Kanada’nın Stratejik Dönüşümü: Suriye ve HTŞ’ye Yönelik Terör Listelerinde Tarihi Revizyon
Kanada hükümeti, Orta Doğu politikasında köklü bir değişikliğe imza atarak, ülkenin resmi terör örgütleri listesinden Halkın Suriye Topluluğu’nu (HTŞ) çıkardı. Bu radikal karar, yalnızca bir örgütün statüsünün değişmesinden ibaret olmayıp, bölgesel dengeleri ve uluslararası diplomasiyi derinden etkileyecek geniş kapsamlı bir stratejik dönüşümün habercisi niteliğinde.
Ottawa yönetiminin aldığı kararlar, iki temel eksende şekilleniyor. İlk olarak, Suriye’de Beşşar Esad rejimini devirerek iktidarı ele geçiren ve liderliğini yeni Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın yaptığı HTŞ, Kanada’nın terör listesinden resmen silindi. Bu hamle, fiilen ülkenin kontrolünü elinde tutan ve uluslararası arenada meşruiyet arayışında olan yeni Suriye yönetimini tanıma yönünde atılmış kritik bir diplomatik adım olarak yorumlanıyor.
Kararın ikinci ve en az birincisi kadar çarpıcı ayağı ise, Kanada Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’yi “teröre destek veren ülkeler” listesinden çıkarması oldu. Bu liste, tarihsel olarak devlet sponsorlu terör faaliyetlerinde bulunduğu iddia edilen ülkeleri kapsıyordu. Suriye’nin bu kategoriden çıkarılması, Esad sonrası dönemde kurulan yeni hükümetin, Ottawa nezdinde artık bir “terör destekçisi” devlet olarak görülmeyeceği anlamına geliyor.
Analistlere göre Kanada’nın bu beklenmedik politik revizyonunun arkasında bir dizi karmaşık faktör bulunuyor. Suriye’deki istikrarsızlığın ve insani krizin devam ettiği bir ortamda, bölgede fiili otorite kuran HTŞ yönetimiyle diyalog kanallarını açma ihtiyacı, kararın temel motivasyonlarından biri. Ayrıca, bölgede artan Çin ve Rusya etkisine karşı, Batılı bir aktör olarak alternatif bir partner arayışı da Ottawa’nın hesap kitabında önemli bir yer tutuyor.
Kararın uluslararası yansımaları ise derin ve çok katmanlı. Kanada’nın bu hamlesi, özellikle ABD ve bazı Avrupa Birliği ülkeleri tarafından hala terör listelerinde tutulan HTŞ’ye yönelik küresel yaklaşımda bir çatlak oluşturabilir. Müttefikleriyle istişarelerde bulunmadan böylesine hassas bir konuda tek taraflı hareket eden Kanada’nın, NATO ve Five Eyes gibi istihbarat paylaşımı ittifakları içinde nasıl bir tepkiyle karşılaşacağı merak konusu.
Suriye iç siyasetinde ise, Ahmed Şara liderliğindeki HTŞ hükümeti için bu karar büyük bir propaganda zaferi ve uluslararası tecridin kırılması yönünde somut bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Karar, ülke içinde rejimin meşruiyetini güçlendirirken, yabancı yatırım ve uluslararası yardımların önünü açma potansiyeli taşıyor.
Ancak, insan hakları örgütleri ve Suriye muhalefetinin sürgündeki temsilcileri, Ottawa’yı kararından dolayı sert bir dille eleştiriyor. Eleştirilerin odağında, HTŞ’nin geçmişteki askeri operasyonları sırasında sivil kayıplara yol açtığı iddiaları ve yeni rejimin demokratik standartlara uygun olup olmadığı konusundaki derin endişeler yer alıyor. Kanada hükümeti ise yaptığı yazılı açıklamada, bu kararın “Suriye halkıyla doğrudan ve yapıcı bir ilişki kurma, istikrarı teşvik etme ve nihayetinde bölgedeki çatışmalara kalıcı çözümler bulma” amacı taşıdığını vurguladı.
Sonuç olarak, Kanada’nın terör listelerinde yaptığı bu revizyon, yalnızca bir bürokratik güncellemeden çok daha fazlasını ifade ediyor. Değişen bölgesel gerçekliklere ayak uydurma ve yeni dengeler içinde konumlanma çabasının bir ürünü olan bu karar, Orta Doğu’nun karmaşık siyasi coğrafyasında yeni ittifakların ve gerilim hatlarının doğmasına neden olabilir. Önümüzdeki dönemde, diğer Batılı başkentlerin Ottawa’yı takip edip etmeyeceği, uluslararası diplomasinin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelecek gibi görünüyor.
Haber, Kanada Dışişleri Bakanlığı resmi açıklamaları, uluslararası ilişkiler analistlerinin değerlendirmeleri ve bölgesel kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında genişletilerek hazırlanmıştır. Gelişmelerin diplomatik ve siyasi sonuçları yakından takip edilmektedir.