Fethiye’deki Dağın Zirvesinden Tarih İndi: 1800 Yıllık Mezar Steli Kurtarıldı
Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Kayacık Mahallesi’nin sarp ve ulaşılması güç dağlık arazisinde, bir vatandaşın ihbarı üzerine keşfedilen ve ilk bakışta olağanüstü değeri anlaşılan bir tarihi eser, arkeologların 7 saatlik insanüstü bir çabayla gerçekleştirdiği zorlu bir operasyonla gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık 300 kilogram ağırlığındaki devasa mezar steli, bulunduğu andan itibaren titizlikle koruma altına alındı ve nihayetinde Fethiye Müze Müdürlüğü’ndeki yerini aldı.
İlk keşif anı, heyecan ve tedbirin iç içe geçtiği kritik bir süreci başlattı. Eserin bulunduğu nokta, araç yolundan yaklaşık 45 dakikalık yürüyüş mesafesinde ve oldukça engebeli bir araziydi. Uzmanlar tarafından yapılan ilk incelemede, stelin oldukça eski ve son derece değerli olduğu anlaşıldı. Ancak, anında taşınması hem lojistik olarak imkansızdı hem de esere zarar verme riski taşıyordu. Bu nedenle, definecilerin veya doğa şartlarının olası tahribatına karşı alınabilecek en akıllıca önlem uygulandı: Stel, geçici olarak ve büyük bir özenle yeniden toprağa gömüldü. Bölgenin güvenliği ise, her türlü hareketi anında tespit edebilecek fotokapanlar (hareket sensörlü kameralar) ile sağlandı.
Ardından, eseri güvenle taşımak için kapsamlı bir hazırlık dönemi başladı. Ekipmanlar temin edildi, taşıma rotası ve yöntemi üzerine detaylı planlamalar yapıldı. Hazırlıklar tamamlandığında, arkeologlar ve deneyimli işçilerden oluşan ekip, tarihi eseri kurtarmak için yeniden zorlu araziye doğru yola koyuldu. Eser, özel ambalaj malzemeleriyle hassas bir şekilde paketlendi ve sağlamlaştırıldı. Yaklaşık 7 saat süren fiziksel olarak son derece yorucu ve teknik beceri gerektiren bir operasyonla, sırtlarda ve iplerle kontrollü bir şekilde, adım adım dağdan aşağıya indirildi. Bu süreç, arkeolojik kurtarmanın sadece bilgi değil, aynı zamanda fiziksel dayanıklılık ve ekip çalışması gerektiren bir disiplin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
MS 1-3. Yüzyıldan Bir Aile Portresi
Fethiye Müze Müdürlüğü’ne getirilerek nihai koruma altına alınan stelin temizlik ve konservasyon işlemlerinin ardından sergileneceği açıklandı. Taşıma çalışmalarında bizzat görev alan arkeolog Ahmet Meke, eserin önemi hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı. Meke, stelin MS 1. ile 3. yüzyıllar arasına, yani Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendiğini belirterek, eserin Anadolu’da yaygın olarak görülen sunak formundaki mezar stellerinden biri olduğunu, ancak üzerindeki detayların onu özel kıldığını vurguladı.
Arkeolog Meke, “Eser, üzerindeki kabartmalar ve ikonografik detaylar açısından büyük önem taşıyor. Ön yüzünde, büyük olasılıkla bir aile portresini betimleyen bir kadın ve bir erkek figürü işlenmiş. Figürlerin giyim kuşamı, duruşları ve birbirleriyle olan ilişkiselliği, Roma dönemi Lykia bölgesinin sosyal yaşamına, aile yapısına ve kültürel kodlarına dair paha biçilmez ipuçları sunuyor” dedi.
Stelin yan yüzünde yer alan çelenk motifinin ise oldukça anlamlı olduğunu söyleyen Meke, “Bu motif, antik dünyada zaferi, ölümsüzlüğü ve saygınlığı simgeler. Mezarın sahibi veya sahiplerinin, toplum içinde önemli ve saygın bir konuma sahip olduğunu gösteren bir işarettir” şeklinde konuştu.
“Vatandaş Duyarlılığı, Kültürel Mirasımız İçin Hayati Önemde”
Operasyonun başarıya ulaşmasında, tarihi eseri bulan ve durumu yetkililere bildiren vatandaşın rolüne dikkat çeken Arkeolog Ahmet Meke, kültürel mirasın korunmasında toplumsal bilincin önemini vurguladı. Meke, “Bu tür keşiflerde vatandaşlarımızın gösterdiği duyarlılık ve sorumlu davranış gerçekten hayati önem taşıyor. Herhangi bir tarihi eser veya kalıntı ile karşılaşan vatandaşlarımızın, esere en ufak bir müdahalede bulunmadan, bulunduğu yeri değiştirmeden, en kısa sürede en yakın müze müdürlüğüne veya kolluk kuvvetlerine haber vermesi, mirasımızın geleceğe aktarılmasındaki en büyük garantidir” çağrısında bulundu.
Fethiye Müzesi’nde bilimsel çalışmaları tamamlanacak olan 1800 yıllık mezar steli, yakın bir gelecede ziyaretçilerle buluşarak, onlara bölgenin kadim tarihine ve Roma döneminde bu topraklarda yaşamış insanların hikayesine tanıklık etme fırsatı sunacak.