Gercüş’te Toprağın Altından Çıkan Kırmızı Altın: Bir Çiftçinin Safran Macerası

Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı Poyraz köyünde, geleneksel tarımın sınırlarını zorlayan bir hikâye filizleniyor. Uzun yıllardır bölgenin temel geçim kaynaklarından biri olan fıstık üretimiyle uğraşan çiftçi Demir, tarımsal üretimde çeşitliliğin ve yeniliğin önemine inanarak, alternatif ve katma değeri yüksek bir ürün arayışına girdi. Bu arayış, onu dünyanın en değerli baharatlarından biri olan safranla buluşturdu.

Yaptığı kapsamlı araştırmalar ve iklim-toprak analizleri sonucunda, Gercüş topraklarının safran (Crocus sativus) için potansiyel taşıyabileceği fikrine kapılan Demir, işe küçük ama özenli bir adımla başladı. Sadece 10 metrekarelik bir deneme parseli ayırarak, ilk safran soğanlarını toprakla buluşturdu. Bu mütevazı başlangıç, onun için hem bir öğrenme süreci hem de toprağın dilini anlama çabasıydı.

Sonbaharın serin günlerinde mor renkli çiçekleriyle açan safranın gelişimini gün be gün, titizlikle takip etti. Hasat zamanı geldiğinde ise elde ettiği sonuç, tüm beklentilerini aştı. İlk yıl deneme üretiminden alınan verim ve kalite, hem kendisini hem de çevresindekileri şaşkına çevirdi. Ürünün kalitesinden emin olmak için numuneleri, Çukurova’da görev yapan ziraat mühendisi arkadaşlarına gönderdi. Aldığı geri dönüş son derece olumluydu. Mühendisler, Gercüş toprağında yetişen safranın renk, aroma ve boyut olarak oldukça yüksek standartlara sahip olduğunu ve bölge ikliminin bu değerli bitkiye şaşırtıcı derecede uygun olduğunu belirttiler.

“Fıstığın yanı sıra ne üretebiliriz, toprağımızın başka hangi hazineleri sakladığını nasıl keşfederiz diye düşünürken, safran fikri önüme çıktı. Küçük bir alanda, ‘acaba olur mu?’ diyerek başladığımız bu deneme, bize toprağın ne kadar cömert olabileceğini gösterdi. Sonuçlar gerçekten şaşırtıcıydı. Mühendis arkadaşlarımızın da onayı, bu işte doğru yolda olduğumuzu ve bölgemiz için yeni bir kapı araladığımızı hissettirdi.”

Denemeden aldığı bu cesaret verici sonuçlar, Demir’in önümüzdeki adımlarını planlamasına olanak sağladı. Artık küçük ölçekli bir denemenin ötesine geçmeye hazırlanıyor. Önümüzdeki üretim sezonunda, yaklaşık 3 dönümlük (3.000 metrekare) bir alanda safran ekimine başlayacağını açıklayan Demir, bu adımın bölge tarımı için önemli bir dönüm noktası olabileceğinin altını çiziyor.

Demir, safran üretiminin sadece kendisi için değil, tüm ilçe ve bölge için yeni bir ekonomik soluk anlamına gelebileceğini düşünüyor. Fıstık üretiminin yanında, dönüm başına çok daha yüksek bir gelir potansiyeli sunan safranın, çiftçiler için cazip bir alternatif gelir kapısı oluşturabileceğini vurguluyor. Bu değerli bitkinin, bölgenin tarımsal profilini zenginleştirerek, genç nüfusun tarıma olan ilgisini de artırabileceğine inanıyor.

“Bu bitki, bu topraklarda hem boyut hem de kalite olarak gerçekten çok iyi gelişiyor. Fıstığın yanında, adeta bir ‘kırmızı altın’ gibi parlayacak yeni bir gelir kapısı oluşturacağını düşünüyorum. Bu yolculuğa iki çiftçi arkadaşımla birlikte başladık. Onların da heyecanı ve inancı çok büyük. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda, Gercüş’ün adı safranla da anılacak ve bu üretim her geçen yıl daha da artacak. Bu, bölgemizin kaderini değiştirebilecek bir tarımsal çeşitlilik hamlesidir.”

Demir’in bu girişimi, geleneksel tarım bölgelerinde inovasyon ve araştırma-geliştirmenin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Küçük bir deneme parselinden yola çıkarak, bölgesel kalkınmaya dair büyük bir umut tohumu ekiyor. Gercüş’ün verimli topraklarında, fıstık ağaçlarının gölgesinde filizlenen bu mor çiçekler, sadece bir çiftçinin değil, belki de tüm bir bölgenin ekonomik geleceğini renklendirmeye aday.