Mutfak Enflasyonu Derinleşiyor: Kırmızı Et Fiyatları Bir Günde Yüzde 20’ye Varan Zamlar ile Rekor Kırıyor
Gıda enflasyonunun odağındaki kırmızı et, vatandaşın sofrasından uzaklaşırken, İstanbul’da bir gün içinde yaşanan fiyat sıçraması endişeleri büyüttü. Ucuz et kuyrukları ve ithalat tartışmaları gölgesinde, temel gıda maddesi olan et, lüks tüketim haline geliyor.
Son aylarda sürekli gündemde olan ve dar gelirli vatandaşın neredeyse tadını unuttuğu kırmızı etteki zam furyası, yeni bir ivme kazandı. Artan maliyetler, döviz kurlarındaki hareketlilik ve arz-talep dengesizliği gibi bir dizi faktör, kasap tezgahlarındaki fiyat etiketlerini her geçen gün yeniden yazdırıyor. Ancak bu seferki artış, olağanüstü bir hızla gerçekleşti.
Bir Günde Yaşanan Şok Artış: Kıyma 950, Kuşbaşı 1.000 TL
İstanbul’un Güngören Haznedar semtindeki kasap tezgahları, pazartesi sabahına yepyeni fiyat etiketleriyle açıldı. Yapılan araştırmaya göre, bir kasapta daha bir gün önce 800 Türk Lirası olan bir kilogram kıyma fiyatı, yüzde 18.7’lik sert bir artışla 950 Türk Lirası’na fırladı. Bu, neredeyse beşte birlik bir zam anlamına geliyor.
Aynı şok artış, diğer et çeşitlerinde de kendini gösterdi. Aynı işletmede, bir kilogram kuşbaşı etin fiyatı ise 900 liradan 1.000 liraya yükseldi. Bu da yüzde 11’lik bir artışa işaret ediyor. Söz konusu artışların sadece bir işletmeyle sınırlı kalmadığı, çevredeki diğer kasaplarda da benzer veya daha yüksek oranlı zamlara gidildiği belirtiliyor.
Bu rakamlar, asgari ücretle geçinmeye çalışan bir vatandaşın, bir kilo kıyma alabilmek için asgari ücretin net tutarının yaklaşık yüzde 10’unu tek kalemde ödemesi gerektiği anlamına geliyor. Aile boyutu bir yemek için gereken 2-3 kilo etin maliyeti ise neredeyse bir asgari ücretlinin bir haftalık mutfak masrafına denk hale gelmiş durumda.
Arka Planda Neler Yaşanıyor?
Ani fiyat artışlarının tek ve basit bir nedeni yok. Uzmanlar, birbiriyle bağlantılı bir dizi faktöre işaret ediyor:
Canlı Hayvan ve Yem Maliyetleri: Besicinin en büyük gider kalemi olan yem fiyatları, dövize endeksli olarak sürekli yükseliyor. Mısır, soya gibi ithal yem ham maddelerindeki maliyet artışı doğrudan besi çiftliklerinin maliyetlerine yansıyor.
ESK İthalatı ve Piyasa Dinamiği: Hükümetin enflasyonla mücadele kapsamında Et ve Süt Kurumu (ESK) aracılığıyla yaptığı ithalat, bir süredir tartışma konusu. Ucuz et satışı için oluşan uzun kuyruklar, talebin ne denli yüksek olduğunu gösterirken, bazı kesimler bu ithalatın yerli üreticiyi zora soktuğunu ve piyasadaki fiyat istikrarını uzun vadede olumsuz etkilediğini iddia ediyor. Son dönemde gündeme gelen “ithalat skandalı” iddiaları ise süreci daha da karmaşık hale getiriyor.
Döviz Kuru ve Genel Enflasyon Baskısı: Türk Lirası’ndaki değer kaybı, tarım ve hayvancılık sektörünün ithalata bağımlı olduğu her alanda (ilaç, yem, ekipman) maliyetleri artırıyor. TÜİK’in açıkladığı yüksek enflasyon rakamları, perakendeci ve tüketici psikolojisini de etkileyerek fiyat beklentilerini yukarı çekiyor.
Tüketici Ne Yapıyor?
Bu koşullar altında tüketici, birkaç yola başvuruyor: Birinci ve en görünür yol, ESK büfeleri önünde oluşan, saatler süren kuyruklar. İkinci yol, kırmızı et tüketimini azaltmak veya tamamen kesmek. Birçok aile, kırmızı et yerine kanatlı hayvan etine (tavuk, hindi) yöneliyor veya kuru baklagillerle protein ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Üçüncü yol ise, kasap ve marketlerdeki indirimli ürünleri takip etmek, ancak bu tür fırsatların sayısı da giderek azalıyor.
Güngören’deki vatandaşlardan alınan tepkiler, durumun vahametini ortaya koyuyor: “Artık eti sadece bayramlarda, özel günlerde görüyoruz. Çocuklarımıza ‘eti unuttuk’ dedirtmek çok ağırımıza gidiyor. 1000 lira kuşbaşı, 950 lira kıyma… Bu fiyatlarla nasıl alışveriş yapacağız?” şeklinde yakınan vatandaşlar, acil ve kalıcı çözüm çağrısında bulunuyor.
Gelecek Beklentileri Karamsar
Kurban Bayramı’na yaklaşılırken, kırmızı et fiyatlarındaki trendin aşağı yönlü dönmesi pek mümkün görünmüyor. Mevsimsel talep artışı, bayram öncesi yaşanan geleneksel fiyat yükselişleri ile birleştiğinde, önümüzdeki haftalarda tezgah fiyatlarının daha da yukarı seviyelere çıkabileceği öngörülüyor.
Uzmanlar, kısa vadeli ithalat çözümlerinin ötesine geçen, yerli üretimi destekleyici, çiftçiyi ve besiciyi koruyucu, tedarik zincirini kısaltacak yapısal reformların şart olduğunun altını çiziyor. Aksi takdirde, kırmızı et, Türkiye’deki orta ve dar gelirli aileler için ulaşılmaz bir protein kaynağı olmaya devam edecek.