Columbia CEO’su Tim Boyle’dan Düz Dünya Savunucularına Tarihi Meydan Okuma: Şirketi Almaları İçin “Dünyanın Sonunu” Bulmaları Gerekiyor
Giyim devi Columbia Sportswear’ın milyarder CEO’su Tim Boyle, dünyanın düz olduğunu iddia edenlere, tarihin en sıra dışı ve değerli meydan okumalarından birini yöneltti. Boyle, “dünyanın gerçek bir ucu olduğunu” ispatlayabilen herkese, şirketin kontrolünü ve tüm varlıklarını devretme sözü verdi. Ancak bu görünüşte basit teklifin ardında, pazarlama dehası ve yasal inceliklerle örülü bir hikaye yatıyor.
76 yaşındaki Tim Boyle, Oregon, Portland’daki Columbia Sportswear genel merkezinde, markanın yeni “Expedition Impossible” (İmkansız Keşif) kampanyası kapsamında yaptığı açıklamada, düz dünya teorisyenlerine doğrudan seslendi. Serveti 1.6 milyar dolar olan ve ailesinin kurduğu, piyasa değeri yaklaşık 3 milyar dolar olan bu dev şirketi, neredeyse bedavaya vermeyi teklif ettiği iddiası, sosyal medyada ve iş dünyasında büyük yankı uyandırdı.
“Bu mesajım düz dünya teorisyenlerine,” diyen Boyle, kameralar karşısında şu sözleri sarf etti: “Dünyanın bir sonu olduğunu iddia ediyorsunuz. O halde gidin, o sonun, o uçurumun fotoğrafını çekip bize getirin. Karşılığında şirketin tüm varlıklarını alın. Evrak yok, avukat yok, koşul yok.” Boyle, bu sözleri söylerken ofis koridorlarında dolaşıyor, toplantı odalarını, çalışan mutfağını, kahve makinelerini işaret ederek, “İşte hepsi sizin olacak” mesajı veriyordu.
“Küçük” Bir Detay: 100 Bin Dolarlık Şirket
Ancak reklam filminin ilerleyen saniyelerinde, perde arkasındaki gerçek ortaya çıkıyor. Kendisini “Boyle’un avukatı” olarak tanıtan bir kişi, ekrana gelerek teklifin detaylarını açıklıyor. Gerçek şu ki, Columbia Sportswear Company’nin kendisi değil, “The Company, LLC” adında, varlıkları yaklaşık 100 bin dolar olan ayrı bir tüzel kişilik oluşturulmuş. Yani, düz dünyanın kenarını bulan bir maceracı, milyarlarca dolarlık giyim imparatorluğunu değil, bu çok daha mütevazı işletmenin varlıklarını kazanabilecek. Bu hamle, kampanyanın hem yasal risklerini sıfıra indiriyor hem de akıllıca bir pazarlama stratejisi olarak öne çıkıyor.
Kurallar Net: “Yaratıcı Kısayollar” Kabul Edilmiyor
Columbia, meydan okumanın kurallarını da son derece spesifik ve katı bir şekilde belirlemiş. Katılımcıların “yaratıcı kısayollar” denemesine izin verilmeyecek. İstenen fotoğraf, “gezegenin fiziksel, görünür bir sonunu” net bir şekilde göstermek zorunda. Reklam filminde, bu durum “sonsuz bir uçurum, dipsiz bir boşluk ya da sonsuza açılan bulutlar” gibi imgelerle açıklanıyor.
Şirket, neyin kabul edilmeyeceğini de açıkça listeleyerek her türlü muğlaklığın önüne geçiyor: Sıradan bir dağ uçurumu, bir mahalle çıkmaz sokağı ya da ismini yasal olarak “The Edge” (Kenar) olarak değiştirmiş bir arkadaşınızın (örneğin Dave) fotoğrafı, bu tarihi ödülü kazanmak için yeterli olmayacak. Bu kriterler, meydan okumayı pratikte neredeyse imkansız hale getirirken, aynı zamanda düz dünya inancının temel iddiasını doğrudan test etmeyi amaçlıyor.
Binlerce Yıllık Bilimsel Gerçek ve Modern Bir İnanç Sistemi
İnsanlık, Dünya’nın yuvarlak olduğunu yaklaşık 2 bin yıldır biliyor. Antik Yunan filozoflarından, denizcilerin ufukta kaybolan gemilerin önce gövdesini sonra direklerini gözlemlemesine, Ay tutulmalarında Dünya’nın yuvarlak gölgesinin düşmesinden, modern uzay araçlarının çektiği sayısız fotoğrafa kadar sayısız kanıt, gezegenimizin küresel şeklini tartışmasız bir şekilde ortaya koyuyor.
Buna rağmen, modern düz dünya hareketi, 1849’da İngiliz yazar Samuel Rowbotham’ın yayımladığı “Zetetic Astronomy” (Araştırmacı Astronomi) adlı çalışmaya dayanıyor. Rowbotham, Dünya’nın Kuzey Kutbu’nun merkezde olduğu, etrafını Antarktika’nın bir buz duvarı olarak çevrelediği düz bir disk olduğunu iddia etti. Bu fikir, 20. yüzyılda özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde taraftar buldu.
Günümüzdeki birçok düz dünya savunucusu, NASA gibi uzay ajanslarına, bilimsel kurumlara ve hükümetlere derin bir güvensizlik duyuyor. Onlara göre, küresel Dünya anlatısı, güçlü aktörler tarafından sürdürülen büyük bir komplonun parçası. Tüm bilimsel kanıtlar ve uzay fotoğrafları, bu “gerçeği” gizlemek için üretilmiş sahtekarlıklar olarak görülüyor.
Pazarlama Dehası mı, Sosyal Yorum mu?
Tim Boyle’un bu meydan okuması, bir yandan “Expedition Impossible” kampanyasının ruhuna uygun olarak macera, keşif ve sınırları zorlama temalarını vurguluyor. Diğer yandan, bilimsel gerçeklerle çelişen ve sosyal medyada sıklıkla gündeme gelen bir komplo teorisine, şaşırtıcı ve konuşulur bir şekilde dikkat çekiyor. Kampanya, düz dünya inancının temel iddiasını, onu savunanların lehine olacak şekilde kabul edip, “O zaman ispatlayın” diyerek, onları kendi mantıksal çıkmazlarıyla baş başa bırakıyor.
Sonuç olarak, Columbia Sportswear’ın bu hamlesi, milyarlarca dolarlık bir şirketin kontrolünü verme iddiasıyla başlayan, ancak ince yazılmış yasal koşullar ve 100 bin dolarlık bir ödülle sonuçlanan, son derece iyi kurgulanmış bir pazarlama ve sosyal iletişim operasyonu. Hem markanın görünürlüğünü artırıyor hem de bilimsel yöntem ve kanıt kavramları etrafında, geniş kitlelerin ilgisini çeken bir tartışma başlatıyor. Düz dünya savunucuları ise, milyarlık hayallerle çıktıkları bu “imkansız keşifte”, en iyi ihtimalle, küçük bir LLC’nin sahibi olma şansına sahip olacaklar.