deki ateşkesin ikinci ve üçüncü aşamalarına giden yolun, özellikle silahsızlandırma ve yönetim modeli konularında, son derece engebeli olacağının işaretini veriyor.
Haber içeriği, Hamas’ın el-Aksa televizyonunda yayımlanan konuşma metni ve hareketin resmi açıklamaları referans alınarak detaylandırılmış ve genişletilmiştir.