İmamoğlu’nun “Diploma Davası”: Silivri’de Kritik Duruşma ve Siyasi Gerilim
Türkiye siyaset gündeminin merkezindeki isimlerden biri olan ve halen Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yarın önemli bir yargı sürecinin daha eşiğinde. İmamoğlu, hakkında açılan ve kamuoyunda “diploma davası” olarak bilinen dava kapsamında yarın hakim karşısına çıkacak. Bu duruşma, sadece bir yargılama oturumu olmanın ötesinde, ülkenin siyasi ikliminde derin yankılar uyandırması beklenen bir buluşma olarak kayıtlara geçmeye aday.
Duruşmanın, Pazartesi günü saat 11.00’de görülecek olması, haftanın ilk iş gününü siyasi ve toplumsal bir odak noktasına dönüştürdü. Davanın teknik detayları kadar, duruşma salonu dışında yaşanacaklar da büyük önem taşıyor. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı bir dizi paylaşımla, parti tabanını ve destekçilerini harekete geçirdi. Çelik, açık bir dayanışma ve protesto çağrısı yaparak, duruşma günü Silivri’de olacaklarını duyurdu.
Çelik’in mesajları, muhalefet cephesinin bu davaya bakış açısını ve siyasi çerçevesini net bir şekilde ortaya koydu. Yaptığı paylaşımda, “Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu engellemek için 35 yıllık diplomasını iptal ettiler” ifadesini kullanan Çelik, süreci siyasi bir hedef olarak nitelendirdi. Ardından gelen, “Yetmedi, kendisine ve üniversite arkadaşlarına dava açtılar” sözleri ise, iddianın sadece İmamoğlu ile sınırlı kalmayıp genişletildiğine dikkat çekti.
CHP’li yönetici, bu çağrısını daha geniş bir siyasi mücadele söylemiyle birleştirdi. “Toplum vicdanının reddettiği bu davayı yerinde takip etmek için yarın Silivri’deyiz. Türkiye’yi savunmak için orada olacağız!” açıklaması, duruşmayı yargısal bir olaydan çıkarıp, ülkenin geleceği ve demokrasi mücadelesinin bir simgesi haline getiren bir anlatıma dönüştü. Çelik, sözlerini, “Sandıkta kendine güvenmeyenlerin hileleriyle sonuna kadar mücadele edeceğiz!” diyerek tamamladı. Bu ifade, muhalefetin, İmamoğlu’na yönelik yargı süreçlerini, iktidar blokunun seçim öncesi taktiğinin bir parçası olarak gördüğünü açıkça ilan etti.
Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olması ve Cumhurbaşkanı adayı sıfatını taşıması, bu rutin görünümlü duruşmayı olağanüstü kılıyor. Davanın konusu olan diploma iddiaları, aylardır tartışma konusu olmuş, İmamoğlu ve avukatları tarafından defalarca yalanlanmıştı. Ancak sürecin, İmamoğlu’nun aktif siyasetten uzaklaştırıldığı bir döneme denk gelmesi ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gerçekleşmesi, her adımın siyasi bir anlam yüklenerek okunmasına neden oluyor.
Yarın Silivri’de, sadece bir mahkeme salonunda değil, adliye çevresinde de yoğun bir hareketlilik yaşanması bekleniyor. CHP’li siyasetçilerin, milletvekillerinin, parti üyelerinin ve sivil toplum destekçilerinin bölgeye akın etmesi öngörülüyor. Bu durum, güvenlik önlemlerinin de üst düzeyde alınmasını gerektiriyor. Duruşma, İmamoğlu’nun savunmasını doğrudan yapıp yapamayacağı, yeni delil veya taleplerin gündeme gelip gelmeyeceği gibi teknik hususların yanı sıra, Türkiye’nin kutuplaşmış siyasi atmosferinde yeni bir gerilim alanı yaratma potansiyeli taşıyor.
Analistler, bu davayı ve İmamoğlu’nun içinde bulunduğu diğer yargı süreçlerini, önümüzdeki seçim döneminin en belirleyici unsurlarından biri olarak görüyor. Muhalefet cephesi, tüm bu süreçleri “siyasi operasyon” olarak nitelendirip, tabanını ve toplumsal desteği harekete geçirmeye çalışırken, iktidar kanadı ve yargı makamları ise işin hukuki boyutuna vurgu yapıyor. Yarınki duruşma, bu iki anlatının bir kez daha, en sert şekilde çarpışacağı bir sahne olacak. Sonuçları itibarıyla sadece bir kişinin değil, Türkiye siyasi tarihinin önemli bir kesitinin şekillenmesinde rol oynayabilecek bir dönüm noktasına işaret ediyor.
